HÜZÜNLÜ KALPLER DURAĞI (Tamam...

By lazKizi_61_

789K 40K 6.2K

01.06.17* Romantizm #36 * Aşk, edep ile güzeldir... ***** Uzun yıllardır sürüp giden bir arkadaşlık. Bu arkad... More

«HÜZÜNLÜ KALPLER DURAĞI~Tanıtım
«H.K.D.~1
«H.K.D.~2
«H.K.D.~3
«H.K.D.~4
«DUYURU...»
H.K. D.-5
<H.K.D.-6
<<H.K.D.-7
ALINTI...
«H.K.D.~8
«H.K.D.~9
«H.K.D.~10
«H.K.D.~11
12~Alıntı
«H.K.D.~12
H.K.D.-13
Alıntı~14. bölümden
«H.K.D.~14
«H.K.D.~15
«H.K.D~16/Alıntı
«H.K.D.~16
«H.K.D~16/2
«H.K.D.~17/1
H.K.D.-17/2
«H.K.D. ~18
«H.K.D.~19 ALINTI
«H.K.D.~19
H.K.D.-19/2-ALINTI
H.K.D. 19-2
H.K.D. 20-Alıntı
H.K.D.-20
H.K.D.-21/ALINTI
H.D.K. 21-ALINTI/2
«H.K.D. ~21»
°H.K.D.~22~
<H.K.D.-23 Alıntı
H.K.D.-23
<H.K.D.-24>
H.K.D.-25/Alıntı
<H.K.D.-25>
~H.K.D. 26/Alıntı~
<H.K.D.-26>
H.K.D.~27
H.K.D.-28-
-H.K.D.29-
-H.K.D. 30/Alıntı-
-H.K.D.30-
*H.K.D./31
H.K.D./32
H.K.D.-33-
H.K.D./34
H.K.D.-35-♡
H.K.D.*36*
H.K.D./37
H.K.D./38-ALINTI
H.K.D./38
MUTLU BAYRAMLAR...
H.K.D./39
H.K.D./40
H.K.D./41
H.K.D.\42
H.K.D./43
H.K.D./45
H.K.D./46
HKD/47
HKD/48
HKD/49
HKD/50
HKD/51
HKD\52
HKD/53
HKD/Alıntı
HKD/54~I
HKD/54~II
HKD/55
HKD/ 56
HKD/57/1.part
HKD/57/2. Part Alıntı
BİR DAKİKA BAKAR MISINIZ😉
HKD/57/2
HKD/58/Alıntı
SİZE BİR HABERİM VAR👀✋
HKD/58/ 1.part
Bir saniye toplaşabilir miyiz?
HKD/58/ 2.part
❗SAADET ÇIKMAZI'ndan Haber Getirdim❤🌼
GİZEM VE DEVRAN...❤
59.Bölüm/Alıntı...
59/1 Bölüm
59/2 Alıntı ve Bölüm Bilgisi
HKD/59/2
Gizem ve Devran Severler Toplaşın😂💙
HKD/60/ Alıntı
HKD/60/1.Part
HKD/ 60-2 /ALINTI
Mutlu Bayramlar
HKD 60/2. Part
AŞKLAMBAÇ Severler Burada mı?
HKD 61. Bölüm(Final) Alıntı
HKD/ 61/ ALINTI ~II~
HKD/61. Bölüm/ Final
💕Açıklama ve Teşekkür💕
🔔AŞKLAMBAÇ'TAN HABER VAR🔔
🐣BİR DAKİKANIZI ALABİLİR MİYİM?🐣
🍄Aşklambaç Günleri...🍄
🍁HKD KAPAK FOTOĞRAFI 🍁
⭐Sizleri AŞKLAMBAÇ Okumaya Davet Ediyorum⭐
🌺Sonradan Okuyanlar İçin NOT🌺

H.K.D./44

7.6K 431 141
By lazKizi_61_

********************

HERKESE İYİ BAYRAMLAR... İKİNCİ GÜN AMA BAYRAM HEDİYESİ OLARAK KABUL EDERSİNİZ BU BÖLÜMÜ. ÖPÜLDÜNÜZ...

********************

Yazar: Meh-Pare

Bölüm: 44(Huzurun adı...)

Eve geldiklerinde Yiğit, Zümra'nın valizi de alıp yatak odasına götürdü.

-Bu akşam dinlen istersen, eşyalarını yarın yerleştirirsin.

-Burası senin odan değil miydi? Diye sordu genç kız. Daha önce geldiği bu oda gözüne biraz daha büyük görünmüştü.

-Evet. Her neyse, diyerek odanın içindeki bir kapıyı açıp girdi. Bir süre sonra geri döndüğünde üzerinde beyaz bir tshirt ve lacivert bir eşofman vardı.

-Giyinme odasında senin için de ayrılmış bir kısım var, şimdilik oradan bir şeyler giyin, valizini de yerleştirir daha rahat edersin yarından sonra.

-Nasıl yani?

-Annem bir iç mimar ayarlamış. Burada bize göre biraz değişiklik yapmışlar. İçeride eşyalarının bir kısmını da bulabilirsin, dedi genç adam yüzündeki çarpık gülümsemesi ile az önce çıktığı kapıyı işaret ediyordu.

Genç Kız odada küçük bir keşif turu attığında İstanbul'daki ve burada Gizem'le kaldığı evinde olan eşyalarını görmek şaşırmasına neden oldu.

-Sanırım bu ev olayından ben hariç herkes haberdarmış.

Yiğit, Zümra'ya göz kırpıp,

-İyi geceler, diyerek odadaki büyük yatağa ilerledi. Onu fark eden genç kız,

-Aynı odada yatmayacağız, değil mi? Diye kaşlarını çatarak sordu.

-Bilmem nerede istersen yatabilirsin ama ben yatağımdan ayrılamam, diyerek bedenini yatağa deyimi yerindeyse fırlattı. Zümra onun arkasından şaşkınca bakıp olduğu yerde dikilmeye devam ediyordu.

-Tamam. Bak bunu sorun edeceğini biliyordum ve bu yüzden giyinme odasından diğer odaya açılan bir kapı var. Şimdi oraya gidebilirsin ama kalmak istiyorsan da sen bilirsin, diyerek gülümsedi. Zümra ona ters bir bakış atarak giyinme odasına girdi. Üzerine giydiği beyaz tshirt ve lacivert şortu ile diğer odaya geçti. Saçını tepesinde toplayıp Yiğit'in odasının aynı olan odaya adımını attı.

*****

Sağa sola dönüp durmaktan vazgeçerek yattığı yerden doğruldu genç kız.

-Of! Üzerindeki örtüyü atıp ayağa kalktı. Sessizce kapıyı açıp karanlık koridorun sonunda gördüğü loş ışığa doğru ilerledi.

Aydınlığa ulaştığında elinde, dumanı tüten, kupası ile camın önünde dikilen genç adamı gördü. Ne kadar zaman orada dikilip genç adamı izlediğini farkında bile değildi. Genç adamın sesiyle düşüncelerinden sıyrıldı.

-Anlaşılan seni de uyku tutmadı, Zümra tebessüm edip yanına yaklaştığında, genç adam elindeki kupayı işaret edip,

-Süt ister misin? Uykusuzluğa iyi gelir, dedi.

-Yerimi yadırgadım sanırım. Ayrıca sıcak süt sevmem, dedi elini sağa sola sallayarak istemediğini de belirtti. İkisi de genç kızın tepkisine güldü. Bir an sonra Zümra ciddileşti.

-Sen neden uyuyamadın? Evinde başka birinin varlığına alışkın değilsin ya ondan dolayı herhalde... Diye sorduğu soruyu yine kendisi cevapladı.

-Alakası yok! Sadece... Seninle aynı çatı altında olmak tuhaf bir huzur veriyor. Ama bu uzaklık beni uyutmuyor.

Genç kız duyduğu sözlerle nefesinin kesildiğini hissetti. Eli ayağı birbirine dolaşırken,

-Ben yatsam iyi olacak, diyerek arkasını döndüğünde genç adam tarafından geriye çekildi. Sırtı Yiğit'in göğsüne çarparken, genç adamın kolları tarafından sarmalandı. Zümra hareket etmeye çalışınca ellerini kendi büyük avuçları arasına hapsetti.

-Kaçma! Dedi genç adam çenesini genç kızın omuzuna yasladı.

-Yok... Öyle değil. Sadece uyumaya gidiyordum, diyerek genç adamın kollarından çıkmayı denedi. Ancak yine başarılı olamadı.

-Biraz uslu dursan ne olur sanki? Bana bu kadar asi olmasan karıcığım!

-Yiğit! Gece gece saçmalama istersen!

-Saçmalamıyorum!

Genç kızdan ses çıkmayınca topuz yaptığı saçından açıkta kalan boynuna tüy kadar hafif bir öpücük bıraktı. Genç kız bu temas ile bedenine bir ürperti yayıldığını hissetti. Yiğit kollarını çözerek Zümra'yı serbest bıraktı.

Genç kız özgürlüğüne kavuştuğu gibi genç adamdan uzaklaşıp soluğu banyoda aldı. Yiğit'in ile temas eden her zerresi şimdi alev alev yanıyordu. Yüzüne defalarca kez soğuk suyu çarptı. Ancak yüreğindeki yangını bir türlü söndüremiyordu. Biraz olsun kendine gelince yatağına dönüp yaşadığı his karmaşası ile uykuya daldı.

Genç adam açtığı kapıdan içeriye süzülürken yatakta uyuyan kıza bakıp gülümsedi. Yavaş olmaya özen göstererek yanına uzanıp genç kızı göğsüne çekti. Üzerinde hissettiği ağırlık ile rahat bir nefes alıp gülümsedi. Aradığı huzuru bulmanın verdiği rahatlık ile gözlerini yumdu.

*****

Genç adam boynuna vuran kısa ve ılık nefesler ile gözlerini araladı. Geri çekilip kollarının arasındaki genç kızın yüzünü inceledi. Yüzünde oluşan gülümsemeye engel olamazken Zümra'nın burnunun ucuna bir öpücük kondurdu. Dikkatlice genç kızı kollarından ayırdığında yastığa dağılan uzun saçlarına yüzünü daldırıp kokusunu ciğerlerine doldurdu.

-Günaydın Meleğim, diye fısıldadı yüzü saçlarının arasındayken. Geri çekilip yataktan kalktı. Giyinme odasından kendi odasına geçerek önce duş aldı. Şirkete gitmek için hazırlandığında, eline aldığı kol düğmeleri takarken adımlarını Zümra'nın odasına çevirdi. Yatakta uyuyan genç kıza uzun uzun baktı.

Yüzündeki tebessüm ile huzurla uyuyan Zümra başında dikilen adamdan bir haberdi. Yiğit dayanamayıp eğilerek Zümra'nın alnına uzun bir öpücük bıraktı. Genç kızın kıpırdanmaya başladığını hissedince hemen geri çekildi.

Zümra uyku mahmuru çıkan sesiyle, gözlerini kırpıştırarak,

-Yiğit? Dedi baş ucunda dikilen genç adama bakıp yattığı yerden doğruldu.

-Şey... Ben şirkete geçiyorum. Sen dinlen. Eşyalarını falan yerleştir. Eve alışmaya çalış istersen? Arkasını döndüğünde Zümra'nın sesiyle durakladı.

-Hayır ! Bekle bende geleceğim. Yataktan fırlayan genç kız yanından koşarak geçtiğinde Yiğit arkasından gülmekle yetindi.

- - - -

-Geldim, dedi genç kız salonda oturan genç adamın yanına ulaştığında. Yiğit elindeki kahve fincanını kafasına dikip mutfağa yöneldi. Geri döndüğünde Zümra onu kapının önünde bekliyordu.

-Hazırsan çıkalım, derken bir yandan da beyaz gömleğinin üzerine lacivert ceketini giyindi.

-Hazırım, hadi.

* * *

Arabayı otoparka bırakıp asansöre doğru yan yana yürümeye başladıklarında genç kız gergin hissediyordu. Derin nefesler alırken avucunda hissettiği sıcaklık ile olduğu yerde durdu. Bakışları kendi elini tutan Yiğit'in elini bulduğunda, genç adamın yüzüne cevap bekleyen gözlerle bakıyordu.

-Bak Zümra, bir süre en azından bana tahammül etsen! Buna dayansan olmaz mı? Benden haz etmediğini farkındayım çünkü sen de bunu saklamıyorsun. En azından bir süre bana dayan, dedi ve genç kızın narin elini biraz daha avucu içine hapsederek asansöre doğru nazikçe çekti. Asansörün önünde bekleyen birkaç kişinin dikkatini anında çektikleri için Zümra daha da gerildi.

-Tebrik ederiz Yiğit Bey! Birkaç tebrik kabul ederlerken asansör gelmişti bile. Yukarı çıkıp el ele yönetim katına girdiklerinde koridor boyunca birçok farklı anlam barındıran gözün odağı olmuşlardı.

Genç kızı odasının önüne götürüp karşısına geçti.

-İyi çalışmalar karıcığım, dedikten sonra yanağına küçük bir öpücük bırakıp arkasını dönerek kendi odasına yöneldi. Yiğit odasına girip kapıyı kapattığında genç kız öylece arkasından bakmaya devam ediyordu. Yiğit'in yaptığı bu beklenmedik davranışlar onun kilitlenmesine neden oluyordu. Üzerinde hissettiği bakışların ağırlığı ile başını çevirdiğinde Yiğit ve Devran'ın asistanlığını yapan Sude ile göz göze geldi.

-Günaydın Zümra Hanım ve ayrıca tebrik ederim. İyi yere kapak attınız!

-Sen ne dediğini sanıyorsun! Haddini bil öyle konuş!

-Ama tabi artık patron karısı olduğunuza göre size söz söyleyemeyiz, değil mi?

-Sude! Sana...-

-Zümra, ne oluyor canım? Dedi genç adam ikiliye yaklaşıp genç kızın beline kolunu sararken.

-Hiç hayatım Sude bizi tebrik etmek istemiş sadece! Dedi abartılı bir imayla.

-Sağ ol Sude. Neyse canım benim biraz işim var öğle yemeğinde görüşelim diyecektim.

-Olur canım, dedi genç kız zorlanmadan yüzünde oluşan gülümseme ile genç adama bakarken.

- - - - -

-Nasıl geçti yeni evinde ilk gecen?

-Bir de soruyor musun? Ya Gizem nasıl bana böyle bir şeyi söylemezsin.

-Kusura bakma arkadaşım ama artık bir şeyler yoluna ya girecek ya da girecek! Ayrı kalarak bunu başaramaz ikiniz de sürünmeye devam edersiniz!

-Bak sen çok bilmiş hanımın laflara bak hele! Gizem ise yüzünde alaylı bir tebessüm ile arkadaşına göz kırpıp kendi masasına yöneldi.

Yaptığı şeyin doğruluğundan bir kez daha emin olarak gülümsedi. Çünkü bir gecede arkadaşının gözlerinde beliren ışığı farkına varmamak elde değildi.

-*-* - *-

İki Ay Sonra...

-Her şey hazırsa çıkalım, dedi genç adam evi kontrol edip pencereleri kapatarak kapıya ilerledi.

-Şart mıydı şimdi bu Yiğit! Şu ihale işinden sonra gidebilirdik. Hem rakip firma sert oynuyor diyen sendin. Bu adamlar ya senin yokluğundan istifade edip bir şeyler yaparlarsa ne olacak. O mekanı kaybedemeyiz! Bu büyük bir yatırım ve mağazamızı oraya açtığımız taktirde yüzde seksen daha büyük kazanç sağlayacağımızı sende biliyorsun. Bu aile ziyaretini araya sıkıştırmanın hiç lüzumu yoktu!

-Tamam Zümra, ne konuştun kızım ya! Bunları bende biliyorum ama emin ol bu arada buyuk bir boş zaman açığımız var ve ben bunu aile ziyaretiyle değerlendirmekten mutluyum. O yüzden hadi gidelim.

Genç adam yerdeki iki küçük valizi alarak dışarıya yöneldi. Zümra genç adamın arkasından şaşkınca baktı bir süre. Duyduğu korna sesiyle kendine gelip kapıyı kilitleyerek arabanın yolunu tuttu.

Yol boyunca arabada radyodan yayılan kısık sesteki müzik dışında pek bir ses çıkmamıştı. Aralarında mola vermek için birkaç küçük diyalog dışında bir konuşma da geçmemişti.

İstanbul sınırları içine girdiklerinde Zümra'nın camı açtığını fark etti Yiğit. Beykoz sahil yolu üzerinden giderken genç kız başını cama yaslayarak denizin mis gibi konusunu ciğerlerine çekti. Esen rüzgar içindeki gergin havayı bir anda dağıtıvermişti.

-İstanbul'un havasını özlemişim, diye mırıldandı.

-Bende!

- - - - -

-Oğlum! Hoş geldiniz paşam! Zümra güzel kızım gel ne öyle emanet gibi duruyorsun kenarda köşede! Gel bakayım yanıma, dedi kolları oğlundan sonra gelini için açarak. Şefkatle genç kıza doladı.

-Akşam yemeğine Meryem Teyze davet etti anne. Sizi de bekliyor.

-Annem mi? Diye sordu genç kız şaşkınca. Ne Yiğit ne de annesi ona bir şey söylememişti.

-Evet canım akşam yemeğine davet etti Meryem Teyze.

Bir süre aralarında geçen keyifli sohbetin ardından herkes hazırlanmak için odasına çekildi.

-Keşke bana daha önceden söyleseydin Yiğit, dedi genç kız odaya girdiğinde arasından gelen adama.

-Sakin olur musun? Anlamıyorum ki neden bu kadar panik yapıyorsun!

-Ne bileyim aileme yalan söylemek pek alışkanlığım değildir. En azından kendimi buna hazırlardım.

-Tamam haklısın ama oldu bir kere. Hadi şimdi hazırlanıp çıkalım, dedi valizden çıkardığı eşyalarını yatağın üzerine bıraktı. Odanın içindeki banyoya girerek genç kızı orada benliği ile baş başa bıraktı.

Zümra, genç adamın bu kadar yumuşak bir tavırla kendisine açıklama yapmasına şaşırmış ve banyoya giren adamın arkasından bakakalmıştı. Uzunca bir süre olduğu yerde dikildikten sonra odanın köşesinde duran valizine yöneldi. Akşam için giyebileceği rahat bir şeyler bulma çabasıyla valizi karıştırdı.

Çıkardığı lacivert renkte bir elbiseyi yatağın üzerine bıraktı. Birkaç eşyasını daha eline alıp valizi kapattığı sırada banyo kapısı açıldı.

Genç adam giydiği kot pantolonu ve elinde saçını kuruttuğu havluyla kapıda göründü. Boynundan süzülen birkaç damla çıplak gövdesinden aşağıya süzülüp pantolonunun bel kısmında yok oluyordu.

Karşısındaki görüntü ile genç kız seslice yutkundu. Arada yalnızca bir adım mesafe kalıncaya kadar kendisine yaklaşan adamdan zorlukla gözlerini ayırdı. Etkilenmişti. Elindeki eşyalar ile banyoya yöneleceği sırada son anda dönüp yatağın üzerine bıraktığı elbiseyi eline aldı. Utandığı için kızaran yanaklarını saklama ihtiyacıyla başını eğip genç adamın yanından hızla geçerek banyoya girdi.

Üzerini giyip dışarıya çıktığında genç adam hala yatakta oturuyordu. Ona aldırış etmemeye çalışarak aynanın karşısına geçip saçını yapmaya başladı. Yiğit'in bakışları ise her hareketini takip ediyordu.

* * *

-Hoş geldiniz, buyurun böyle geçin, diyerek yol gösterdi Meryem Hanım dünürlerine.

-Canım kızım, diyerek kapıdan giren kızını kolları arasına aldı.

-Meryem Sultan, ne o çok mu özledin sen beni?

-Tabi benim Melek kızım, tabi ki de özledim.

-Oğlum sende hoş geldin, dedi Meryem Hanım kızından ayrılıp damadına sarıldı.

Kısa bir hoş beşten sonra yemeğe geçip derin bir sohbet eşliğinde yemeğe başladılar.

-Gelinim diye demiyorum Meryem, Zümra kızım gün geçtikçe güzelleşiyor.

-Adı gibi Melek kızım, dedi Meryem Hanım gözleri dolu dolu kızına bakarken.

Zümra utangaç bakışlarını önüne eğdiğinde Yiğit yanında oturan kızın masada duran elini tuttu.

-Ama utandırdınız karımı, dedi sahte kızgınlıkla. Avuçlarının arasındaki narin eli kaldırıp dudaklarına götürdü. Genç kız hiçbir tepki veremeden Yiğit'in avucuna bıraktığı sıcak ve yumuşacık öpücüğü hissetti. Masadakiler üzerinde kaçamak bakışlarını gezdirip odağını Yiğit'e çevirdi. Zoraki tebessüm ile karşılık verip elini genç adamın elinden çekip kurtardı.

Yemeğin sonunda erkekler dışarıda kahvelerini içerken Zümra, annesi ve Dicle Hanım arasında kaldı.

-Anlat bakalım kızım, evlilik nasıl gidiyor? Diye sordu Meryem Hanım yüzündeki muziplikle.

-Bak o eşek oğlum canını sıkıyorsa çekinme söyle kulaklarını çekeyim, diye lafa katıldı Dicle Hanım aynı muzip ifadeyle.

-Yani bir sorun yok aramızda. Her dakika beraberiz zaten işte evde.

-Yiğit sana iyi davranıyor değil mi?

-Evet Dicle Teyze. O iyi bir eş.

-Yokluğumu fırsat bilip benim biricik karımı mı sıkıştırıyorsunuz? Diye lafa girdi salona giren genç adam. İki kadının arasında gergince oturan genç kızı elinden tutup ayağa kaldırdı. Annelerinin karşısındaki koltuğa yönelip yan yana oturdular. Genç kızın yanağına seslice bir öpücük kondurup geri çekildiğinde iki kadından sevimli kıkırtılar duyuldu.

Genç kız bir anda öpülmenin verdiği şokla gözlerini kocaman açtı. Ancak kendilerini izlen annelerinin varlığını hatırlayıp toparlandı. Genç adama zoraki bir gülümseme daha sundu. Yiğit bir elini genç kızın omzuna koyup onu kendine çekerken diğer eliyle Zümra'nın elini tutuyordu.


-Ben iyi bir kocayım ve karım benden memnun ama ben ondan memnun muyum acaba?

Zümra başını yanında oturan adama çevirdi hızla. Öyle mi? Diyen bir bakış attı. Yiğit onun tepkisine kahkaha atarken genç kızı tekrar öptü.

-Şaka yaptım karıcığım! Tabi ki sende iyi bir eşsin bana.

İki anne karşılarında oturan çocuklarının mutluluğunu gördükçe yüreklerine serpilen su onlara rahat nefes aldırıyordu. Birbirlerine baktıklarında gözleri ışıldayan çocuklarını mutluluk ile izliyorlardı.

- - -

Eve döndüklerinde Yiğit anne babasına dinleneceklerini söyleyip genç kızı elinden tutarak odaya götürdü.

-Yoruldum. Ama bu akşam güzeldi, diye mırıldandı.

-Ya sorma çok güzeldi! Dedi genç kız imayla. Yiğit ona kaşlarını kaldırarak bakıp bir yandan da gömleğinin düğmelerini açıyordu.

-Neden karıcığım?

-Fırsattan istifade şapur şupur ya Rabbi şükür! Tabi sana eğlence çıktı!

-Ne alakası var karıcığım? Dedi genç adam alayla gülerken. Zümra daha fazla dayanamayıp elindeki küçük çantayı genç adama fırlattı ancak Yiğit onu havada yakalayıp bir kenara bırakmıştı.

-Benimle dalga mı geçiyorsun sen?

-Asla!

-Bana bak fırsatçı, bir daha böyle bir şey yapmaya kalkma çok fena yaparım!

-Tamam sakin! Dedi genç adam eşyalarını alıp banyoya giren genç kızın arkasından kahkahasını tutamayarak güldü. Üzerini giyindiğinde Zümra'nın da banyodan çıktığını gördü. Onun ters bakışlarına aldırmadan bedenini yatağa bıraktı.

-Hey ne yapıyorsun sen?

-Gördüğün gibi yatıyorum. Çok yorgunum ve çok çok fazla uykum var.

Sinirle soluğu yatağın yanında, kendisini umursamayan adamın baş ucunda aldı.

-Aynı yatakta yatmayı aklından bile geçirme! Dedi. Yiğit başında konuşmaya devam edip uykusunu bölen genç kızı kolundan tutarak yanına çekti. Zümra bir anda yatakta Yiğit'in yanına uzanmış olarak buldu kendini.

-Sanki daha önce benimle aynı yatakta yatmamış gibi konuşma! Ayrıca karıcığım bu saatten sonra hiç konuşma çünkü benim çok uykum var ve bir an önce uyumak istiyorum, dedi genç kızın yüzüne yüzünü yaklaştırıp tehdit eder tonda. Genç kızdan ses çıkmayınca,

-Zaten artık yatmış oldun. Hadi artık uyuyalım, diyerek gülümseyip geri çekilerek kendi başındaki gece lambasını kapattı. Zümra yattığı yerden doğruldu. Sinirle genç adama baktı ancak onun arkası dönük uyuduğunu görünce bu umursamazlığı genç kızı çileden çıkardı. Arkasındaki yastığı alıp genç adamın başına vurdu.

Yiğit aldığı darbe ile anında uyandı. İkinci darbeyi genç kızın kollarını tutarak geri püskürttü.

-Kızım iyi misin sen ne yapıyorsun?

-Beni sinir ediyorsun, dedi genç kız hırsla. Yiğit onun elindeki yastığı çekip yerine yerleştirdi. Kendisi yatıp genç kızı da çekerek yatırdı ve kollarını etrafına sardı.

-Anlaşıldı bu gece senden rahat yok. Bir sonraki atağında seni bağlamayı düşünüyorum ona göre şimdi uslu uslu uyu karıcığım.

-Bırak be! Nasıl böyle uyuyayım geri zekalı. Sıcak oluyor bırak beni!

Genç adam kollarını hafif gevşetse de genç kızı bırakmadı. Zümra bir süre kıpırdanmaya devam edip etse de Yiğit'in sesi çıkmayınca zorlukla genç adama doğru döndü biraz. Onun uyuyan yüzünü hemen dibinde bulunca gözlerini kırpıştırıp nefesini tuttu. Yiğit hafif tebessüm ile uyuyordu. Genç kız da tekrar eski pozisyonuna döndü. Genç adamın nefes alış verişleri saçlarının arasında kaybolurken o da uykuya daldı.

-* -*- * -*- *-

Zümra gözlerini araladığında yanında genç adamı bulamayınca istem dışı bir burukluk hissetti göğsünde. Ne kadar ona kızıyor, onu affedemiyor ve ona güvenemiyor olsa da içinde bir yerlerde küçükte olsa bir fısıltı duyuyordu. Yüreği buz tuttu sanıyordu ancak kenarda köşe de kalmış birkaç aşk kırıntısı bile yeter de artardı yeniden bir şeylerin yeşermesine...

Yataktan kalkıp elini yüzünü tıkadı. Uzun tül elbisesini giyip üzerine de kot ceketini geçirdi. Son bahar İstanbul'u etkisi altına almışken üşütüp hasta olmak hiç mi hiç istemezdi.

Etrafı biraz da olsa toparlayıp odadan çıkarak aşağıya yöneldi. Salona girdiğinde Yiğit'i anne ve babası ile konuştuğunu gördü. Dicle Hanım ve Fırat Bey'i dışarı çıkmak üzere hazır şekilde görmeye anlam veremese de ortada dönen sohbete kulak verdi.

-Yok baba, gezi falan hiç gerek yok. Biz zaten Bursa'da yeterince çalışıyoruz. Şuraya biraz kafa dinlemeye gelmişken bizi o sıkıcı iş muhabbetlerinin içine sokma! Biz evde iyiyiz.

-Peki siz bilirsiniz oğlum. O zaman biz çıkalım. Bahar'ın kampı başladı bugün. Sevilay Hanım'a da izin verdik. Öğlenden sonra ayrılacak. Ama sizin idare edebileceğinizi düşünüyorum. Dikkat edin kendinize.

Evden ayrılan Dicle Hanım ve Fırat Bey'i geçirdikten sonra Yiğit salondaki koltuğa uzanıp televizyon izlemeye başladı. Kısa süre genç adamın yanında oturup ilgisizce ekrana baktı. Sıkıldığını hissedip ayaklandığını sırada kahvaltıya hazırlamakta olan evin yardımcısı Sevilay 'ı gördü.

-Kolay gelsin.

-Sağ olun efendim. Bir isteğiniz mi vardı?

-Hayır yok. Sıkıldım biraz yardım etmeye geldim, dedi genç kız yüzündeki tatlı tebessümü ile.

-Her şey hazır siz masaya geçebilirsiniz. Öğlen içinde menü hazırladım Zümra Hanım. Ayrıca siz kahvaltıda iken çıksam sorun olur mu?

-Hayır ne sorunu olacak. Ne zaman istersen.

-Teşekkürler, diyen kadına içten bir gülümsemeyle karşılık verip eline aldığı tabaklarla masaya yöneldi.

Yemek boyunca Yiğit'in saçma sapan şakalarına maruz kalmak genç kızın sinirlerini gererken, daha fazla dayanamayıp çatalını genç adama doğrultu.

-Yiğit!

-Tamam karıcığım. Kızma! Çok safsın ama sende, hemen inanıyorsun!

-Bana karıcığım deme!

Yemeğini bitirip yerinden kalktı. Masayı toplamaya başladığında genç adamın uzandığı kahvaltılıkları tek tek önünden çekip aldı. Her şeyi mutfağa taşıdığından,

-Ama ben daha yiyordum karıcığım!

-Yok daha yeme. Saçmalamaya başladığına göre doymuşsun sen!

Yiğit ise genç kızın arkasından gülmekle yetindi.

Akşama doğru evde yapacak bir uğraş bulamayan genç kız kendini bahçeye attı. Yiğit saatlerdir olduğu gibi televizyon karşısında pineklemeye devam ediyordu.

Zümra evin büyük bahçesine çıktığında, akşam yeli açık saçlarını savuşturdu. Ellerini ceketinin cebine koyup yürümeye başladı. Evin arka tarafına geçtiğinde kocaman bir ağacın dalına yapılmış salıncağı gördü. İçindeki çocuksu heyecanla salıncağın yanında aldı soluğu. Her tarafa dağılmış sarı yapraklardan birkaç tanesini salıncağın üzerinden yere itip oturdu. Rüzgar onu aheste aheste sallıyordu. Kendini daha hızlı sallanıp başını geriye yatırarak gözlerini kapattı.

Biraz sonra ellerinin üzerinde hissettiği büyük avuçlar ve alnına değen yumuşacık dudaklar ile gözlerini araladı. Yiğit'in gülümseyen yüzüyle karşılaşınca doğruldu. Genç adam aradaki sessizliği bozmadan yavaş yavaş salıncağı sallamaya başladı. Gittikçe hızlanan salıncaklı birlikte Zümra'nın da gülümsemesi büyüyordu. Yeterince hızlı olduğunu düşünerek arkasından geçip ağaca yaslandı genç adam.

Onu gözünü kırpmadan izliyordu. Zümra'nın ellerini iki yana açıp tekrar gözlerini kapattığını gördüğünde içinde oluşan dürtüye engel olamadı. Salıncağın önüne geldiğinde biraz olsun yavaşlamıştı. Zümra'yı belinden tuttuğu gibi aşağıya aldı. Genç kız panikle gözlerini açtığında yüzüne doğru eğilen Yiğit ile karşılaştı. Bir anda karşı karşıya kaldığı durum ile donup kaldı. Daha bir tepki veremeden Yiğit'in sıcak öpücüğünü dudaklarında hissetti.

Bir an düşecek gibi olunca can havliyle genç adama tutundu. Gözleri kendiliğinden kapanırken Yiğit'e karşılık verdiğini dahi farkında değildi. Yiğit kendi dudaklarında hissettiği varla yok arası baskıyla şaşırdı. Geri çekildiğinde Zümra'yı gözleri kapalı buldu.

-Aç gözlerini, diye fısıldadı kulağına. Zümra, duyduğu sesle, vücudundan bir ürperti geçtiğini hissetti. Gözlerini araladığında kendisine bakan adamın gözlerinde umut pırıltılarını yakaladı. Yiğit'i iterek onun hafif tutuşundan kurtuldu. Kızaran yanakları onu ele verirken koşar adım uzaklaşıp eve girdi.

Yiğit giden genç kızın arkasından bir süre bakakaldı. Elini kalbine koyup yüzünde oluşan gülümsemeyle binlerce kez şükür etti.

-Oluyor Melek... Yavaş yavaş sende kabulleniyorsun beni, bizi...

********************

VE BİR BÖLÜMÜN DAHA SONUNA GELDİK... UMARIM BEKLENTİLERİ KARŞILAMIŞTIR... BİR SONRAKİ BÖLÜMDE GÖRÜŞMEK ÜZERE, HERKESE SAĞLIKLI MUTLU VE HUZURLU GÜNLER DİLİYORUM... VOTE VE YORUMU UNUTMAYIP BENİ DE SEVİNDİRİN :)

*************************

Continue Reading

You'll Also Like

Haz By 🍀

Romance

242K 3K 17
Çocukluktan beri Karan Avcıoğlu'na karşı hisleri olan Efsun Alakurt'un hikayesidir. Sevdiği adamla birlikte olduklarından sonra her şeyin farklı ola...
649K 26.5K 46
Ortak bir geçmiş... Sırların karanlık perdesi aralanırken nefretle alınan kararlar için geri dönüş yolları kapanmış... Nefret intikamı getirdi, peki...
301K 5.1K 20
༺༻ Bütün hakları saklıdır "Ben geldim" Gülümseyerek ve son harfi uzatarak kurduğum cümle ile o da gülümsedi. Sandalyesini biraz masadan geri çekti...
11.6K 851 32
Usulca bana yaklaştı ve başımı avuçlarının içine aldı. Avucunun içi sıcacıktı. Belki de havaların sıcaklığındandı bilemiyorum. Gözlerimden damlayan y...