HKD/57/1.part

6.9K 368 74
                                    

Yazar: Meh-Pare
Bölüm: 57 (Babalık, Annelik Alıştırma Turları...)

******
Selamun Aleykum... Kaçak yazarınız geriye döndü. Sonunda dediğinizi duyar gibi oldum😂😂 Hayatın iniş çıkışlarına takıldığım için bir süredir ortalıkta yoktum. Bu haftasonu da sınavlarım var. Bende dedim çok değerli HKD severleri mutlu edeyim. 😍😍 bir şey söylemek istiyorum. Instagramda hikayeler için sayfamız var. Eğer takip edip destek olursanız çok mutlu olurum.
Wattpad.mehpareninkalem
Kişisel hesabıma ulaşmak isteyen olursa:
kubra.61.demrts
Kocaman öpüyorum sizleri... İyi okumalar ve yorumlar beğenileri de merakla beklediğimi araya sıkıştırayım... Hadi ben kaçtım...😎💖💖

Şöminede yanan ateşin çıkardığı çıtırtı sesi odayı doldururken, karanlığın çöküşü ardından etrafı aydınlatan tek şey yine şömineden yayılan ateşin ışığıydı.
Genç adam göğsündeki ağırlığın verdiği huzur ile gülümsedi. Biraz eğilip karısının saçlarına bir öpücük bıraktı.

Gözleri dalmış ateşin, duvardaki yansımasından, hareli dansını izliyordu genç kız. Saçları arasında dolaşan parmaklar ise ruhunu okşuyordu sanki.
-Bazen bu yaşadıklarımız rüya gibi geliyor. Birazdan uyanacağım ve her şey yok olacak, bütün büyü bozulacak diye ödüm kopuyor, dedi biraz daha genç adama doğru sokuldu.
-Caniçim... İnci tanem. Meleğim benim. Bak bana, diyerek kızı kendisine doğru çevirdi. Ellerinde duran kupaları masaya bıraktılar. Şimdi ikisi de karşı karşıya durmuş, birbirlerinin gözlerinin içine bakıyordu.
-Yiğit...-
-Dinle beni! Derken parmağını genç kızın dudaklarına bastırdı.

Zümra sakince başını sallayıp onaylandığında ise konuşmaya başladı.
-Ben korkak bir adamım. Aşktan, sevgiden, sevilmekten korkacak kadar korkak bir adam. Aslında seni hep farkındaydım. Diğerleri gelip geçiciydi ama sen yanı başımdaydın. Sen benim için hep vardın. Kalbimin derinliklerinde bir yerde, en dipte de olsan hep oradaydı yerin. Seni kaybetmek gibi bir düşüncem hiç olmadı. Ama bu gerçekle ne zaman yüz yüze geldim, işte o gün kafama dank etti. Aklım öyle başıma geldi. Hani her sabah senden önce uyanıyorum ya, gözlerimi açtığım gibi ilk seni görmek benim de kafamın içindeki kabusları dindiriyor. Ben bize inanıyorum. Hiç olmadığımız kadar gerçeğiz artık, dediğinde elini genç kızın karnına koyup birkaç tur gezdirdi.

-Hemde en büyük gerçeğimiz, minik mucizemiz senin içinde hayata tutunmuşken, artık sende inan. Bize... Biz olduğumuza... Gerçekliğimize inan Meleğim.
Genç adam Zümra'nın gözlerinde gördüğü ışıltı ile cevabını almış oldu.
Sözlerden daha çok gözleri anlatıyordu sevdiğini. Yiğit, ağır ağır eğilip dudaklarını genç kızın dudaklarına dokundurdu. Kırmadan incitmeden öptü.

Geri çekilip alnını genç kızın alnına dayadı. Kesik soklukları arasında,
-Hadi artık uyku varti geldi. Uyuyalım da dinlenelim. Ayağa kalkıp el ele ilerlerken,
-Ama söz ver sabah kar yağışı durmuş olursa kartopu oynayacağızb diye söylendi genç kız.
-Soğuk olmazsa eğer!
-Ya Yiğit! Diye isyana başlayan kızı aniden kucakladı. Bunun pazarlığını sabaha bıraksak güzelim. Bence gecemizi değerlendirelim şimdib dedi yamuk gülüşü eşliğinde.

Zümra başını kocasının boyun boşluğuna gömerken yumruk yaptı küçük eliyle omzuna vurdu.
-Edepsiz! Diyerek yakdı bir yandan da.

¤¤¤¤¤¤¤¤¤

-Ya ama haksızlık! Sen benden hızlı koşuyorsun! Ben koşunca da 'koşma, düşersin. Bir yerin incinir' diye söylenip duruyorsun!
-Hadi oradan mızıkçı kedi seni! Karda yürüyemiyorum demiyorsun da! Dedi genç adam dalga geçerek.
-Sensin mızıkçı! Sırnaşma! Diyerek beline sarılan adamı itti.
Yiğit kollarını daha sıkı şekilde doladı genç kızın beline. Kısa süreli bir mücadele sonunda Yiğit altta, Zümra üstte yere düşerek karın içine gömüldüler.
Neşeyle attıkları kahkahalar etrafta çınlarken ikilinin keyfine diyecek yoktu.

HÜZÜNLÜ KALPLER DURAĞI (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin