«H.K.D.~8

9.1K 519 33
                                    

Yazar:Meh-Pare
Bölüm: 8 (...)
# # #
Öncelikle selamun aleykum sevgili okuyucularım... Yanımda olan herkese çok teşekkür ederim. Umarım bölümü beğenirsiniz. Yorum ve voteleri eksik etmeyin..
Media: Yiğit Zümra'ya bakarken... :D
Öpüldünüz.. :*
# # #

Günün ağırlığı üzerine çökmüş bir şekilde eşyalarını toplayıp sınıftan çıktı genç kız. Bugün bayağı yoğun geçmişti, normalden daha fazla derse girmiş artık not almaktan parmakları ağrımaya başlamıştı. Okulun kapısından yavaş adımlarla çıktığında esen rüzgar iliklerine kadar titremesine neden oldu. Çantasını omzuna asıp hırkasının iki yakasını çekiştirerek önünde birleştirdi. Kollarını bedenine dolayıp hızlı adımlarla okuldan durağa kadar geldi. Okuldan bir çift ve kendisinden başka kimse yoktu durakta. Otobüsün gelmesine 25 dakika olduğunu görünce kendini oturaklardan birine bıraktı. Bir süre yeri ve çevreyi izleyerek zaman geçirmeye çalıştı. Daha sonra yanındaki çifte kaydı bakışları. Genç kız sevgilisinin kolları arasında ne kadar da mutlu görünüyordu. Sevgilisi de onu her şeyden ve herkesten korumak ister gibi kollarına almıştı. Bir an kendisini ve Yiğit'i düşündü. 'Acaba o da bana bir gün böyle aşkla sarılıp, gözlerimin içine özlemle bakacak mı ' Sonra burukça tebessüm etti. Kulaklarına dolan melodiyle kendine gelip telefonu cevapladı.


-Efendim


-Neredesin kızım sen saat kaç oldu herkesi topladık, Samet'ler de film gecesi yapıyoruz bir tek sen eksiksin.


-Rana ne yapayım dersim yeni bitti. Durakta otobüs bekliyorum ama gelmedi hala.


-Gelip alalım seni, Buğra da gelirim ben diyor bekle istiyorsan... Kimseyi zahmete sokmak istemediğini belli eden bir mırıltıyla cevap verdi;


-Gerek yok gelir şimdi zat...


-Saçmalama saat on olmuş bir yere kıpırdama 15 dakikaya geliyoruz. Bıkkınca nefesini dışarı verdi biliyordu ki ne kadar itiraz etse de Rana'ya söz dinletemezdi.


-Tamam bekliyorum. Telefonun kapandığını belirten sinyalle telefonunu kulağından ayırdı. Tam tekrar çantasına atacaktı ki ekrandaki mesaj uyarısı dikkatini çekti. Hemen mesajı açtı. Yiğit'ten olduğunu görünce gözleri ve ağzı aynı anda şaşkınlıkla açıldı. Derin bir nefes alıp mesajı okuyunca sinirden dişlerini dudaklarına geçirdi. Bu aptal resmen dalga geçiyordu. Telefonu çantasına atıp ayağa kalktı. Durağı birkaç kez adımladı ancak hala siniri dinmemişti. Telefonunu tekrar eline alıp numarayı tuşladıktan sonra kulağına götürdü. Birkaç çalıştan sonra telefon açıldı ve karşıdan gelen sesle genç kızın bedenine bir elektrik yayılmış gibi titredi.


-Ne var kölecik, dalga geçer tınısı genç kızın kalbinde yankılandı. Üzerine çöken hüznü atıp öfkesini harladı.


-Ne demek oluyor o mesaj. Sen benimle dalga mı geçiyorsun. Kafa...


Genç adamın sesiyle susturuldu.


-Sadece köleme yeni emrimi verdim dalga geçtiğim falan yok. Hem unuttun mu iddiayı kaybettin ne dersem yapmak zorundasın. İtiraz hakkın yok kölecik.


- O dediklerini yapması için git kendine bir hizmetçi bul yada aptal sevgililerine niye yaptırmıyorsun. En azından bir işine yararlar.


-Senden akıl isteyen olmadı. Sen sadece sana söyleneni yap. Ev adresini mesaj atarım anahtar kapının yanındaki posta kutusunun arkasında var. Sabah yedide kalkmam lazım.

HÜZÜNLÜ KALPLER DURAĞI (Tamamlandı)Where stories live. Discover now