HKD/55

8.2K 420 72
                                    

Yazar: Meh-Pare
Bölüm: 55 (Geçmişin muhasebesi...)

Herkese Hayırlı, Mutlu, Sağlıklı seneler diliyorum. Bu sene için çokça dua edelim Allah hem bizleri hemde ülkemizi iblislerin hain planlarından korusun.
Umarım bölümü beğenirsiniz. Ayrıca finale az kaldı. 61. Bölüm olarak düşünüyorum finalimizi. Bu hikayenin yeri bende çok ayrı. İlk yazmaya başladığım hikaye olduğu için biraz fazla amatörce olduğu eminim gözünüzden kaçmamıştır. Yine de yanımda olup sonuna kadar sabırla bekleyip, takip eden, destek olan herkese teşekkür ediyorum.
Bir şey daha söylemek istiyorum. Bundan sonra devam edeceğim Aşklambaç [Gizem ve Devran] hikayesine de bakmanızı öneririm. Daha iki bölüm paylaştık ancak HKD bittiğinde ona devam edeceğim. Ayrıca Kalbim Seni Çok Sevdi isimli bir başka hikayemi yine profilimde bulabilirsiniz. Kısa hikaye olacak en fazla 5 Bölüm. Bu. HKD den Mehmet'in aşkının anlatıldığı hikaye. Şimdilik söyleyeceklerim bu kadar. Biraz başınızı ağrıtmış olabilirim 🙈😂 Desteğinizi eksik etmeyin. 💖💜💚😇Keyifli Okumalar dilerim...

Genç kız perdelerin arasından odaya girip yüzüne vuran güneş ışıkları ile gözlerini açtığında, birkaç kez kırpmıştı. Işığa alıştığında yattığı yerden doğrultup oturdu ve kollarını iki yana açarak esnetti. En son arabada uyuduğunu hatırlıyordu. Ancak şimdi kendi evlerinde, yatak odasındaydı. Üzerinde gelirken giydiği eşofman takımı vardı. Yatağın diğer tarafının boş olduğunu görünce kaşları çatıldı.
Odanın içini incelediğinde etrafı fazlasıyla dağınık gördü. O sırada odanın kapısı açılınca bakışları, elinde büyük bir tepsiyle içeriye giren genç adamı buldu.

Yiğit yüzündeki gülümsemeye engel olamıyor, zaten bu gizlemek içinde herhangi bir çaba harcamıyordu.
Hazırladığı tepsi ile odaya girdiğinde yatakta oturan kızın bakışları üzerine döndü. Gülümsemesi daha da büyürken yatağa yaklaştı ve elindeki tepsiyi genç kızın kucağına bıraktı.
-Günaydın Meleğim, dedikten sonra uzanıp alnını öptü.
-Günaydın...
-Kahvaltımızı edelim saat 12'de doktor randevumuz var.
-Ne, ne randevusu?
-Dün gece geldiğimizde sen uyuyordun. Seni yatırdıktan sonra Samet'i aradım. Bize randevu ayarladı. Bebeğin sağlığını düzenli takip etmemiz gerekiyormuş. Ayrıca senin de güzel beslenmen gerek. O yüzden şimdi kahvaltına başla bakalım.

Genç kız onun sıcacık tavrı karşısında içinin cıvıl cıvıl bir neşe ile dolduğunu hissetti.
Karşısında oturan adamın yüzünde uzun süre asılı kaldı bakışları.
Yiğit onun öylece durduğunu görünce portakal suyunu eline tutuşturdu. Hemen sonra yumurtadan bir parça koparıp ona uzattı. Genç kız daha da şaşırırken Yiğit'in hareketlerine itaat etti ve ağzını açtı.

Genç adam ona kendi elleri ile kahvaltısını ettirmekten ayrı bir haz aldığını hissetti.
-Doydum artık, derken Yiğit'in ağzına tıktığı son lokmayı yutmaya çalışıyordu.
-Tamam ama portakal suyunu bitir! Dedi itaraz kabul etmez bir tonla.
Yiğit giyinmek için giysi odasına girdiğinde Zümra da banyoya girip elini yüzünü yıkadı. Bileğinde duran toka ile saçlarını bol şekilde bir at kuyruğu yapıp odaya döndü. Yiğit'i yatağın örtüsünü toplarken bulunca gülümsedi.
-Hani sen yatak toplamayanlardandın?
-Hala öyleyim. Ama bu istisnai bir durum. Eğer ben yapmazsam sen mutlaka yapacaksın. Senin yorulmaman gerek bu yüzden ben yaptım.
-Peki ben üzerimi değiş...- dediği anda Yiğit'in kendisine gösterdiği giysiler ile 'yok artık' dermişcesine kaşlarını çattı.

-Bunları giyin, hava soğuk. Hasta olma!
-Tamam teşekkür ederim, dedikten sonra kıyafetleri almaya yeltendi ancak genç adam engel oldu.
-Otur ben giydireyim seni.
-Saçmalama. Kendi işimi kendim görebilirim Yiğit.
-Tamam, sakin. O zaman ben aşağıda bekliyorum hemen gel, dedikten sonra saçlarının arasına bir öpücük bırakıp gülerek çıktı genç adam.
Zümra ise giden adamın arkasından baktı. Bu değişime gülse mi ağlasa mı karar veremedi.

HÜZÜNLÜ KALPLER DURAĞI (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin