«H.K.D.~11

8.4K 510 38
                                    

Yazar:Meh-Pare

Bölüm:11(Acı, Kalp ağrısı...)

+-+-+-+
İşte yeni bölüm sizlerle... Umarım ki beğenirsiniz... :) Görüş ve önerilere açığım bunu da belirtmek istedim. Ayrıca Yorum ve votelerinizi bekliyorum... İyi okumalar . :)



Ortamda oluşan sessizlik kulakları sağır edecek cinstendi. Masadakilerin şaşkın bakışları ve ne yapacaklarını bilmeyen halleri genç kıza odaklanmıştı. Yaşadığı kırgınlık hissi anlatılacak gibi değildi. Yeşim iğrenç bir gülümsemeyle yerdeki çantasını eğilip aldı. Gözlerini genç kızdan bir an olsun ayırmıştı. Masadakilere göz atıp son kez Zümra'ya alayla gülümsedikten sonra arkasını dönerek çıkışa yürüdü, bir kaç saniye sonra da tamamen gözden kayboldu. Kapıdan gözlerini alıp masada oturmuş gözlerini bile kırpmadan kendisine yönelmiş bakışların üzerinde tek tek gezindi bir süre yaşlarla dolu bal hareleri. Elleri titrerken avuç içleri soğuk soğuk ter döküyordu. Gözleri yanmaya başladığından dudaklarına bir tebessüm yerleştirdi. Ellerini kotuna silerken omuzlarını 'ne yapayım?' dermiş gibi kaldırıp indirdi. Tebessümüyle kısılan gözlerinden bir damla yaş süzüldü. Alt dudağının titremeye başlamasıyla Mehmet oturduğu yerden kalkıp yanına gelerek genç kızı kollarının arasına aldı. Başını Mehmet'in omzuna gömen genç kızın dudaklarından kısık bir hıçkırıklar duyuldu. Kendisini sımsıkı saran kollar ve yüzünü gömdüğü bedene kollarını kaldırıp sarılmaya mecali yoktu. Dizleri de gücünü kaybedip titremeye başladığında Mehmet tek eliyle sandalyeyi çekip genç kızı oturttu. Sandalyenin arkasına asılı duran ceketi Zümra'ya giydirip tekrar ayağa kaldırdı. Elini beline sararak çıkış kapısına yönlendirdi. Onların uzaklaşmasıyla ayağa kalkan Doğan'a döndü masadaki soran gözler. Ceketini eline alıp üzerine giyerken açıklama ihtiyacıyla;


-Yiğit'e bakmaya gidiyorum. Tek cümlesi ile Rabia, Hülya ve Rana'nın öfkeli bakışlarını üzerine toplamıştı.


-Bana öyle bakmayın. O da ne olduğunu anlamadı zaten fark etse engel olurdu. Zümra'nın karşısında Yeşim'i öpecek kadar karaktersiz değil benim kardeşim. Hepsi o orospu Yeşim'in başının altından çıkıyor. Geçen gün Zümra'yı Yiğit'in evinde gördü ya aklınca sinirini böyle çıkarttı. Yiğit'i suçlamayın. Sinirle ayağa kalktı Rana karşısındaki adama kısık sesle;


-O zaman o arkadaşına söyle karşımıza orospularla gelmesin, son sözleri bunlar olmuştu. Çantasını alıp o da cafeyi terk etmişti. Hülya ayağa kalkarak masadaki arkadaşlarına döndü;


-Ne oturuyorsunuz kalkın da Zümra'nın yanına gidelim. Şu an bize en çok ihtiyaç duyduğu an. Burada oturacağımıza kalkıp onun için bir şeyler yapalım, dedi. Ona hüzünle gülümseyen Rabia;


-Onun için ne yapabiliriz ki. Hiçbir şey. Ne yaparsak yapalım az önce gözlerinde gördüğümüz kırgınlığı silemeyeceğiz,dedi.


-Hülya haklı yanına gitmeliyiz. Bir şey yapmasak da en azından yanında oluruz, dedi Mücahit. Ayağa kalkan Samet;


-Hadi o zaman gidip Meleğimizin yanında olalım. Hem biz onun ikinci ailesiyiz. O bizim yanımızda her zaman mutlu, dedi.


* * * *


YİĞİT...


Onun gözlerinde gördüğüm hayal kırıklığı üzerime tonlarca ağırlıkta yük olarak çökmüştü sanki. Yaşadığım şaşkınlık bir yana o adamın ona sarılması sinirimi tepeme çıkardığı için ellerim titremeye başladı. Yeşim'i üzerimden itip hışımla ayağa kalktım. Sandalyem kalkmamın şiddetiyle yeri boyladı. Ellerimi yumruk yapıp hızlı adımlarla cafeden çıkıp arabamın yanına gittim. Ellerimi saçlarıma geçirip çekiştirdim. Ama hala sinirim geçmemiş aksine artmıştı. 'Ne olacaktı şimdi ? Ben onun gözlerine nasıl bakacaktım?' Bu düşünceler aklımda dönüp dururken hırsla arabanın tekerine tekmeyi geçirdim. Kolumu arabanın üzerine koyup yüzümü koluma gömdüm. Bir süre öyle durup sakinleşmeye ve nefesimi düzene sokmaya çalıştım. Biraz sakinleştikten sonra arabaya binip otoparktan çıktım. Tam cafenin önünden geçerken onu gördüm. Başını önüne eğdiği için saçları yüzünü kapatmıştı. Yanında Mehmet vardı. Sanki Mehmet olmasaydı yere yığılacak gibi duruyordu. Gaza basıp arabanın hızını arttırdım. Amaçsızca ilerlerken kendimi sahilde buldum. Arabayı kenara çekip indikten sonra kayalıklara doğru yürüyüp yüksek bir taneye bedenimi bıraktım. Yaşadığım duygu karmaşası aklımı başımdan alıyordu. Evet beni Yeşim'le o durumda görmemesi gerekirdi ama şu an bu durumdan duyduğum pişmanlık ve utancı bastıran başka bir duygu vardı içimde. Öfke... Niye olduğunu bilmiyorum ama ona büyük bir öfke duyuyorum içimde bir yerlerde. Bu da beni hepten çıkmaza sürüklüyordu. Metin bir nefes alıp of çektim. Telefonumun sesi kulaklarıma dolduğunda ceketimin cebinden çıkarıp cevapladım.

HÜZÜNLÜ KALPLER DURAĞI (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin