HÜZÜNLÜ KALPLER DURAĞI (Tamam...

By lazKizi_61_

789K 40K 6.2K

01.06.17* Romantizm #36 * Aşk, edep ile güzeldir... ***** Uzun yıllardır sürüp giden bir arkadaşlık. Bu arkad... More

«HÜZÜNLÜ KALPLER DURAĞI~Tanıtım
«H.K.D.~1
«H.K.D.~2
«H.K.D.~3
«H.K.D.~4
«DUYURU...»
H.K. D.-5
<H.K.D.-6
<<H.K.D.-7
ALINTI...
«H.K.D.~8
«H.K.D.~9
«H.K.D.~10
«H.K.D.~11
12~Alıntı
«H.K.D.~12
H.K.D.-13
Alıntı~14. bölümden
«H.K.D.~14
«H.K.D.~15
«H.K.D~16/Alıntı
«H.K.D.~16
«H.K.D~16/2
«H.K.D.~17/1
H.K.D.-17/2
«H.K.D. ~18
«H.K.D.~19 ALINTI
«H.K.D.~19
H.K.D.-19/2-ALINTI
H.K.D. 19-2
H.K.D. 20-Alıntı
H.K.D.-20
H.K.D.-21/ALINTI
H.D.K. 21-ALINTI/2
«H.K.D. ~21»
<H.K.D.-23 Alıntı
H.K.D.-23
<H.K.D.-24>
H.K.D.-25/Alıntı
<H.K.D.-25>
~H.K.D. 26/Alıntı~
<H.K.D.-26>
H.K.D.~27
H.K.D.-28-
-H.K.D.29-
-H.K.D. 30/Alıntı-
-H.K.D.30-
*H.K.D./31
H.K.D./32
H.K.D.-33-
H.K.D./34
H.K.D.-35-♡
H.K.D.*36*
H.K.D./37
H.K.D./38-ALINTI
H.K.D./38
MUTLU BAYRAMLAR...
H.K.D./39
H.K.D./40
H.K.D./41
H.K.D.\42
H.K.D./43
H.K.D./44
H.K.D./45
H.K.D./46
HKD/47
HKD/48
HKD/49
HKD/50
HKD/51
HKD\52
HKD/53
HKD/Alıntı
HKD/54~I
HKD/54~II
HKD/55
HKD/ 56
HKD/57/1.part
HKD/57/2. Part Alıntı
BİR DAKİKA BAKAR MISINIZ😉
HKD/57/2
HKD/58/Alıntı
SİZE BİR HABERİM VAR👀✋
HKD/58/ 1.part
Bir saniye toplaşabilir miyiz?
HKD/58/ 2.part
❗SAADET ÇIKMAZI'ndan Haber Getirdim❤🌼
GİZEM VE DEVRAN...❤
59.Bölüm/Alıntı...
59/1 Bölüm
59/2 Alıntı ve Bölüm Bilgisi
HKD/59/2
Gizem ve Devran Severler Toplaşın😂💙
HKD/60/ Alıntı
HKD/60/1.Part
HKD/ 60-2 /ALINTI
Mutlu Bayramlar
HKD 60/2. Part
AŞKLAMBAÇ Severler Burada mı?
HKD 61. Bölüm(Final) Alıntı
HKD/ 61/ ALINTI ~II~
HKD/61. Bölüm/ Final
💕Açıklama ve Teşekkür💕
🔔AŞKLAMBAÇ'TAN HABER VAR🔔
🐣BİR DAKİKANIZI ALABİLİR MİYİM?🐣
🍄Aşklambaç Günleri...🍄
🍁HKD KAPAK FOTOĞRAFI 🍁
⭐Sizleri AŞKLAMBAÇ Okumaya Davet Ediyorum⭐
🌺Sonradan Okuyanlar İçin NOT🌺

°H.K.D.~22~

7.6K 499 126
By lazKizi_61_

Selamlar :)
sınav sonrası kendime geldiğim  gibi bölüm yazdım.. :) Çok çok olaylı bir bölüm oldu.. Bazı terslikler yaşanacak okuyunca anlayacaksınız bana kızmayın ama :) :* hepinizi öptüm.. İyi okumalar :)

~°~°~°~°~°~°~


Yazar: Meh-pare

Bölüm: 22(DEFOL!)

-Hadi Hülya gelmişler bizi bekliyorlar aşağıda, diye seslendi genç kız.

-Tamam hadi çıkalım, dedi Hülya kapıda bekleyen genç kızın yanına ulaştığında.

İki kız kendilerini aşağıda bekleyen arkadaşlarının yanına ulaşıp selamlaştılar.

-Tamam şimdi Rana ve Hale siz doğruca Rabia'ya gidiyorsunuz. Bugün onu güzelce oyalayıp bizi aklına getirmiyorsunuz.

-Tamam biz gidelim o zaman. Size kolay gelsin, dedikten sonra Samet ve Mehmet'in arabasıyla oradan ayrıldılar.

-Abimler gelmiyor mu?

-Onları bırakıp öyle gelecekler, diye yanıtladı genç kızı Mücahit.

-Hadi gidelim ne duruyoruz?

-Beklememiz gerekenleri bekliyoruz.

-Kimi?

-Geldik, arkadan duyulan tanıdık sevecen sesle iki kız da başını çevirip gelenlere baktı. Zümra kendilerine doğru gelen Doğan ve Selin çiftini görünce gülümsedi. Ancak tam arkalarındaki Yiğit'i fark etmesiyle Mücahit'e döndü soran bakışlarla. Genç adam arkadaşına sevimlice gülümsedi. Zümra gözlerini devirip arabaya bindi. Hülya'da onun yanına geçip oturdu.

-Öne sen bin diye buraya oturdum. Mücahit'e çok sinirlendim de. Sen niye buraya oturdun.

Ancak sorusunun cevabını Hülya'dan alamadan arabanın ön kapıları açıldı. Şoför koltuğuna Mücahit binerken diğer tarafa da Yiğit oturdu. Sessiz geçen bir saat sonunda mudanya sahiline ulaştılar. Arabadan inip sahildeki çay bahçesinde oturdular.

-Samet'le Mehmet gelene kadar biraz oturalım. Hem neler yapabiliriz bana fikir verirsiniz? Diye açıklama yaptı Mücahit. Böylece Zümra'nın üzerine yönelttiği öldürücü bakışlarından kurtulmuş oldu.

-Senin kafandaki şey ne? Yani nasıl bir şey istiyorsun?

-Ya Hülya.. Nasıl desem ki.. Romantik olsun işte. Rabia biraz fazla romantizm düşkünü. Eğer romantik bir teklif yapmazsam kabul etmez üstelik yaptığım hazırlığı da kafama geçirir, dedi gülerek.

-İşin zor olum senin, dedi Doğan. Yanında oturan Selin'in kendisine dirseğini geçirmesiyle,

-Yani bak benim sevgilim ne kadar tatlı anlayışlı, dimi aşkım.

Doğan'nın değişen tutumu herkesi güldürürken Zümra gözlerini üzerinden hiç çekmeden kendisini izleyen Yiğit'e daha fazla dayanamayıp,

-Ben bir hava alayım, diyerek masadan ayrılıp marinaya doğru yürümeye başladı. Yiğit'te hemen genç kızın peşinden ayaklandı,

-Ben bir telefon görüşmesi yapmam lazım, dedi.

-Tabi tabi, arkasından gelen Doğan ve Mücahit'in ima dolu sesini umursamadı bile.

Adımlarını hızlandırıp az ileride banka oturup denizi izleyen kıza yaklaştı,

-Zümra, biraz konuşalım mı?

Genç kız kaçmak için kalkmaya çalıştı ancak banka oturan Yiğit, Zümra'nın kolundan tutup onu yanına oturttu.

-Kaçma.

-Kaçmıyorum, sadece konuşmak istemiyorum, dedi genç kız ifadesiz tutmaya çalıştığı yüzünü genç adam çevirerek. Ancak ne kadar çabalasa da Yiğit onun bal harelerinin arkasında kendisine göz kırpan hüzün parıltılarını görebiliyordu.

-Bu kaçmak değil de ne o zaman?

-Ne alakası var seninle konuşmak zorunda mıyım? Zümra üste çıkmaya çalışsa da Yiğit onun damarına basarak köşeye sıkıştırmaya çalışıyordu.

-Zümra bak her şey çok iyi giderken bir anda tepe taklak olduk. Hep o şerefsiz yüzünden, son söylediğiyle gözleri kararmıştı genç adamın ve sesindeki bariz sinir belli oluyordu. Derin bir nefes alıp sakinleşmeye çalıştı. Aldığı nefesle genç kızın rüzgardan uçuşan saçlarının kokusu da burnundan ciğerlerine ulaştı ve genç adam bir anda öfkesinin dindiğini hissetti.

-Bak çok farklı bir konu var orada ve ben seni orada onunla, o şekilde görünce.. sinirden gözüm döndü. Yaşadıklarım geldi aklıma. Biliyorum Bahar sana biraz anlatmış. Ama inan o bile ufacık bir kısmını biliyor, dedi ve sanki o anları yaşar gibi acıyla kasılan yüzünü denize çevirdi. Zümra genç adamın son sözüyle ona dönüp yüzünü incelemeye başladı.

'' Eğer bana anlatılan az bir kısım da benim canım bu kadar yandıysa, bunu yaşayan küçük Yiğit'in canı kim bilir nasıl yanmıştır''

Aklından geçen bu düşüncelerle gözünden bir damla yaş süzüldü. Hızla yanağından aşağı kayıp hala kolundan tutan Yiğit'in eline damladı. Genç adam ne olduğunu anlamadı en başta. Yağmur yağıyor sanıp gökyüzüne baktı ancak havanın günlük güneşlik olduğunu görünce genç kıza döndü. Onun dolu dolu olmuş gözleriyle kendisine baktığını görünce o damlanın aslında gözyaşı olduğunu anladı.

-Zümra..? dedi soran gözleri. Bu sefer gözlerini kaçıran taraf genç kız oldu. Yiğit onu çenesinden tutup tekrar kendisiyle yüzyüze getirdi.

-Sen çok masumsun. Senin yüreğin o kadar güzel ki, başkalarının acısına bile ağlıyorsun, dedi. Aynı zamanda da gözünün kenarından kaçan bir başka taneyi eliyle yakalayıp sildi.

-Ben.. sen başkası değilsin ki Yiğit.. senin yüreğini yakan acı beni de yakıyor. Ben..

Zümra'nın itirafıyla genç adam onun başını tutup omzuna koyarak sarıldı. Bir yandan saçlarını okşarken,

-Sen masumsun dedim ya hani, sen ne kadar masumsan bende o kadar suçluyum.. zümra bak güzelim..

Genç kızın başını omzundan kaldırıp kendi yüzünün hizasına getirdi,

-Senin saflığına, masumluğuna ben bu kirli ellerini süremem. Seni de kendi pisliğimde boğamam.. Bu yüzden ne olur bana böyle şeyler söyleme.. Sen benim hep etrafımda olan şans meleğim, uğurumsun.. Ben bu kirli ellerimle, taş kalbimle seni yok etmek istemiyorum. Sen hep yanımda kal, sadece bunu istiyorum, dedi. Daha sonra genç kızı tekrar kendine çekerek sarıldı. Saçlarını okşarken,

-Beni affettin mi? Barıştık mı?

-Hmm, Yiğit'in omzuna gömülü olan yüzü nedeniyle sesi boğuk çıkmıştı.

-Hadi gidelim bizi merak ederler, dedi. İkili toparlanıp tekrar çay bahçesine geldiklerinde arkadaşlarının ayaklandığını gördüler,

-Neden kalktınız?

-Bizimkiler biraz gecikecekmiş, biz tekneye geçelim, dedi Mücahit. Mücahit, Hülya ve Selin önde Doğan arkada en arkadan ise Yiğit ve Zümra teknelerin olduğu iskeleye ulaştıklarında Mücahit'in amcasına ait lüks ama küçük yatı gezdiler.

-Arabada birkaç poşet olacaktı, dedi Mücahit.

-Ben gidip alırım, diyen Zümra arabanın anahtarını kaptığı gibi yattan indi. Yiğit uzaklaşan kızın arkasından bakıp,

-Ben bir sigara içeyim, dedi ve o da yattan indi.

Elindeki poşetlerle geri gelen Zümra'yı fark edince sigarasından son bir nefes alıp çöp kutusuna attı. Genç kıza doğru birkaç adım atıp elindeki poşetleri aldı. Yatın tamm önüne geldikleri sırada tekerlerinden çıkan sesle marinayı çınlatacak şekilde karşılarında duran arabadan üç kişi indi. Yiğit'i arkadan takip eden genç kız duyduğu sesle irkilip arkasına baktığında kendilerine çevrilmiş silahları fark etti. O sırada ateşlenen silahlardan çıkan iki kurşun refleksle Yiğit'in önüne doğru genç kızın karın boşluğuna saplandı. Duyulan silah sesleriyle arkasını dönen Yiğit elindeki poşetleri bir kenara atıp genç kıza siper olarak onunla birlikte kendini yere attı ancak kolunu sıyıran kurşunla o da ateşlenen silahlardan nasibini almış oldu. Sailah sesleriyle yattan çıkan Mücahit yerde yatan arkadaşlarını görünce içeride oturan arkadaşlarına seslenip hızla Yiiğit ve Zümra'nın yanına ulaştı. O sırada da ateş eden adamlar arabalarına binip geldikleri gibi hızla gözden kayboldular.

-Yiğit, Zümra.. Mücahit'in endişeli çıkan sesiyle başını kaldırdı yerden genç adam,

-Zümra.. kollarının arasındaki kızın başını kucağına yatırıp arkasındaki duvara yaslandı. Aralık gözlerini genç adamın endişeli yüzüne dikip,

-İyiyim, dedi ancak acıdan kasılan yüzü herkesi endişelendiriyordu.

-Tamam geçecek kendini yorma güzelim, ne donup kaldınız ambulans çağırsanıza, diye bağıran Yiğit'in sesiyle kısa süreli şok yaşayan herkes kendine geldi. Hülya boynundaki fuları çıkarıp Zümra'nın karnına bastırdı. Genç kızın dudaklarından çıkan acı dolu inlemeyle Yiğit onu kendine çekip sıkıca sardı.

-Özür dilerim.. özür dilerim meleğim. Benim suçum, benim yüzümden, diye sayıklamaya başladı.

Zümra kolunu kaldırıp genç adamın yanağını okşadı.

-Ben iyiyim. Senin bir suçun yok, dedi hafif bir tebessümle. Genç adam onun elini yüzünden çekip avucunun içine küçük bir öpücük bıraktı. Özür niteliği taşıyordu bu öpücük. zümra bir şey söyleyeceği sırada Yiğit onu susturdu.

-Şşştt kendini yorma. Hem bak biraz sonra ambulans gelecek hastaneye gideceğiz.

Bir yandan saçını okşarken diğer yandan da onu sakinleştirmek için konuşuyordu. Sabahın erken saati olduğu için etrafta pek kimse yoktu. Olayı gören küçük bir kalabalık toplanmıştı çevrelerine sadece.

Onları yaşlı gözlerle izleyen Hülya, Ne yapacağını şaşırmış Mücahit ve sevgilisinin kollarında ağlayan Selin.. Hiçbirinin ağzından tek kelime çıkmıyordu. Marinayı dolduran ambulas sireniyle,

-Bak şimdi hastaneye gideceğiz, dedi Yiğit. Yanlarına gelen sağlık görevlileri genç kızı Yiğit'in sıcak kucağından ayırıp sedyeye yatırdılar. Zümra bir an için soğuktan ürperdiğini hissetti. Gözlerinin üzerine çöken ağırlıkla karanlığa daldı. Yiğit ise olduğu yerde dikilip sedyede giden genç kızın arkasından bakıyordu. Öyle dalmıştı ki yanına gelen sağlık görevlilerinden biri,

-Bey efendi, sizi de ambulansa alalım yaralısınız, dedi. Birkaç kız tekrar ettiği bu sözleri sonunda Yiğit'e duyuran görevli genç adamı kolundan tutarak ambulansa bindirdi.

Hastaneye ulaştıkları gibi Yiğit'te, Zümra'da ameliyata alınmıştı. Yarım saat sonra odaya alınan Yiğit dayanamayıp Zümra'nın ameliyat edildiği büyük kapının önünde aldı soluğu. Genç adam odan uzak kaldığında sanki onun avuçlarından kayıp gittiğini hissediyordu. Kendisine dinlenmesi gerektiğini söyleyen arkadaşlarını umursamadan bir sağa bir sola bütün koridoru dolandı. Üç saat süren ameliyattan sonra yoğun bakıma alınan genç kızın durumunun iyi olduğunu ve uyanana kadar gözetim altında olması gerektiğini söyleyen doktorla herkes rahat bir nefes aldı. Derin bekleyiş üç saat sonra sona erdi ve sonunda Zümra uyandı. Normal odaya alındığında odayı dolduran arkadaşlarına yorgun tebessümüyle bakıyordu genç kız.

-İyiyim had durmayın burada gidin eve, diyerek kovmaya çalıştı ancak umursandığı pek söylenemezdi. Bir yandan ağzına yemek sokuşturan Rana ve Hülya, diğer yanda iki gün hastaneden çıkamayacağını söyleyen Samet ve odanın öbür ucunda sohbet eden arkadaşlarından yükselen uğultuya daha fazla dayanamayıp,

-Ay yeter! Diye bağırdı. Bir anda odaya hakim olan sessizlik ve kendisine dönen bakışlarla,

-Hemen kaybolun kafam şişti dinlenmek istiyorum artık, dedi. Onun haklı olduğunu düşünen arkadaşları bir bir odayı boşaltırken Yiğit istifini bozmadan koltukta oturuyordu. Kapıdan çıkmakta olan Mücahit'e,

-Mücahit bir dakika gelir misin?

Yatağa yaklaşan genç adam kardeşinden farksız gördüğü kıza gülümseyerek baktı.

-Özür dilerim, bnim yüzümden herşey berbet ol-

-Saçmalama kızım. Sen iyi ol da o yeter, dedi lafını tamamlamasına izin vermeden. Elini tutup destek olur gibi sıktıktan sonra odadan çıktı.

-Sen gitmiyor musun?

-Yanında kalacağım, refakatçin olarak.

-Saçmalama sende yaralandın gidip dinlenmelisin, dedi. Genç adam oturduğu büyük koltukta yatış pozisyonuna geçerek,

-Uyu hadi çok yorgunum, dedi.

Hastanede geçen iki gün boyunca Yiğit Zümra'nın yanından bir saniye bile ayrılmamıştı. Yemeğini kendi eliyle yedirmiş, gece uyanıp ateşini kontrol etmişti genç adam. Zümra bu ilgiden ne kadar hoşlansa da bazen bunalıyordu. Hastaneden çıkış işlemleri yapılıp eve geldiklerinde asansöre binmek istemeyip merdivenden çıkacakken Samet tarafından kucaklanmış ve altı katı kucakta çıkmıştı. Tabi eve ulaştıklarında Samet'in dalga malzemesi olmuştu.

-Bizim kız kendini Battal Gazi sanıp kurşunların önüne atlayınca sonuç bu işte.

Onun dediğiyle herkes gülerken Zümra sonurtarak baktı genç adamın yüzüne. Samet onun bakışlarını fark edip,

-Kızma prensesim. Bu yaştan sonra bir de bebek gibi kucakta taşındın, dedi Zümra ise onun gülen yüzüne yanındaki yastığı attı ancak ıskaladı. Akşam geç saatlere kadar süren sohbet sonunda herkes evlerine dağıldığında genç kız da odasına geçti. Yatmasına yardım eden Hülya ilaçlarını verirken,

-Yarın Mücahit, Rabia'yı alıp tekneyle açılacak, orada yemek yiyecekler sonra da evlenme teklif edecek, dedi.

-Ne güzel. Bende benim yüzümden sürpriz bozuldu diye kendimi yiyordum, dedi. Hülya arkadaşına gülümseyip,

-Hadi yatıp dinlen bakalım. İyi geceler, dedikten sonra alnından öperek odadan çıktı.

**********************

İki gün önce aldığı evlenme teklifiyle ağzı kulaklarına varacak şekilde gülümsüyordu genç kız. Sevdiği adam onu tekneye götürdüğünde sacede denize açılacaklarını zannederken, mum ışığında yenen yemek sonunda önünde diz çöken adamın elindeki kırmızı kutuyu görmesiyle mutluluktan havalara uçmuş aldığı teklife coşkulu bir 'EVET' diyerek karşılık vermişti. Şimdi ise Mücahit tarafından bir haftada tamamlanmış sürpriz hazırlıklarla Zümra'ların dairesinde kına gecesini yaparken, karşı dairede erkeklerde kendi aralarında bir bekarlığa veda partisi yapıyordu.

Çalan kapıyla yayıldığı koltuktan kalkıp kapıyı açmaya gitti genç adam. Ancak kapıyı açtığına yüzünde oluşan rahatsız ifadeyle karşısında gördüğü kişiden pek memnun olmadığı ortadaydı.

-Yiğit aşkım.

-Neden geldin? Yeşim, Yiğit'in soğuk tavrıyla çileden çıktı,

-Ne saçmalıyorsun Yiğit. Ben Yeşim'im, senin sevgilin. Kaç gündür senden haber alamıyorum. Sonra bir öğreniyorum beyimiz Zümra hanımla sürtüşüyor, diye çemkirdi.

Yiğit bir adım atıp kapıdan çıkarak aralık bırakacak şekilde kapıyı kapattı.

-Bana bak ağzını topla o dediğin senin yapacağın bir hareket. O kızı kendinle bir mi tutuyorsun ki ona böyle ithamlarda bulunuyorsun. Eğer sen toplamazsan ben şimdi çok güzel toplarım, dedi öfkeyle.

-Bir de bana onu mu savunuyorsun? O seni benim elimden almaya çalışıyor resmen. Seni etkilemeye çalışıyor sende ona kanıyorsun aptal gibi.

-Ne saçmalıyorsun lan sen! Ben ne zaman senin elindeydim ki beni senin elinden alsın. Lan geri zekalı herkesi kendin gibi mi sanıyorsun, o dişiliğini kullanarak birini etkilemeye çalışacak kadar düşük değil. O ancak senin seviyen olur. Akşam akşam asabımı bozma defol git! Bir daha da seni yanımda yakınımda görürsem olacakların sorumlusu değilim ona göre. Ayağını denk al, topukla şimdi!

Arkasını dönüp eve gireceği sırada,

-Ondan hoşlanıyorsun, diyen Yeşim'le duraksayıp tekrar kıza döndü.

-Saçmalama.

-Hoşlanıyorsun işte Zümra'dan yoksa onun etrafında neden pervane gibi dolanıp duruyorsun, inkar etme boşuna.

-Salak salak konuşma lan ne hoşlanması? O benim yüzümden yaralandı anladın mı? Vicdan azabı hissediyorum sadece. Yoksa umurumda olmaz o da herkes gibi. O kim, ben kim? Benim birinden hoşlandığım görülmüş şey mi? Onu..-


Genç adamın sözü duyduğu kırılma sesiyle kesildi. Başını çevirip karşı dairenin yarıya kadar açık olan kapısından görünen kıza baktı. Yerdeki kırılmış tabağa bakıyordu.


-Z..Zümra..? dedi genç adam şaşkınlıkla. Genç kız başını kaldırıp gözlerini genç adamın gözlerine dikti. Birkaç sanıye süren bakışmayla dairesinin kapısını hırsla kapattı. Apartmanın içinde yankılanan kapı gürültüsüyle irkildi genç adam. Duymaması gereken şeyleri duymuştu masum meleği. Onun gözlerinde gördüğü ifadesizlik genç adamın içini titretmişti. İlk kez içinde bir yerlerde derin bir sızı hissetti. Gittikçe büyüyen bir sızı.. Karşısında dikilmekte olan kıza çevirdi öfkeli bakışlarını. Adeta ateş çıkıyordu gözlerinden. Kızın koluna yapışıp kırarcasına sıkarken,

-Defol bir daha da karşıma çıkma, DEFOL!

Kaçarcasına gözden kaybolan Yeşim'i farkında bile değildi. Karşı dairenin kapısını yumruklamaya başladı. Birkaç saniye sonra açılan kapıdan içeri daldı, deli gibi evin içinde dolanırken,

-Nerde o? Zümra nerde? Diye bağırıyordu. Salon ve mutfakta bulamayınca direk Zümra'nınn odasına daldı. Camın önünde arkası dönük duran kızı görünce ilerleyip bir iki adım arkasında durdu.

-Ne istiyorsun?

Genç kızın sesindeki mesafe ve soğukluk aralarında oluşan görünmez duvarın habercisiydi.

-Zümra bak, beni yanlış an..-

-Az mı geldi aşağılamaların. Devam etmek için mi geldin? Kendisine dönen kızın gözlerindeki öfke genç adama geri adım attırdı.

-Ben..-

-Kes! Ne yüzünü görmek ne de sesini duymak istiyorum. Şimdi Defol!

Az önce kendisinin Yeşim'i kovarken söylediği sözler şimdi Zümra'nın dilinden dökülüyordu. Yaşadığı iç karmaşa genç adamı alt üst ederken son kez Zümra'nın öfkeyle yanan gözlerine bakıp evden çıktı.

*******************************

SELAM CANLARIM :) OLAYLI BİR BÖLÜMLE GELDİM :) NE DÜŞÜNÜYORSUNUZ? BU BÖLÜM AZICIKTA OLSA YİĞİT'İN YÜREĞİNİN SESİNİ DUYDUK..  :) İLERLEYEN BÖLÜMLERDE ETKİLEYİCİ GELİŞMELER VE BOL OLAYLAR VAR.. TAKİPTE KALIN :) VE TABİ Kİ VOTE VE YORUMU UNUTMAYIN.. :* KOCAMAN ÖPTÜM İYİ AKŞAMLAR <3

Continue Reading

You'll Also Like

1.2M 70.7K 48
Hale, sosyal medyada yazdığı bir yorumun hayatını bu denli değiştireceğini nereden bilebilirdi ki.
4.5K 169 48
RÜZGÂR Gidecektim. Kafama koymuştum. Nereye bilmiyordum ama gidecektim işte. CİHANGİR Âşık oldum, nasıl olduğumu bile bilmeden. Okuyan lütfen ne d...
5.1M 280K 29
Sarhoş olduğu gece bir adamla birlikte olan Kayra, sabah uyandığında kendini tanımadığı bir adamla bulur. Evden apar topar kaçan Kayra, birlikte old...
592K 24.8K 44
30-50k izlenen Yağız her gün yayın açar, Sohbet eder ve korku oyunları oynar. Işıl ise o yayıncıya aşık bir kızdır. Işıl habire yağıza Instagramdan y...