özledikçe.

208 12 0
                                    

Aras'tan
"Evet bir okul günü daha bitti Allah'a şükür!"dedim.
"Çabuk bitti ama."dedi Emre.
"Efendim? Çabuk mu bitti? Saçmalama istersen."
"Bence hızlı bitti. Zaman geçti yani." Gönenç'e baktım. Bizi hiç takmıyor gibi duruyordu.
"Gönenç?" Cevap vermedi tabii ki de. Şaşırmış mıydım? Hayır! Yine seslendim.
"Gönenç!" Bu biraz sesli bir seslenme olmuştu. Bir an da ürktü.
"Hı?"
"Sen ne düşünüyorsun?"
"Ne konuda?"dedi.
"Galiba biz havaya bir şeyler anlatıyorduk. Değil mi Emre?"
"Galiba."
"Ne oldu?"dedi Gönenç.
"Okul hızlı geçti bence diyoruz. Sence?"
"Bilmem. Bence hızlı geçmedi. Hatta bitmek bilmedi."
"Bence de."
"Sen bugün koçun yanına gitmemişsin. Bir şey mi oldu?"dedi Emre. Gönenç antrenmana girmemiş miydi? Ama bana antrenmana gideceğini söylemişti.
"Sen bana antrenmana gideceğini söylemiştin. Nereye gittin antrenmana gitmeyip?"dedim.
"Koç takım kaptanının nerede olduğunu sordu sürekli. Bari haber falan verseydin. Biraz sinirlendi."dedi Emre.
"Bilerek haber vermemezlik yapmadım. Yakınımda koça gidip söylemesi için biri yoktu."
"Neredeydin ki yakınımda diyorsun? Sen bugün ne işler karıştırıyordun?"dedim.
"Bir şey karıştırmıyordum. Sadece antrenmana gidecek gücüm yoktu."
"Yine uyumadın değil mi?"
"Evet, uyudum. Hatta ben de buna şaşırdım. Kendimi biraz kötü hissediyordum ve bunun nedenini bilmiyordum. Buna rağmen uyudum. Herhangi bir sıkıntım olmasa asla uyuyamayan ben uyudum. Hatta kendimi kötü hissettiğime rağmen."
"Neden kendini kötü hissediyordun? Sen kendini kötü hissettiğinde hep basketbolun iyi geldiğini düşünüyordun. Ve bugün antrenmana gitmek yerine okulda ne halt ettin?"
"Müzik sınıfında yattım."dedi sakin bir şekilde.
"Müzik sınıfında yattın mı?"
"Evet."
"Koç eğer nerede olduğunu sorarsa ne yapacaksın peki?"
"Koç kötü biri değil Aras. Halimden anlar diye düşünüyorum. Zaten antrenmana gittiğim son zamanlarda istersen git eve dinlen diyordu. Bir şey demez yani."
"Neden eve git dinlen diyordu? Sen bizden neden bir şeyler saklıyorsun? Ya da benden? Belki de sadece bana söylemiyorsundur!"
"Saçmalama Aras, sizden bir şey falan saklamıyorum."
"Zaten bizden değil benden bir şey saklıyorsun."
"Geldim Gönenç oğlum."dedi Fırat abi.
"Emre İstersen bana gel sende."dedi Gönenç. Beni takmadığı belliydi.
"Yok ya sınavlar başlıyor benim çalışmam lazım. Size de tavsiye ederim. Böyle boş şeyler için atışacağınıza. Hadi görüşürüz. Teşekkürler bıraktığın için abi."dedi ve arabadan indi.
"Senin evin nerede Aras oğlum?"
"Benim evime geliyor Fırat abi."dedi Gönenç. Nasıl bu kadar emin konuşabiliyordu?
"Gönenç'in evine gitmiyorum abi. Ben sana evin yolunu tarif ederim. Sen sür."
"Tamam."
"Annen seni hâlâ affetmedi. Nasıl gitmeyi düşünüyorsun?"
"Seni ilgilendirmez. Ayrıca eve gittiği mi kim söyledi?"dedim ve arkama yaslanıp dışarıyı seyretmeye başladım.

"Fırat abiye verdiğin tarif otel miydi?"dedi.
"Evet oteldi. Olamaz mı? Ayrıca seni rahatsız etmek istemem daha fazla. Belki başkalarına anlatman gereken şeyler vardır. Biliyorsun bana anlatmıyorsun çünkü."
"Hâlâ saçmalamaya devam ediyorsun Aras."
"Yani tabii ki saçmalamaya devam ediyorum. Sana göre ben hep saçmalarım zaten. Görüşürüz Fırat abi."dedim ve kapıyı çokta sert olmasa da sert kapattım. Bu nasıl oluyorsa artık?! Her neyse. Gönenç hep asosyaller gibi her şeyi içinde tutuyordu. Hiç bir zaman biz sormadan söylemiyordu ve bu beni gerçekten çok sinir ediyordu. Onun belki de tek iyi geçindiği arkadaşıydım. Yani Emre'de vardı tabii ki. Ve biz kardeşiz. Yani öz değil üvey de değil ama kardeşiz. Ben ona herşeyimi anlatırken o hep susmakla yetiniyor. Bu beni sinir ettiği kadar üzüyor da. Bana güvenmiyormuş gibi hissediyordum.

Gönenç'ten
"Tamam anne. Ben de çocuk değilim sonuçta. Zaten biliyorsun Aras'a bazen geliyorlar böyle."
"Bence Aras'a değil de sana gelmişler. Aras ne dediyse doğrudur diye düşünüyorum. Çünkü gerçekten sen de bir haller var. Bizim eve yemeğe geldin ve babana selam verdin. O an ateşin var mı diye bakacaktım da baban bir şey der diye yapmadım."
"Anne abartma. Çağırdın geldim işte."
"Diğer zamanlarda çağırıyordum, onlara niye gelmiyordun o zaman?"
"Bilmem. Sadece evden sıkılmıştım ve gelmek istedim."
"Şimdi de gelebilirsin."dedi annem.
"Hayır anne. Bu akşam biraz çalışacağım. Haftaya sınavlar başlıyor. Ve ben zerre bir şey çalışmadım. Kitabın kapağını bile açmadım."
"Tamam çalış bakalım. He bu arada Gönenç, Yağız'ın takımdan çıktığını duydum. Doğru mu?"
"Sen nereden biliyorsun?"
"Doğru mu yani? Neden çıkmış peki?"
"Anne Yağız'ın zaten sırf babası yüzünden basketbol oynadığını biliyorsun. Sence de bu zamana kadar dayanması bile mucize değil mi?"
"İyi de oğlum basketbol kötü bir spor değil ki. Sen oynarken sıkılıyor musun?"
"Anne herkesin farklı işte. Bunu senin bilmen lazım. Ayrıca Yağız tam 7 yıldır basketbola gidiyor. Bence çok bile dayandı."
"Sen konuşuyor musun Yağız'la?"
"Hayır."
"Nereden öğrendin o zaman?"
"Aras söyledi. Ayrıca bizim okulda bir şey öğrenmemiz için birini tanımamız gerekmiyor. Malum okulumuz artık haber yeri oldu."
"Neyse oğlum ben kapatıyorum. Baban gelir şimdi, ona yemek hazırlayacağım."
"Anladım. Görüşürüz o zaman."
"Görüşürüz, iyi çalışmalar sana." Telefonu koltuğa attım. Ders çalışmak asla istemiyordum. Zaten neden çalışacağımı da bilmiyordum. Eninde sonunda ölmeyecek miyim? Boşuna yaygara. Bir dakika! Duru, o çocuğun doğum günü partisine gitmiş miydi? Hemen telefonumu koltuktan aldım ve Duru'nun Instagram'ına girdim. Hikayesine tıkladım. Sadece bugün 2 saat önce paylaştığı bir fotoğraf vardı. İki arkadaşıyla sahilde oturmuşlardı. Çok güzel görünüyordu. Kendine gel Gönenç. Şu an bir iş üzerindesin. Fotoğraflarına baktım. Pazartesi günü bir fotoğraf paylaşmıştı. Oha! Doğum günü partisinden bir fotoğraf bu. Fotoğrafın üzerine tıkladım onları etiketlemiş mi diye. Fakat etiketlememişti. O zaman ne yapmalıydım? Takip ettiği kişilere bakabilirdim. Çocuğun ismini yazdım ve arattım. Evet! Hesap çıkmıştı. Hesaba tıkladım fakat hesabı kapalıydı. Neden hesabını kapatıyor ki? Salak herif! Duru'nun hesabına geri dönüş yaptım ve onlarla çekildiği fotoğrafı ss aldım. Özledikçe bakardım. Değil mi?

Özel Alança Lisesi (TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now