Çünkü şu an benimlesin.

1.6K 54 1
                                    

Annem alışveriş merkezine gitmek istediği için beni de yanına almıştı. Zaten adidastan bazı şeyler alacaktım. Annem zaradaydı.

"Sonunda bitti ya! Neden bu kadar zordu alışveriş yapmak?"dedim söylenerek. Alışverişimiz bitmişti ve yemek yiyorduk işte.
"İlk okul günün nasıl geçti?"
"İyi sayılır. Daha ilk günden bir arkadaşım oldu gibi."
"Tebrik ederim. Bu senin için iyi bir şey."
"Teşekkürler. Bence de. Hem kız da çok iyi biri."
"İsmi ne?"
"Elif."
"İsmi de güzelmiş. Tanıştırırsın beni."
"Tabii anne tanıştırırım seni."

Sabah olmuştu. Dün adidastan aldığım gri kazağı okul tişörtümün üstüne giyip, yakalarını görünürleştirdim. (Merak etmeyin sweatshirt yıkandı.) Kahvaltı yapmıyordum çünkü sabah sabah midem bulanıyordu. Annem bunu bildiği için bir şey demiyordu. Ayakkabılarımı giyip evden çıktım. Kulaklığımı çıkarttım, şarkı dinleyecektim. Şarkıyı açıp otobüs durağına doğru yürümeye başladım.

Okula gelmiştim. Çantamı hiç sınıfa götürmeden banka oturdum. Zil çalmadığı için biraz şarkı dinlemek istiyordum. Gözlerimi kapattım. Güzel havanın tadını çıkartıyordum. Aslında okul çok güzel bir yerdeydi. Birazcık tepe gibi bir yerde.

O sırada bir an da kulaklığımın bir tanesi kulağımdan çıktı. Gözlerimi açtım. Yanımda biri vardı. Hemen geri çekildim.
"Kimsin?" Gülümsedi.
"Korkmanı gerektirecek bir şey yok. Sadece şarkı dinlemek istemiştim."
"Kendi kulaklığından dinlemelisin bence." Dediğimi umursamayıp elini uzattı. "Gönenç."dedi. Yani.?
"Yani?"
"Seninle arkadaş olmak isteyenlere böyle mi davranıyorsun?"
"Benimle arkadaş mı olmak istiyorsun?" Kafasını salladı.
"Daha iyi bir yöntem seçebilirdin. Ödümü kopardın."dedim. Güldü. Elini tuttum. "Duru."dedim. Elimi yavaşça salladı. Sanki bir şey falan imzalıyoruz. Elimi çektim ve kulaklığımı diğer elinden zorla da olsa aldım. Kulaklığı niye bu kadar sıkı tutmuştu?
"Kaçıncı sınıfa gidiyorsun?"
"9, sen?" Kahkaha attı.
"Ben de. Lise de ilk günümüz ikimizin de."dedi.
"Şansa bak. Allah'ın işi."dedim.
"Şaka bir yana 12'ye gidiyorsun herhalde?" Kafamı salladım.
"Hangi sınıf?"
"12/C. Sen?"
"12/A. Beklerim sınıfıma."
"Tabii gelirim bir gün ailecek."
"Beklerim. Her zaman." Güldüm.
Neden bazı kişilerin bana baktığını hissediyordum? Hissetmiyordum, resmen bana nefretle bakıyorlardı.
"Neden bana bakıyorlar?"
"Çünkü şu an benimlesin?"
"Efendim?"
"Okula yeni geldiğin için bilmiyorsun. Sanki çok iyi bir şeymiş gibi anlatacağım ama bu okulda biraz popülerimdir."
"Yani o yüzden bana nefretle bakıyorlar. Öyle mi?"
"Ne kadar akıllısın sen öyle."
"Sadece sen mi popülersin bu okulda. Bilip hareket edeyim bari." Bu ne biçim bir soruydu Duru? Ama sağlığım için gerekli bir soruydu.
"Yağız diye biri bir de kızlardan Hande." Yağız mı? Bizim sınıftaki Yağız mı?
"12/A' daki Yağız mı?" Etrafına bakınıyordu ve son dediğim şeyden sonra bana baktı.
"Sen Yağız'ı tanıyor musun?"
"Maalesef. Bir dakika şimdi o sizin okulun popüler çocuğu mu?"
"Evet. Aynı zamanda okulumuzun müdürünün oğlu olur kendisi."
"Vayyy. Ben de diyorum bir yerleri neden bu kadar havalanıyor. Madem ki okulun sahibinin çocuğuymuş."
"Evet. Sen Yağız'ı sınıftan nasıl tanıdın?"
"Elif diye bir arkadaşımdan felsefe defterini istedi ve ondan önce de okulun ilk günü derste hocayla konuşurken sırama rüküş yazılı bir kağıt parçası koymuş."

Özel Alança Lisesi (TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now