• yirmi altı

En başından başla
                                    

Yoongi ne diyeceğini bilemeyerek durdu. Jimin'in hasta olup olmayacağına emin olamasa da kendisinden emindi. Ne kadar kabullenmese ve bu durumdan nefret ediyor olsa da zayıf bir bünyesi olduğunu içten içe biliyordu. Yani Jimin hasta olmasa bile şu an bu banyoda hastalığa son hızda koşan birisi vardı. Yoongi güne berbat bir halde başlayacaktı.

"Odanda uyu." dedi Yoongi ikna etmek ister gibi. Uyandığında genelde sinirli olan yanı bugün orada değildi. Yoongi duygusal bir çöküntünün eşiğinde olduğundan habersiz onu tamamen güçsüz kılacak bir hastalığa yelken açmışken kucağındaki bedene karşı herkesi şaşırtacak bir naziklik içerisindeydi. Jimin eğer tamamen uyanık olsaydı ya kalkar gider ya da onunla dalga geçerdi çünkü Yoongi böyle birisi değildi. Yoongi'nin ona sunduğu tablo böyle değildi. Bu sadece içindeki aptalın yapabileceği bir şeydi. En azından Yoongi böyle düşünürdü.

"Hayır," diye sızlandı Jimin. "Üşeniyorum. Çok soğuk. Hareket edesim bile yok."

Yoongi etrafa bakındı. Kendi siyah banyosuna tamamen zıt bir şekilde açık krem renkleriyle bezenmiş duvarlara ve beyaz banyo dolaplarına. Bornoz biraz ileride duruyordu. Yanında katlı havlular vardı. Son çare Jimin'in belindeki elini sıkılaştırdı ve onu kucağından iterek kalkmak için kendisine alan tanıdı. Şimdi küçük olan gözlerini bile devirmeye yorgun bir şekilde oturduğu yerde ona bakıyordu. Yoongi ise uyuşan bacaklarını hissetmeye çalışırken hala uyluklarında kalan çamaşırını yukarı sıyırma derdindeydi.

Sonunda bacağındaki karıncalanmalar eşliğinde ayaklanarak banyonun hala ıslak olan zeminine büyük bir dikkatle bastı. Kaymamak için özen gösterirken zar zor yürüyerek bornoza ulaştı. Seri hareketlerle üzerine geçirip en üstünde kalan küçük havluyu köşeye atarak altındaki büyüğü eline aldı. Jimin'e doğru yürüdükten sonra doğru dürüst açamadığı gözlerine bakıp "Gel." dedi. "Ben götürürüm seni."

Jimin öylece oturduğu yerde onun elindeki havluya bakıp titrerken masum bir sesle "Kucağında mı?" dedi. Sesi, buna çok ihtiyacı olduğunun minik bir kanıtıydı.

Yoongi havluyu açarak küvete tamamen yaklaştı ve "Kucağımda." diyerek onu onayladı. Bunun üzerine Jimin'in birkaç saniye duraklamasını ve hemen ardından tıpkı kendisi gibi oldukça zor ayaklanıp arkasını dönmesini izledi. Yoongi'nin bacaklarındaki karıncalanma yok olmaya başlamıştı bile.

Kısa bir an Jimin'in sırtındaki belirgin parmak izlerine baktı. Gece bunların bilincinde bile değildi. Onu bu kadar sıkı tuttuğunun kesinlikle farkında değildi.

O an için Yoongi, seks sırasında partnerine zarar veren kimliğini tamamen unutmuş gibi havlunun bir ucunu bırakarak yerdeki suya değmesine neden oldu. Hemen ardından işaret parmağını uzatarak o izlerde gezdirmek için hareketlendi ama daha dokunmadan Jimin kollarını önünde bağlayarak "Çok üşüdüm." diye sızlandı. Yoongi izlere dokunamadan elini çektiği gibi bir ucu ıslanmış havluyu hızla onun bedenine sarıp zorlanmadan kendisine döndürdü. "Gel." dedi bir elini sırtına koyup diğerini bacağının altına doğru uzatırken.

Jimin kararsızca "İstersen ben de gidebilirim?" dedi. Titreyen dişleri birbirine çarptığı için sesi de bozuk çıkıyordu. Yine de o anda bu ayrıntı ilgilenecekleri son şey bile değildi.

Yoongi onun söylediklerini umursamadan tutuşunu güçlendirdi ve Jimin'in bir kolunu kaldırıp boynuna tutunmasına izin verirken onu zorlanmadan kucağına aldığı gibi ıslak zemine dikkat ederek banyodan çıktı. Yolu bilir gibi sola döndü ve daha önce kaldığı odaya ulaşmak için ıslak ayaklarıyla koridorun sonuna ilerledi. Jimin'in odasının kapısı açıktı.

Yoongi biraz hızlanarak kucağındaki Jimin'i yatağa bıraktığında doğrulup etrafına bakındı. Az ileride gördüğü giyinme odasıyla hareketlenecek iken bileğinde hissettiği tutuş, onu durduran asıl sebepti. Jimin yastığa dökülmüş ve kendiliğinden kuruduğu için kabarmış saçlarıyla "Sabah giyiniriz." diyordu. "Üşüyorum, ısıt beni."

cruel : yoonmin ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin