• otuz yedi

30.1K 2.3K 8.9K
                                    

- - -

37| Biraz yaklaşabilir miyim?

"Ne yapacağımı bilmiyorum doktor."

Bu cümle, belki de bir gün kuracağımı düşündüğüm son cümle bile değildi ama şimdi burada, o nefret ettiğim deri koltukta, karşımda Kim Seokjin denen bu adam varken kuruyordum ve bunu önemsemiyordum çünkü yardıma ihtiyacım vardı. Bunu kabullenmek benim için ne kadar zor olursa olsun yardıma ihtiyacım vardı ve ben Seokjin'i sevsem de sevmesem de buradaydım, onun karşısında tamamen savunmasızdım. 

Elimde yanan sigaramdan ufak bir nefes alarak başımı arkaya attığımda "Birlikte bir çözüm bulabiliriz Yoongi." diye mırıldandı ve ben onun yüzünü görmesem de şu an gülümsediğine tamamen emin olarak başımı yatırdığım yerden kaldırdım. "Hadi, bana hayatından ve zorlandığın şeylerden bahset. Artık defter yok. Söylediklerini sadece buraya yazacağım." İşaret parmağını şakağına bastırdı. Belki de tüm o olanlardan sonra en doğrusu buydu. Tüm hastaları için bunu uygulaması zor olsa da en azından benim için artık bir defter bulundurmasını zaten istemiyordum. 

"Ben..." Durdum. Nereden başlayacağımı bilemediğim için bir süre sabit bir noktaya bakarak durdum ve onun yandan arkaya doğru taranmış saçlarına, açık alnına düşen birkaç tele baktım. Parlak yüzüne ve gözlüklerine. Yaşından daha genç gösterdiğini düşündüm ve belki de ilk kez onu bu şekilde, uzun uzun inceledim. Daha önce fark etmediğim tüm ayrıntılar belirmeye başladığında sanki en iyisi buymuş gibi en gereksiz noktadan başlamak istedim. "Şirketten geliyorum." dedim. "Son bir hafta yorucuydu. İki-üç gündür bacağım daha iyi olduğu için şirkete gidip duruyorum ve Jaebum davası da sonuçlanmak üzere. Hala biraz vakti var ama sanırım çoğu bitti. Nasıl olduğunu bilmiyorum ama o adam, babası bu işin peşine düşmedi. Mahkeme şu anlık beni haklı görüyor. Bir süre daha devam edecek. Yine de artık bu açıdan endişeli değilim."

"Bu gayet güzel bir gelişme. Sanırım en çok o adamın yapabileceklerinden korkuyordun, değil mi?"

"Bildiğim birkaç şey beni buna itiyordu ve bir şekilde içeri girebileceğimi düşünüyordum ama şimdi özgür olduğuma neredeyse tamamen eminim." diye fısıldadım ve bir bakıma unuttuğum sigaramdan yeni, derin bir nefes çektim. "Cenazeye gittiğimde o kadınla konuştum ve hepsi konuşmalarımızı duydu. Bundan dolayı mı yoksa ortada başka bir sebep mi var bilmiyorum ama en azından bir şeylerin yolunda gidiyor olmasından mutluyum sanırım ya da öyle olduğumu sanıyorum- Bilmiyorum. Bu biraz karışık."

Seokjin bana baktı. Gözlerimiz kesiştiğinde sanki daha fazlasını görebilecek gibi derin bir bakışla orada, karşımda oturmaya devam ediyor oluşu biraz tüylerimi ürpertti ama bunu sorun etmemek için çabaladım ve gözlerimi ondan çekip yere, onun ayakkabılarına oldukça yakın bir noktaya dikip bir şey demesi için bekledim ama konuşmadı. Benim devam etmemi istiyor gibi inatla sustu ve ben geri kalanından bahsetmek istemediğimin bilincinde ne yapacağıma emin olamayarak konuyu tekrar en başa, aynı noktaya çekmeye çalıştım. 

"Şirket." dedim yutkunur gibi. "Şirkette durumlar düşündüğüm kadar kötü değil. Yaptığımız basın açıklamalarından sonra birçok hayran benim destekçim olmayı seçti ama tabii çoğunluğun gözünde hala katil bir çocuktan başkası değilim. Yine de-" Sigara ihtiyacı duydum ama onu dudağıma götürdüğümde izmarite ulaşmam bir nefesimi aldı. "Yine de önemsemiyorum. Artık listelerin neresinde olduğum, yıl sonu ödüllerinde ne konumda anıldığım veya tüm o ödülleri toplayan isim olup olmadığım umrumda değil. Biraz garip bir his çünkü kariyerimin tüm hayatım olduğunu düşünürdüm. Şimdi öyle değil."

"Peki, daha iyi hissettiriyor değil mi?" dedi durumumu tam anlamak için ve ben bir an tepkisiz kalsam da çok geçmeden "Bazen." diye yanıtladım. "Bazen daha iyi hissettiriyor ama bazen de eskiyi özlememe neden oluyor. Eski beni. Agust D'yi."

cruel : yoonmin ✓Where stories live. Discover now