• otuz iki

31.8K 2.4K 10.4K
                                    

- - -

32| Seni öpmek istiyorum

İlk ne zaman başladı?

Bu sorunun yanıtını verebilirsem her şey rayına oturacakmış gibi hissediyordum ama kendi içimde bu sorunun yanıtını bulamıyordum. Beynim pelteleşmiş gibiydi. O hemen ileride bir telefon görüşmesi yapıyordu. Arabamın ön koltuğunda artık uyuştuğu için hissetmemeye başladığım bacağımla onu izliyordum. Yüzündeki o gergin ifadeyi, telaşla bir şeyler anlatışını, benim için durumu toparlamaya çalışmasını.

İlk ne zaman başladı?

Başımdan aşağı bir bardak kahve döktüğünde mi? O halde sahneye çıkmak zorunda kaldığımda beni izlediğinde mi? Yoksa beni ilk öpüşmemizde mi? Bir okyanusun kenarında olduğumu, korkuyorsam eve dönmem gerektiğini söylediğinde mi? Onu otel odasına çağırdığım gün mü? Instagram gönderisini gördüğümde mi? Yoksa onun beni otel odasına çağırdığı gecede mi?

Ne zaman başladı?

Bu boğazımı sıkan, düşüncelerimi ele geçiren kabus ne zaman başladı? Ne zaman ona bu kadar değer verdim? Ne zaman ona aşık olmaya başlayıp kendimi kandırmaya devam ettim? Ne zaman onun gözlerine baktığımda ona aşık olabileceğimi düşündüm?

İlk ne zaman?

Seni seviyorum.

Ense kökümdeki sızlamayı hissettim. Ellerimde hala gerçekliğini sorguladığım kanlarla bacağımı tutarken ona bir kez daha baktım. Sanki bu son seferimmiş, bir daha onu görmeyecekmişim gibi baktım.

Bu duygular ilginçti. Bu duygular daha önce tattığım hiçbir şeye benzemiyordu. İnsanı sersemletiyorlardı. Büyük olaylara kör ediyor küçüklere odaklandırıyorlardı. Birini öldürmüştüm. Ben birini kendi ellerimle öldürmüştüm. Vurulmuştum. Bacağımın ne kadar kötü olduğunu bilmiyordum ama bir yerden sonra sadece ona bakmak istiyordum. Burada olduğu için gülmek, onu öpmek ve ona bakmak istiyordum.

Peki, ne zaman bu seviyeye gelmişti? Ne zaman olmuştu tüm bunlar? Hep böyle mi olurdu? Herkes benim gibi aniden mi fark ediyordu?

İlk farkındalığım dün müydü? Jaebum bana o defteri okuduğunda mı? Yoksa üç gün önce mi? Ya da beş? Buraya ilk gelişimde? Ya da en başında? En başında, beni öptüğünde? Jaebum'u öldürdüğümde?

Öldürmek.

Sahi, ben birini öldürmüştüm.

Ben birinin canını almıştım. O da burada benim canımı kurtarmaya çalışıyordu. Sürekli fikirler üretip beni kurtaracak bir tane seçmeye çalışıyordu. Birini öldürmem sorun değildi. O bunu önemsememişti.

Ama Min Yoongi katil olmuştu.

İkinci kez.

Güldüm. Hayat bazen öyle acımasız oluyordu ki arkama dönüp bakmak istiyordum. Nerede hata yaptığımı görmek istiyordum ama buna kalkıştığımda vardığım tek sonuç bendim. Benliğimdi. Doğduğum günü takvimlerden silmem gerekirdi. Yaptıklarımın bedeli değildi bu, doğuşumun getirileriydi. Hayat beni seçmişti. Bu yüzyılın şanslı kişisi bendim. Mutlu olamayacak o isim bendim.

Ve birini öldürdüm.

Onu ben öldürdüm. Göğsünün ortasına bir bıçak saplarken iki kere düşünmedim. Ölsün istedim. İlk defa ölmek değil öldürmek istedim. Pişman olmadım. Pişmanlık duymadım.

Neden pişman hissetmiyorum? Vicdanım nereye kayboldu?

Bir vicdanım var mıydı?

Jimin'e çevirdim bakışlarımı yeniden. Gözleri üzerimdeydi. Alt dudağını ısırışını, telefona karşı başını sallayışını ve aceleyle arabaya koşuşunu izledim. Kapıyı açtı. Şoför koltuğuna oturup önüne baktı. Ben ona döndüm ama o bana dönmedi. Önümüzdeki boş yol sanki çok kalabalıkmış, sanki bir şehrin orta yeriymiş ve o belirli birini arıyormuş gibi dikkatle baktı. Ben de ona baktım. Sadece ona.

cruel : yoonmin ✓Where stories live. Discover now