• kırk

39.5K 2.1K 7.1K
                                    

- - -

40| Adımı unutmamı sağla

Gözlerim kendiliğinden açıldığında karşılaştığım ilk şey perdesi açık pencereden direkt gözüme gelen güneş ışıklarıydı. Dudaklarımdan istemsiz çıkarttığım tatsız bir sesle hareketlendiğimde ve sağ elimi gözüme götürüp minik bir yumruk yaparak ovaladığımda bedenimde hafif, anlamsız bir ağrı vardı. Etrafı algılamak da şu anlık zor geliyordu. Gözümdeki pusun izin verdiği kadar inceleyebiliyordum her şeyi. 

Gözlerimi birkaç kez kırpıştırarak görüntünün netleşmesi için bekledikten hemen sonra gördüğüm ilk şey yere fırlatılmış kanlı tişörtüm ve onun hemen yanında duran pembe, kurdelesi biraz zedelenmiş ve fazlasıyla kirli duran tangaydı. Bu, bir an için nefesimi tutmama neden oldu.

Hatıralar yavaş yavaş yerine gelmeye başladığında ve dün gece olan her şey kafamın içine doluştuğunda gözlerim ufak bir şokla aralandı ve ben, yatağa geçmeden hemen önce geçirdiğimiz o sonsuz dakikaları düşünürken buldum kendimi. Yoongi'nin yorgun olmasına rağmen beni kucağında taşıması, yatağa kadar getirip yatırdıktan sonra yüzümün her bir köşesini öpmesi ve defalarca ne kadar güzel olduğumu fısıldaması... Tüm bunlar saatler önce gerçekleşmişti. Burada, yattığım yerde.

Bunların da tek bir nedeni vardı ve ben o nedeni çok iyi biliyordum. İtirafım canlı bir şekilde orada, zihnimin tenha bir köşesinde bana el sallayarak hain bir sırıtışla beni izliyordu ve bu ne yapacağımı şaşırmam için başlı başına bir nedendi. Aniden olmuştu. Dudaklarımdan çıkan tüm o sözleri ben de beklemiyordum. Sadece o akan suyun altında, Yoongi'nin kendine has kokusuyla mest olmuşken ve geçirdiğimiz o tatlı gecenin büyüsüne kapılmışken tüm hislerim açığa çıkmış gibiydi ve bir an için ona baktığımda düşünebildiğim tek şey ne olduğunu bile bilmediğim aşk kelimesinden başka bir şey değildi ve zihnim bana sadece "Böyle bir şey olmalı." diye fısıldıyordu.

Gözlerimi kısıp yüzümü buruştururken ve az önce gözümü ovaladığım yumruğumu açarken alnıma yavaşça vurdum. Banyoda söylediklerimin doğru olup olmadığını ya da mantık çerçeveme sığıp sığmadığını düşündüm. Yine de inkar etmek zordu. Yoongi'ye karşı duygularımın ciddi oranda büyüdüğünü ve onun yanında bambaşka hissettiğimi inkar etmek istemiyordum. Bu benim için ne kadar garip olsa da son zamanlarda zaten farklıydım. Ondan yeniden bir çift kelime duyabilmek ve yanında uyumak için hiç tanımadığım bir yanımı ortaya koyuyordum. Sanırım bu yüzden aklımda canlanan tüm o görüntülerle, Yoongi'nin boynuma sıraladığı küçük öpücükler eşliğinde geçirdiğim gece ve o gecede onun içini doldururken altımdaki bedeninin o mükemmel görüntüsüyle kalakaldığım anlar bana nefesimi tutturuyordu. 

Dün gece gerçekten yaşanmıştı. Önce deli gibi birbirimizi dövmüş hemen ardından sevişmiştik.  

Sevişmek. 

Bu kelime bana fazlasıyla yabancıydı ama dün gece kabalıktan tamamen uzak olan o nazik dokunuşlar, tutkulu öpücükler ve aşk kırıntılarıyla bakan gözler sadece buna işaret gibiydi. Bir de karnımda biraz kıpırdanma hissetmeme ve bacaklarımı kendime çekme iç güdüsüyle dolmama neden oluyordu, bu da sadece sızlanarak gözlerimi kapatmama ve başımı çevirip yastığıma iyice bastırmama yol açıyordu. Sakinleşmek istesem de zordu. Bu histen hoşlandığım pek söylenemezdi. Karnımın ağrımasını sevmiyordum ve bu karıncalanma hissi beni gıdıklıyor gibiydi. Ayrıca bir de üşütme geliyor gibi bir hisle ellerimi kollarıma sürterek ısınmaya çalışmak istiyordum ama aslında zerre kadar üşümüyordum. 

Sonunda nefesimi sesli bir şekilde verip kafamı gömdüğüm yastıktan kaldırmayı başardığımda karşımda kalan pencereden dışarı bakmak için gözlerimi kıstım ve yanımdaki komodinin üzerinde hala açık olan abajurden süzülen belli belirsiz ışığa takılarak bir müddet bekledim. 

cruel : yoonmin ✓Where stories live. Discover now