• kırk iki

52.4K 2.3K 17.5K
                                    

final
- - -

42| Seni seviyorum

Hoseok valizleri tartılması için gerekli noktaya koyduğunda Yoongi hemen arkasında durmuş kulağı ile omzu arasına sıkıştırdığı telefondan kendisine ulaşan kadın sesini yeterince iyi anlamaya çalışıyordu çünkü yapılan anonstan dolayı zaten boğuk gelen sesi duyması daha da güçleşiyordu.

Sonunda derin bir nefes alıp biletlerini onaylatan Hoseok'un önünden çekilmesini izledi ve Jimin'le kendisine ait biletleri görevli adama uzatarak ondan tamamen alakasız "Evet, anlıyorum." dedi. "Sonuç olarak kiracılarla ben muhatap olmayacağım değil mi? Öğrenmek istediğim tek şey bu." Ve kadının yeniden ona anlamayacağı açıklamalar yapmaması için kısa bir dilekte bulundu. "Her şeyimi size emanet etmek ve kiraları gününde hesabımda görmek istiyorum."

"Evet beyefendi ama benim demek istediğim de şu, bize yazılı ve imzalı bir belge göndermelisiniz ki kiracılar gününü ve saatini şaştığında onları evlerinden veya iş yerlerinden çıkartabilelim. Şu an ekonomi çöküşte olduğu için kiralar sık sık gecikme yaşayabiliyor. Bundan bizi sorumlu tutmamanız adına-"

Yoongi derin bir nefes alıp "Anladım." dedi. "Bana örnek bir kopyanın fotoğrafını gönderin o halde. Ne olduğunu yeterince iyi anladıktan sonra içime sinerse size kendi imzamın olduğu bir tanesini yollayacağım."

"Tamam Bay Min ama-"

Yoongi daha fazlasına tahammül edemeyeceğini bildiğinden ve karşı tarafın dinlemekten yorulacak kadar yavaş yavaş konuşmasına tahammül edemediğinden cevabın tamamlanmasını beklemedi ve gözlerini devirip telefonu kapattıktan sonra adamın elindeki biletleri aldı. Tek amacı Kore'den gitmede önce gelirini güvenceye almaktı ama bulduğu şirket pek de hoşuna gitmiş sayılmazdı. Bu yüzden birkaç yere daha bakmayı aklına not ederek valizleri tartıldığı yerden alıp onaylanmış biletleriyle arkasını döndü.

Ve daha döner dönmez "Agust D!" diye bir çığlık duydu. Sonrasında üç tane genç kız üzerine doğru koşuyordu. "Aman Tanrım, tamamen gerçek ve burada!" İçlerinden biri elinde tuttuğu albümle bağırmaya ve etrafın dikkatini çekmeye devam ederken bir diğeri "Size dokunabilir miyim?" diye bağırıyordu ki Yoongi bunu yaşamayalı epey zaman olduğu için kendini bir anlığına garip hissetti. Son zamanlarda yaşadıklarından ötürü zaten çok dışarı çıkmıyordu çıktığında da ya Jimin'e gidiyor ya da insanların tahmin edemeyeceği noktalardaki işlerini halledip eve dönüyordu. Yani genç kızların çığlıklarına epey uzak kalmıştı.

"Biraz sessiz olsak harika olacak." dedi Yoongi valizlerden elini çekip onlara dönerken. Eş zamanlı olarak elindeki telefonu cebine attı ve albümle kalemi tutup ona inanamaz gözlerle bakan kızın kalemini nazikçe aldı. "Nereyi imzalamalıyım?"

"Aman Tanrım." Kız gözlerini kırpıştırdı. "Rüya olmasına izin verme Tanrı'm. Bunun bir rüya olmasına izin verme. Yalvarırım bu bir rüya olmasın."

Bu Yoongi'yi biraz daha güldürürken kızın işaret ettiği noktaya klasik imzalarından birini attı ve diğer iki kız sessiz sessiz attıları çığlıklar eşliğinde telefon kaplarını uzattılar.

"Sevgilim?"

Jimin'in sesi ortama yayıldığı an üç kız aynı anda başlarını kaldırıp gözlerini daha da büyüttü. Jimin onlara pek aldırıp etmeden elini Yoongi'nin beline koydu ve imalı bir sesle "On saattir seni bekliyoruz." dedi. "Uçağı kaçırmak mı istiyorsun?"

"Kitty Gang?"

"Onu gördüğüme inanamıyorum."

"Tıpkı bir bebek gibi."

cruel : yoonmin ✓Tahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon