• kırk bir

32.7K 2K 7.6K
                                    

- - -

41| Muhtemelen cehennemin dibinde bile birlikte olacağız

"Müsait misin?" Kapıyı tıklatır tıklatmaz açmamın ardından soruyu sormam onu eğlendirmiş gibi başını önündeki kağıtlardan kaldırmadan güldü ve "Yoongi," dedi. "Gel oğlum, ben de seni bekliyordum, müsaitim."

Derin bir nefes aldım. Bu konuşmayı günlerdir aklımda planlasam da nasıl gideceğini ya da Sihyuk'un bana nasıl bir tepki vereceğini kestirememek biraz kendimi geri tutmama neden oluyordu çünkü bir bakıma beni büyüten o olmuştu. Kalacak yere ihtiyacım olduğunda ve karnımı doyuracak kadar bile para bulamadığımda elimden tutmuştu. Bu zamana kadar bunu hiç dile getirmese de bir yerden sonra yaptığı iyilikleri ortaya koyarak beni elinde tutmaya devam etmeye çalışabilirdi. Buna şaşırmazdım bile. 

"Ne yapıyorsun?" dedim geniş masasının önündeki rahat deri koltuklardan birine otururken. Belim hala biraz ağrıyordu. Bir hafta önce Jimin beni otel odasına çağırdığından beri tamamen doyumsuz bir çocuğa dönüşmüştü ki bu iyi bir şey mi kötü bir şey mi tam çözemiyordum. Yine de ya bende kalıyor ya da beni kendisinde kalmam için ikna edip hareketli bir gece geçirmemiz için elinden geleni yapıyordu ki içimde onu asla engelleyemeyen koca bir hisle yaşadığım için bir şekilde ona eşlik ediyordum. 

Ve dün gece yataktan düşmemiz de beklendik bir şey değildi. Jimin çok endişelendiği için sesimi çıkartmasam da oturup kalkarken zorlandığım su götürmez bir gerçekti. 

"Birkaç evrağı gözden geçiriyorum." dedi. "Her şey yeni yeni düzene giriyor. Son mahkemen yarın ve çoğunluğun bakışı iyi yönde. Taek denen herifin basına karşı takındığı tavır bizi iyi etkiledi. Ne yaptın bilmiyorum ama kesinlikle iyi bir şeyler demişsin ona."

Aslında onunla konuşmamıştım bile sadece duymuştu. Annemle beni konuşurken duymuştu ve her şey bundan mı kaynaklı bilmesem de bir şekilde fikirleri değişmiş gibiydi. O her tarafa terör estiren adam basına karşı umursamaz ve beni biraz daha haklı çıkartacak üstü kapalı şeyler söyleyip duruyordu. Mahkemede susma hakkını kullanıyor ve tüm açıklamaları eşinin üstüne yıkıyordu. 

"Buna sevindim."

"Ben de öyle." Kağıtları tombul ellerinde topladı ve kenarlarını düzenledikten sonra masasının köşesine bırakarak sandalyesini biraz daha yaklaştırmayı ve ardından ellerini önünde birleştirip bana doğru eğilmeyi başardı. Şimdi yuvarlak çerçeveli gözlüklerinin ardından bana bakıyordu. "Neden benimle konuşmak istedin?"

"Albüm için." dedim gergin olduğumu mümkün olan en iyi şekilde arkama gizlerken. "Şarkıların hepsini tamamladım. Başlık parçasını da değiştirdim. Heize Lilith'i tamamen aldı. Ortadaki anlaşmayı çekmek için geç kaldım."

"Biliyorum, Wheein beni bilgilendirdi. Hatta şaşırdım bile. Normalde peşine düşerdin böyle şeylerin."

"Bilmiyorum, böylesini uygun gördüm sanırım. Ücretini de geri verdim ama şarkı onda kalsın istedim."

"Anlıyorum." Başını sakince salladı. "Öyleyse çıkış tarihini ve promosyon sürecini mi tartışacağız?" Kaşları merakla kalktığında ve muhtemelen söylediklerine emin olduğunda başımı iki yana sallayarak onu reddettim. 

"Aslında promo yapmayı düşünmüyorum." diyerek itiraf ettim. "Albümü yılbaşında yayımlayacağım ve iki ocakta şirket sözleşmem bitecek."

Sihyuk gözle görülür bir şekilde durakladı ama tahmin ettiğim kadar büyük bir şaşkınlık belirmedi dudaklarında. Sanki bunu çoktan bekliyormuş gibi biraz geriye çekildİ ve sandalyesine yaslandıktan sonra sesli bir nefes alıp bir süre bekledi. Kısa sürdü ve sonunda başını sallayarak, kendini toparlamış bir şekilde önüne döndü. 

cruel : yoonmin ✓Where stories live. Discover now