• yirmi dokuz

24.8K 2.3K 4.5K
                                    

- - -

29| Aşık olmaması gerektiğini ona söyledim

"Orospu çocuğu." Jimin altındaki şortunu çekiştirip mutfağına girerken çalmayı reddeden telefonu kulağından indirdi ve tezgahına koyarak tavaların bulunduğu dolaba yöneldi. Aynı zamanda kendi kendine söylenmeye devam ediyordu. "Bana bir söz verip gitti ve sözünde durmaması beni sinirlendiriyor." Olabilecek en gürültülü şekilde tavayı ocağı yerleştirirken gözlerinden ateş saçıyor gibiydi. "Bana boktan sevgisini verdikten sonra aptal bir sözde bile duramaması saçma." Bakışları kısa süreliğine telefonuna kaydı. "Telefonlarımı açmayacaksa o aptal şeyi kullanmaması gerektiğini ona öğreteceğim."

Derin bir nefes alma isteği ile guruldayan karnını doyurmak adına daha hızlı hareket etmeye çalıştı ama hissettiği sinir ve öfkeye sürekli yenik düşmeden bu pek de mümkün olmuyordu. Buzdolabını açıp kapatırken, malzemeleri doğrarken ve baharatları çıkartırken hepsini tezgaha sert bir şekilde koyuyordu. Bıçağı fevri kullanıyordu ve tavaya koyduğu yağın yanıp etrafa sıçramaya başlamasını zerre kadar önemsemiyordu.

"Siktiğimin piçi!" diye bağırdı en sonunda. "Aptal gibi bana doktorculuk oynamak yerine mutfağımda şu yemeği yapmalıydın, duyuyor musun beni?" Kaşlarını çattı. Elleri tezgahın iki yanını sımsıkı tuttu ve sakinleşmeye çalıştı. Bu yine de mümkün değil gibiydi. "Bana verdiğin sözleri tut." diye mırıldandı az öncekinin aksine bağırmayı bırakarak fısıldadı: "Bana bir söz veriyorsan onu tut."

Doğruldu. Derin bir nefes alıp mükemmel yemek yeteneklerine rağmen oldukça vasat görünen yemeğe karşı yüzünü buruşturdu. İçinde berbat bir his varken ve Yoongi'ye karşı gereğinden fazla sinirliyken bu boku beceremeyeceğini önceden biliyor olmalıydı. 

İçinde çıkan savaşın aksine gayet sakin ve uysal bir şekilde ocağın altını kapatıp buzdolabına döndü, buzluğu açıp çilekli dondurma kutusunu çıkarttı ve çekmecesinden bir tatlı kaşığı alarak mutfaktan ayrıldı. Oturma odasına geçtiği sırada gördüğü dağınıklık şu an için umrunda değildi. 

Jimin evinin derli toplu olmasını, temiz görünmesini ve herkesin şık bulacak şekilde döşenmesini severdi ama geçirdiği son krizin ardından buraya kimsenin girmesini de bu dağınıklığı birinin toplmasını da istememişti. Tek istediği Yoongi ile düzüşerek biraz vakit geçirmekti ama o da planladığı gibi gitmemişti. 

Bir kaşık çilekli dondurma dudaklarının arasında erirken gözlerini kapattı. "Neden öptüm?" dedi mırıldanarak. Muhtemelen yanında birisi olsaydı onun ne dediğini anlamazdı. "Siktiğimin sırtından öperek ona tam anlamıyla romantiklik mi yaptım?" Gözlerini açtı. "Aptal aşkını kıçına sokmalıyım ama eline fırsat veriyorum."

Kapı zili onu ve mırıltılarını keserek eve yayıldı. Jimin sessiz oturma odasından dışarıya bakmak ister gibi koltuğunda biraz eğildi ve karanlık ara hole kısa bir göz atarak "Siktir git!" diye bağırdı. "Geç kaldın!"

Zil yeniden çaldı. Jimin bir kez daha çalarsa kapıyı açıp ona sıkı bir yumruk geçireceğinin bilincinde "Sana def olup gitmeni söyledim!" demekten geri durmadı. "Ölümün olacağım Min Yoongi!"

"Şu kapıya aç! Lütfen!" 

Bir kadın sesi ona ulaşıp tüm dikkatini çektiğinde Jimin dudaklarına dayadığı dondurmayı çekecek gibi oldu. Kaşları çatılıp olayı anlamak için beklediğinde ve evini yeni bir zil sesi doldurduğunda dondurma kutusu koltukla buluştu. Boğazındaki anlamsız acılık çoğalırken yalın ayak kapısına doğru ilerledi. 

Kapı kulpunu biraz aceleyle indirip karşısında gördüğü kadına bakarken "Whee?" diye mırıldandı. "Burada ne işin var?"

"Yoongi'yi arıyorum." dedi açıkça. "İçeri girebilir miyim? Hava dışarıda konuşmak için biraz soğuk."

cruel : yoonmin ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin