• on altı

30.7K 2.5K 6.5K
                                    

- - -

16| Jimin'den uzak duracaksın

Onu alacağını düşünecek kadar rahat.
Ama gülümsediğinde, tüm dişleri usturadan yapılmış.
Senin sözlerini umursamıyor.
Geldiği yerde,
Bir kurtarıcı yok.

Kendini neyin içine soktuğun konusunda endişelen.
Ona günahkar olduğunu söylemenden hoşlanmıyor.
Arkanı kollasan iyi olur.
Çünkü senin içini görebiliyor.
Seni nasıl öldüreceğini kesinlikle biliyor.

Bir melek gibi yüzü var.
Ama o bundan çok uzak.
Kuralları o koyar.
Asla arkasına bakmaz.
İstediğini yapıyor.
Ona ihtiyacın olduğunu biliyor.

Seni ağlatıyor,
Saklamanın bir anlamı yok.
Görmeyi çok seviyor,
Gözlerindeki korkuyu.
İstediğini yapıyor.
Ona ihtiyacın olduğunu bi-

"Yoongi!" Kapım gürültüyle açıldı. "Ne yapıyorsun?"

"Şarkı yazıyorum Jungkook." dedim sinirle kalemimi masama doğru fırlatıp çalmadan açıp girdiği kapıya bakarken. Şarkı yazarken ne kadar agresif oluduğumu biliyordu. Kesinlikle biliyordu ama bunu yapmaktan bir türlü vazgeçmiyordu.

"Şarkı yazarken ne bok yemiş olabilirsin ki?" dedi şaşkınca beni süzerek.

"Ne diyorsun?"

Telefonunu kaldırıp "Wheein aradı da," dedi. "Geliyormuş, yoldaymış. Senin ağzına sıçacağını ve elinden gelirse eğer şirketten kovduracağını çünkü hepimizin mesleki geleceği ile oynadığını söyledi. Epey uzun konuştu. Sinirli yani."

Gözlerimi birkaç kez kırpıştırarak ona baktım. Jungkook'u günler sonunda ilk kez evimde yarı çıplak değil de adam akıllı giyinmiş bir şekilde görüyordum. Ve bu, Wheein'in bana bir sebepten sinirlenip evime geliyor olmasından daha şaşkınlık vericiydi.

"Tamam." dedim. "Bittiyse çık odamdan."

Zil sesi duyuldu. Duyuldu ve susmamaya ant içmiş gibi çalmaya devam etti.

Boynumu kısaca çıtlatıp Jungkook'un koşar adım odamdan çıkarak dış kapıya ulaşmasını dinlerken sabır dileniyordum. Bir hafta üzerine uğraşıp henüz yarısına bile gelemediğim şarkımı Jimin çalmıştı ve şimdi de bir yenisi için uğraş verirken sürekli rahatsız ediliyordum.

"Yoongi!" dedi. "Aptal herif! Bu senin için büyük bir şanstı!"

Wheein evimin içinde bağrıyordu. Ben de uyuşuk adımlarımla odamdan çıkmış, yalın ayak olduğumu önemsemeden merdivenleri iniyordum. Menajerim hemen karşımdaydı. Merdivenin başladığı noktada durmuş, ateş saçan gözlerle beni izliyordu.

"N'oldu?" dedim onun bu haline anlam veremeyerek. Çünkü çoğu zaman olduğu gibi yine ne yaptığımı bilmiyordum.

"Cidden internetten bu kadar uzak yaşamandan nefret ediyorum." dedi. Lacivert kotunun arka cebinden telefonunu çıkarttı ve hızla ekranı açarak bana çevirdi.

Ah, harika.

"İlginç bir kare." dedim. "Herif bana benziyor."

Başını sallayarak beni onaylarken "Arabası da seninkinin aynısı." dedi. "Ah, şuna bak, kucağına eğilmiş kafanın da pembe saçları var."

cruel : yoonmin ✓Where stories live. Discover now