Bölüm 7: Yeni Komşu

3.6K 308 28
                                    


Bölüm şarkısı: Sezenler Olmuş - Deniz Tekin

Bölüm 7: Yeni Komşu

Ben Asya Hancı... Yedi yaşında en son gördüğü şeyin gri kaldırımlar olduğu o yaşta kalmış bir kadınım. Çünkü insan gördükleri ile yaşlanırdı ama ben yaşlanmamıştım. Ben yaşlanmayınca annem ve babam da yaşlanmamıştı. Handan ve Hikmet küçük kalmıştı hafızamda, hala öyleydiler. Bende küçüktüm, hem de gerçek dünyanın kötülüklerini göremeyecek kadar kördüm.

Bu sebeple mahallemin insanları beni bir şekilde korurdu. Hani demiştim ya, insanın etrafında onun için çabalayan birileri olunca tutsak olduğu o karanlık bile bir şekilde aydınlanır diye, işte aynen buydu mesele. Ben ne kadar kendi başıma bir şeyleri başarmaktan mutluluk duysam da birinin yanımda, ardımda, önümde olduğunu hissetmem rahatlamama sebep olurdu. Evet, ruh gibi olmalarını ben istemiştim. Kendi kendime yetebildiğimi kendime kanıtlamaya çalışıyordum çünkü.

Nitekim gittiğim her yere peşimden gölge gibi gelen birilerine alışık olduğumdan babamın eczanesine giderken de peşimdeki birinin varlığına güvenmiştim. Altıncı hissi kuvvetli kadınlardandım ben. Anneme göre ise aklıma gelen bir şekilde başıma gelirdi.

Bu sebeple onun varlığını hissetmek benim için zor olmamıştı. Ama peşimdeki kişinin o olduğunu parfümünden anlamıştım. Çünkü muazzam bir kokusu vardı.

İnsanın aklını başından alacak kadar muazzam bir kokuydu bu. Daha ilk gün, onunla parkta tanıştığımda aldığım kokuyu unutamamıştım. Hafızası kuvvetli bir insan olduğumdan otobüste de yanımda duran, durakta da beni izleyen kişinin o olduğunu biliyordum. Mahallemin güzel insanlarından biri değildi ama benim iyiliğimi düşünen bir insandı işte.

Üstelik babamla tanışmıştı. Hiç beklemediğim bir gelişmeydi bu. Babama göre bir insanı en çok çay içerken tanırdın. Çünkü çay bittikçe yenilenir, ardı arkası kesilmezdi. Nasıl bittiğini ya da nasıl dolduğunu anlamazdın bile. Nitekim onu çay içmeye davet ettiği ilk an göğüs kafesimi zorlayarak atan kalbimin köşesinin sızlaması da bundandı. Demir hayatıma girecek bir yol buluyordu.

Tüm bu olanları Handan'a anlattığımda ise sessiz kalmıştı bir süre. Demir'in henüz iyi bir insan olup olmadığından emin değildi, kendince benim için endişelenmişti. Onun için aileyle tanışma bir nevi işi ciddiye bindirmeydi ki benim tatlı arkadaşımın atladığı ufak bir nokta vardı. Bana talip olduğu için babamla görüşmemişti, babam onun bu tavrından etkilendiği için çaya davet etmişti.

İçten içe biliyorum ya, sessizce onları dinlerken huzur bulmuştum. Demir'in fazladan konuştuğu birkaç cümle benim zihnime kazımama yetmişti sesini.

O günden bu yana bir hafta gibi uzun bir süre geçmişti. Bu zaman zarfında pek dışarı da çıkmamıştım, genelde evde oturmuş kitap okumuştum, kitap dinlemiştim. Sesli kitap uygulamasını telefonuma indirdiğimden beri müzik dinlemeyi neredeyse bırakmıştım. Arada anneme yardım etmiştim, birkaç ufak kaza da geçirmiştim.

Göremediğimden evde ezbere gezerdim fakat annem temizlikten sonra sehpayı yerine koymayı unutunca normalde kapıdan girdiğimiz an sol tarafta kalması gereken sehpa, koltuk takımlarına oturmak için attığım adımla ayaklarıma dolanmış ve kendimi yerde bulmuştum bir anda. Dizimi çarptığım yer ve bileğim morarmıştı büyük ihtimalle. Annemse durmadan özür dilemiş, gizliden gizliye de ağlamıştı bu duruma.

Ezberlediğim hiçbir şeyi değiştirmemişti. Küçüklüğümden beri salonumuz, odam, hatta yatak odaları bile aynıydı. Bir süs eşyasını alıpta başka yere koymazdı. Benim için... Sadece benim sağlığım için.

Kör Duygular Where stories live. Discover now