Bölüm 34: Hatıralar

2.2K 215 24
                                    


Arkadaşlar bölüm hata veriyordu, yeniden paylaşmam gerekti. 34. bölüm gözükmüyor.

Bölüm şarkısı: Gül Senin Tenin - Bora Duran

Bölüm 34: Hatıralar

Handan taşımakta zorlandığı beyaz tahtayı, tanımadığım bir kadın yardımıyla odama getirip çaprazımda, rahat görebileceğim bir alana koyduktan sonra çantasından çıkardığı tahta kalemi ve silgisiyle bana döndü. "N'aber Asya?" diye sordu fakat daha cevabımı beklemeden yeni bir soru ekledi. "Kafan hala mı gidik?"

Etrafımda kavramakta güçlük çektiğim bir sürü gelişme olduğu gibi şaşkınlığım sık sık artıyor, bu dört sene içinde olan her yeni şeyi öğrendiğim an büyük bir şaşkınlık geçiriyordum ve evet! Kafam hala gidikti.

Başımı usulca salladığım sırada tanımadığım kadın, odadaki koltuklardan birine oturdu ve sırıtarak bizi izlemeye başladı. Onların bu kadar keyifli oluşu bende istemsiz bir gerginlik yaratıyordu fakat belli etmemeye çalıştım. Handan elindeki kalemin kapağını açtıktan sonra boğazını temizledi ve söze girdi. "O halde getirmek bize düşer. Sana hayatındaki dört senede değişen güzel şeylerden bahsedeceğim şimdi... Daha doğrusu son senede olanlar daha önemli. Hazır mısın?"

Başımı belli belirsiz salladım. Sanki istemiyorum desem o tahtayı bana yedirecekmiş gibi bakıyordu.

"Güzel, o zaman başlayalım." dedi ve tanımadığım kadına kısa bir bakış atarak yeniden bana döndü. Beyaz tahtanın başına büyük harflerle güçlükle okuyabildiğim Demir yazısıyla yutkundum. Onun sözde kim olduğunu biliyor ve hayli hayıflanıyordum.

"Demir!" dedi Handan yazdığı yazıyı işaret ederek. "Hayatının merkezi tam olarak bu Asyacığım."

Ben hiçbir yorumda bulunamazken o da benden bir tepki göremeyince derin bir nefes aldı ve söze girdi. "Çok romantik bir tanışma hikayeniz var. Bizzat anlatıyorum, hazır mısın?"

İstemsiz bir alay homurtusu bıraktım odaya. "Çarpıştık ve kitaplarımız yere düştü. Onları alırken göz göze geldik ve aşık mı olduk?"

Handan bana acıklı bir bakış attı. "Romantiklik anlayışının sığlığı karşısında seni ayakta alkışlamak istiyorum fakat hayır! Bundan daha romantik bir an." dediğinde işi dalgaya vurmak için can attığım halde çaresizce onu dinlemeye devam ettim. "Bir gün sen tek başına mahallemizin aşağısındaki parka inerek yürüyüş yapmak istiyorsun. Sonra ayaklarına dolanan bir köpekle yere eğilip onu sevmeye başlıyorsun. Fakat o sırada deyneğini bıraktığın için yuvarlanarak senden uzağa gidiyor." duraksadı ve tepkimi ölçmek ister gibi baktıktan sonra benden bir karşılık alamayınca devam etti. "Köpek kaçıp gittikten sonra bir de bakıyorsun ki deyneğin bıraktığın yerde değil. Tam o sırada kurtarıcı bir bey geliyor ve deyneğini sana uzatarak şu soruyu soruyor..." Bir konuşmacı edasıyla tanımadığım kadına döndü ve "Gözlerin hangi renk?" dedi.

Kalbim hızla çarparken bedenimin verdiği tepkilere tezat olacak bir alayla "Bayağı romantikmiş (!)." dedim fakat bana aldırmadan devam etti.

"Sen oracıkta adamdan etkilenirsin ve el sıkışarak tanışırsınız. Teninin dokusunu unutamazsın..." duraksadı ve Demir yazısının yanına rakamla bir yazıp yanına tik attı. "Birinci karşılaşma tamam!"

Ben uzanıp pet şişeyi elime aldım ve kapağını çevirerek açtım. O ise Demir yazısının sağ alt köşesine bir ok çizerek yine büyük harflerle Baran yazdı.

"Ardından çok sevgili etkilendiğin beyimizin arkadaşı olan Baran, yurt dışından yakında dönecek kız kardeşiyle birlikte sıcak insanların yaşadığı bir semtte oturmaya karar vererek bizim mahallemizin en nezih apartmanların biri olan sizin apartmanınızdaki tek boş daireye, sizin altınızdaki daireye taşınmaya karar verir." duraksadı ve kurduğu uzun cümleden sonra derin bir nefes aldı. "Daireyi tuttuktan sonra bizzat arkadaşlarına göstermek adına Demir ve..." Bu sırada Demir yazısının sol altına da bir ok çizip bu defa Sami yazdı. "Sami'yi de alarak mahallemize teşrif eder."

Kör Duygular Where stories live. Discover now