Bölüm 18: Seni Seviyorum

2.6K 237 23
                                    


Bölüm şarkısı: Sana Sarılınca - Cem Adrian (Ne kadar bir süre sonra şarkıyı dinlerken insanın uykusu gelse de muazzam! Dinlemeyen kalmasın.)

Bölüm 18: Seni Seviyorum

"Tanışmak nasip olmadı kız kardeşiyle ama kızın da aklı bir karış havadaymış herhalde." dedim usulca. Klasikleşmiş sıradan bir dedikodu gününde bir kez daha bizim evde buluşmuş balkondaki sandalyelere tünemiş vaziyette çekirdek çitleterek konuşuyorduk. Son zamanlarda Handan'ın merak çakraları adeta açılmıştı ve birkez daha alt komşumuz hakkında malumat toplamaya çalışıyordu. Eskiden olsa nasıl bir yol izlerdi bilmiyorum ama Demir ve Baran'ın arkadaş olduğunu öğrendiğinden beri beni sorulara boğmaya başlamıştı. Ben de arkadaşımdan bilgimi esirmeden onun merakını bildiğim kadarıyla dindiriyordum.

Şimdi de beni kız kardeşi hakkında sorguya çekiyordu. Kızın adından başka cidden de deli fişek olduğunu biliyorum o kadar. Bana da zaten Demir bahsetmişti ya ondan...

Demir demişken... Bu saat olmuştu beni bir kez olsun aramamıştı. Bende arayamıyordum onu. İşinden etmek istemiyordum, o beni müsait olduğu zaman arardı fakat bu beklemekten müsterih olduğum anlamına da gelmiyordu. Bir arasa da beş dakika konuşsak kafi gelirdi.

"Beril dedin adına değil mi?" dedi emin olmak ister gibi. Çekirdekleri daha hızlı çıtlattığını duyduğumda başımı iki yana salladım. Yine o zehir zekasından kim bilir neler geçiyordu.

"Evet, Baran'ın kız kardeşinin ismi Beril. Bu arada saat kaç oldu?"

Handan'ın duraksadığını çekirdek çitleme sesi durunca anladım. Birkaç saniye sonra "Saat ikiye gelecek neredeyse." dedi.

İçimde bir huzursuzluk peydah oldu.

Demir ya öğlen yemek bile yiyemeyecek kadar meşguldu ya da başına bir iş gelmişti. Beni aramayı unutma ihtimali bile yoktu ki akşam bile aradığı zaman uzun uzun konuşurduk sanki birbirimizi senelerdir görmemişim gibi.

Aniden karar verip telefonuma uzandım ve ekranı açtım. "Ben bir Demir'i arayayım..." dediğim sırada Handan'ın sandalyesinden kalktığını duydum. Hemen ardındansa "Arama boşuna." dedi. "Seninki hasretine dayanamayıp soluğu yine burada almış belli ki."

Tebessüm ederek "Burada mı?" dediğimde bende ayaklandım fakat demirlere gitmek yerine balkon kapısına adımladım. "Ben onu karşılayayım o zaman."

Handan derin bir nefes aldı. "Yanında da gereksiz arkadaşı var." dedi. "Baran."

"Bilirsin..." dedim usulca. Salona attığım bir adımdan sonra duraksadığım sırada onunda arkamda olduğunu anlamıştım. "Ben tesadüflere inanmam. Kaderdir bu da!"

"Kader ya!" dedi alay ederek. "Alnımda da ismi yazıyor hatta."

"Neden olmasın?"

"Neden olsun?" dedi sektirmeden.

Size daha önceden bahsetmiş miydim bilmiyorum ama Handan'ın çenesiyle yarışmak ve kazanmak o kadar kolay değildi. Amine teyzeyle annem bile onunla çoğu zaman dalaşmazdı. Ben de buna hiç yeltenmedim ve üstüne gitmedim ama bu demek değildi ki konu kapanmıştı. Sadece daha sonra muhakeme etmek adına rafa kalkmıştı o kadar.

Kapıya ulaştıktan sonra kilidi çevirdim ve kulbu aşağı doğru indirdim. Eş zamanlı olarak merdivenlerden adım sesleri doldu kulaklarıma. Kapıyı tamamen araladığım sırada Handan'ın kısık sesi ulaştı kulağıma. "Söyle de bir daha arkadaşı ile gelmesin buraya."

"Handan!" diyerek onu uyardığımda bıkkın bir nefes verdi. Ardından da ayaklarını yere vura vura salona doğru adımladığını işittim.

"Asya.." dedi o çok sevdiğim sesiyle Demir. Yüzümde bir tebessüm oluştuğunda eş zamanlı bedenimi kolları arasına alarak bir güzel sarmaladı. Her seferinde ilk kez sarılıyormuş gibi çekingen ama aynı zamanda da daima sarılmak istermiş gibi uzun tutması bana ne denli güzel hissettiriyordu bilmiyordu. Bilse daha çok sarılırdı, o beni mutlu etmek için elinden geleni yapardı.

Kör Duygular Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin