33. Bölüm: Son Şans

14.9K 969 1.1K
                                    

Instagram: yagmurryaglii

Oy ve yorumlarınızı, özellikle de yorumlarınızı mutlaka bekliyorum.

Hepinize tek tek dönemesem bile yorumlarınızı okuduğumdan emin olabilirsiniz. 💚

Keyifli Okumalar!

***

Günlerim, nöbetten nöbete koşturmakla geçiyordu. Ne yazık ki uzun zamandır başımı kaşıyacak vaktim bile yoktu. Haftada sadece bir gün nöbete kalmıyordum ve o zamanlarda da mutlaka halletmem gereken işlerim oluyordu. Her işimi halledip kendimi oturmaya hazırlasam dahi bana oturup dinlenmek haram gibi bir şeydi çünkü bu sefer de arkadaşlarım beni rahat bırakmıyorlardı.

Gerçi arkadaşlarım da haklıydı, çok uzun bir süre aralarına katılamamıştım. Onlarla en son üç hafta önce bizim terasta bir araya gelmiştik ve ne şanstı ki o gün de Gökalp'e komşu mahallelerden birinde bizim cehennem tayfa -yani Belalı, Fişek, Fırtına ve Kasımpaşalı- bir olaya karışmış, hepimiz kalkıp cümbür cemaat oraya gitmiştik. Olayın çıkış noktası ise Mervan Özilhan denen adi bir herifin tekiydi. Mervan Özilhan kim miydi? Yıllardır Dilşad ablanın dibinden ayrılmayan takıntılı bir ruh hastasından başkası değil!

Mervan, burnunun ucunu pislikten hiçbir zaman çıkarmayan bir adamdı. Bu durum ben onu tanıdım tanıyalı böyleydi. Bir aralar sebepsizce ortadan kaybolmuştu, açıkçası kimse de onun nerede olduğunu merak etmemişti, hatta çoğu kişi buna sevinmişti bile. Daha sonra ne düşünmüştü bilmiyordum ama yeniden ortaya çıkmıştı ve onun ortaya çıkması en çok Dilşad ablayı zehirlemişti, zehirlemeye de devam ediyordu. Dilşad ablaya saplantı derecesinde âşıktı ve işin en garip kısmı, onunla yakından bir kan bağının bulunmasıydı. Ne kadar mı yakın? Kadının amcasının oğlu olacak kadar. Öz amcası değildi belki ama sonuç itibariyle babaları, aynı babayı paylaşıyordu.

Bahsettiğim üzere geçenlerde bizim tayfanın karıştığı o olayda Mervan'ın Almina'ya bile laf söylediğini duymuştum. Tabi bunu duyan Bertan ağabeyin Mervan'a saldırdığı da kulaklarımdan kaçmamıştı. Hiç suçu olmadığı halde sırf yabancı birine laf söylediği için bile Mervan Özilhan çok tehlikeli bir adamdı. Diğerleri kendini savunabilirdi belki ama Almina için endişeliydim, sonuçta o adamı doğru düzgün tanımıyordu. Kızın tek suçu Bertan ağabeyle olan ilgisiydi.

Ah, Almina ve Bertan demişken... O cephede de büyük hareketlilikler baş göstermişti. Önce Bertan ağabeyin nihayet Almina'ya ilanı aşk ettiği haberini almış, sonra bir de sevgili oldukları haberini almıştım. Tam bu habere seviniyorken ise hemen ardından bilinmeyen bir sebepten dolayı ayrıldıkları haberini almıştım -ki işin bu kısmı bir hayli karışıktı. Çünkü bu ayrılık haberi bütün mahalleyi ayağa kaldırmıştı, daha doğrusu Bertan ağabey bütün mahalleyi ayağa kaldırmıştı. Nasıl mı? Kör kütük sarhoş bir halde Almina'nın kapısına dayanarak!

Derin bir nefes alıp vererek aniden aklıma gelen bu saçma olayı unutmaya çalıştım. Bertan ağabey, aşkın bir insanı nasıl yoldan çıkardığına en güzel örnek olabilirdi belki de. Çünkü o hiçbir zaman bu tür saçmalıkların adamı olmamıştı. İnanın, bunu yapmayı kendimden bile beklerdim ama Bertan ağabeyden beklemezdim. Bu düşünceme kendi kendime güldüm bir müddet. Neyse ki bu ayrılık sonrası ikisi yine bir araya gelmiş ve olay tatlıya bağlanmıştı.

Dilşad abla ve Azad ağabey ufak tefek şeyler yaşansa da mutlulardı, keza Bertan ağabey ve Almina'nın da onlardan bir farkları yoktu. Yakın çevremdeki aşk ilişkileri çok iyiydi fakat benim için durumlar hâlâ karışıktı. Neredeyse bir aydır -hatta belki de biraz daha uzun- Mehmet'le konuşmuyordum. Daha doğrusu konuşmaya cesaret edemiyordum çünkü aramızda yaşanabilecek olan bir gerginliği daha kaldıramazdım.

MUKADDERATOnde histórias criam vida. Descubra agora