50. Bölüm: Beyaz

10.5K 744 253
                                    

Bölüm şarkısı: Ufuk Beydemir, Ay tenli kadın 🎶

Keyifli Okumalar!

***

Haziran 2013

Yatağımın üzerine uzanmış, öylece tavanı seyrediyordum. Bir önceki günün akşam saatlerinden beri odamdan hiç çıkmamıştım. İçimden bunu yapmak gelmemişti. Bugün ne yazık ki her zamanki gibi ağabeyimin o sinir bozucu yüzüne, annemin bitmek bilmeyen sorgusuna ve babamın şüphe dolu bakışlarına tahammül edecek günümde değildim. Aslında onlara iyilik bile yapıyordum fakat bundan da anlamıyorlardı. Gelen giden halimi sorup duruyordu ya da beni odamdan çıkarmaya çalışıyordu. Hatta -ne hikmetse- ağabeyim bile odamdan çıkmam gerektiğini söylemişti. Oysaki gözüne gözükmediğim için bir yerlerine kına yakması gerekirdi.

Biraz da sağ tarafıma dönerek yattım. Açık pencere duvara tıkır tıkır vuruyor, rüzgâr perdeyi dansa kaldırıyordu. Gökyüzü açıktı ve masmaviydi. Normalde bu havada içeriye adımımı atmazdım ama canım dışarıya çıkmak istemiyordu. Aksi gibi akşam mezuniyet balosu vardı. Artık bu bile beni heyecanlandırmıyordu.

Odamın kapısı iki kere usulca tıklatıldı. Gelen annem olmalıydı. Kıpırdamadan annemin içeriye girmesini bekledim. Zaten saniyeler sonra da beklediğim oldu. Annem içeriye girdikten sonra tam baş ucuma çöktü.

"Meryem," dedi alnıma düşen saç tutamlarımdan birkaçını parmaklarıyla geriye doğru tararken. "Neyin var senin kızım? Hasta mısın yoksa?" Ardından avcunun içiyle alnımı kontrol etti. "Ateşin falan da yok. Bir yerin mi ağrıyor?"

Başımı iki yana salladım, "Pek keyfim yok."

"Neden?"

Dudak bükerek, "Bilmem," diye yanıtladım annemi. "Bu ay Aslan burçlarının içi daralabilir, diyordu ünlü bir astrolog. Ondan olabilir."

Annem gözlerini devirdi, "Öyle saçma şey mi olurmuş?"

"Söylediğine göre oluyormuş demek ki anne."

"Her söyleyene inansaydık halimiz yaman olurdu. Ayrıca senin balo için hazırlanman gerekmiyor mu? Neredeyse saat geldi."

"Saate hiç bakmadım."

""Beş buçuk," dedi annem 'beş' kelimesini söylediği an beş parmağını birden göstererek. "Yedide seni almaya geleceklerini unutmamışsındır İnşallah."

Omuz silktim, "Aslında pek gidesim de yok anne, ne yalan söyleyeyim..."

O an annemin gözleri yuvalarından fırlayacak kadar büyümüş ve ağzı 'o' harfi şeklini alarak kocaman açılmıştı. Kadın bunu duyduğuna resmen şok geçirmişti. Gerçi haksız da sayılmazdı. Ben bu balo için on ikinci sınıf başladığından beri heyecanla gün saymıştım. Annemle defalarca kez elbise kavgaları yapmış, deli gibi kendime yakışan bir elbise aramış ve en sonunda mükemmel bir tanesini bulmuştum. Hatta elbiseyi bulduğum için mağazada ufak bir dans bile yapmıştım. Ama bugün değil baloya gitmek, bayıla bayıla aldığım elbisemi görmek bile gelmiyordu içimden.

"Ay kızım sen gerçekten iyi değilsin! Doğru söyle, çok mu kötü?"

Anneme anlamayan gözlerle baktım, "Ne çok mu kötü?"

Annem kalbini tuttu, "Her ne yaptıysan işte... Çok mu kötü bir şey?"

Sıkıntılı bir iç geçirdikten sonra doğruldum, "Hiçbir şey yapmadım anne. Gözlerinle gördün, bugün odamdan bile çıkmadım."

MUKADDERATWhere stories live. Discover now