4. Bölüm: Umut

38.3K 1.5K 867
                                    

Keyifli okumalar!

***

Ilık bir yaz akşamıydı. Akşamın güzelliğinden istifade ederek bizim kızlarla Biber'de çekirdek çitlemeye karar vermiştik. Ona onluk bir aktiviteydi bu. Çekirdek, kola ve gıybet üçlüsünü senelerdir hiçbir şeye değişmezdim. Gıyabında konuştuğumuz insanlar yüzünden kesinlikle cehennemliktik ama bilirsiniz ki istediğim şeyi yapmamam için cehennem bile beni korkutamıyordu. Zaten gıybet, çocukluğumdan bu yana işlediğim en küçük günahtı ya, neyse.

Piknik banklarından birine oturduğumda, "E siz bir kişi eksiksiniz?" diyerek Sema ve Yaren'in yüzüne baktım. Bunun üzerine Sema omuz silkerek tam karşıma yerleşti.

"Hanımefendi bir diziye başlamış da, en heyecanlı yerinde bırakıp gelemezmiş yoksa ölürmüş. Hatta neydi dur... Ya bak adını unuttum o adamların... Yaren, sen hatırlıyor musun?"

Yaren gözlerini devirdi, "Hatırlamaz olur muyum... Adını hiç unutturmuyor ki!.." İki elinin de işaret ve orta parmağını çıkararak söylediği cümleyi tırnak içine aldı. "Winchester kardeşler!"

"Hah ondan! Adı din miydi, iman mıydı bir adam var."

"Yok canım ne dini, ne imanı... Bizim camide müezzin. Ezan okuyor hatta." Yaren'in bu benzetmesi beni güldürürken Sema'yı ise öfkelendirmişti. Bazen bu ikili beni aşırı güldürüyordu. Benim aksime ikisinin her zaman daha yakın olması önceden olsa belli etmesem de yüreğime dokunurdu ama artık onlara alışmıştım. İstesem de kırılamıyordum ikisine. Onlar da böyle güzellerdi, ne yapalım.

"Yaren," dedi Sema tehditkar bir ses tonuyla. "Bak zaten elimin tersinde duruyorsun, vallahi indiririm suratının ortasına! Dalga geçmesene ya! Bilmiyorum ne yapayım..."

Gülümseyerek, "Boş ver sen Yaren'i hayatımın anlamı," dedim ve uzanıp tombul yanaklarını sıktım. "Anlat sen, ben seni anlarım."

"Yok, hayır! Bütün anlatma hevesim kaçtı. Anlatmıyorum ya!.. Yaren Hanım çok biliyor ya, o anlatsın!" Kollarını kilitleyip küçük çocuklar gibi dudak büzen arkadaşıma şefkatle baktım. Sema'nın tribini bile bir ayrı özlemiştim. Arkadaşlarımı ve buradaki hayatımı öylece ardımda bırakıp gittiğime inanamıyordum. Sağlıklı bir kafayla düşününce yaptığım hiçbir şey eskisi kadar mantıklı gelmiyordu artık. Komikti. Daha doğrusu komiktim. Ama en önemlisi de, acınasıydım. Belki de hala öyleydim ha?.. Derinlere daldığımı, tuttuğum nefesimden anladığım an ciğerlerimi yeniden oksijenle doldurdum.

Sema'nın gönlünü almaya bile uğraşmayan Yaren avuç içini çekirdekle doldurarak başladı çekirdekleri çitlemeye. Bir yandan da yarım kalan, hani şu Sema'nın anlatamadığı konuyu tamamladı.

"Dean Winchester ölmüştü de, en son yasını tutuyordu bizimki. Ama ne olduysa adam mezardan çıkmış."

Elimi sallayarak, "Oho..." dedim ve oturduğum yerde bağdaş kurdum. "Sizin daha hiçbir şeyden haberiniz yok. Bu Winchester kardeşler varya, Allah'ın VIP kullarıdır. Her sezon sonu mutlaka ölüp ölüp diriliyorlar. Allah artık bıktı bunlardan ya! Cennetmiş, cehennemmiş, arafmış, dünyaymış; hepsine kafa attılar. Bunları izlemeden önce tek ölümsüz alfanın Polat Alemdar olduğunu zannederdim, o kadar yani. O yüzden Almina daha çok yas tutacak..."

Sema tribine bir ara vererek, "Ya senin bilmediğin bir şey yok mu?" diye sordu. "Her şeyden haberdarsın. İnsan az bir şey fikirsiz olur."

Omuz silktim, "Allah akıl da vermiş, fikir de vermiş maaşallah. E bir Meryem kolay yetişmiyor, ne sandınız..." Canım egomla yine ve yine kendimi öne çıkardığım için sırıttım. İddia ediyordum ki bu mahallede benim gibisi çok zor yetişirdi.

MUKADDERATحيث تعيش القصص. اكتشف الآن