14. BÖLÜM - Kaybolan Benlik

60 16 34
                                    

Canlarım yine yeni yeniden ben. Bölüm sonu bir duyuru var. Haberiniz olsun. O zaman keyifli okumalar...

Müzik:

Can Ozan / Toprak Yağmura

.

Andaç ellerimi tuttu ve gözlerini gözlerime sabitledi. Ardından kuracağı cümleleri sergilemek üzere dudaklarını araladı...

.

"Elis, ben bir ha..." Andaç cümlesini tamamlayamadan susmak zorunda kalmıştı çünkü kapı çalmıştı. Ayağa kalktım ve Andaç'a döndüm. Diyeceği şeyi oldukça merak ediyordum ama kapıya bakmam gerekliydi. Bu yüzden kapıya yöneldim ve vardığımda kulpu yavaşça çevirip açtım. Karşımda babam ve annem duruyordu.

Zor durduğum öfkem, onları görünce bana kendini tekrardan göstermişti. "Niye geldiniz?" Babam beni dinlemeden direkt içeriye girdi. "Elis bu kim? Ben sana demedim mi? Birini sevmeyeceksin, hoşlanmayacaksın diye. Şimdi bu ne ha? Bu ne?"

"Yalanlarınızıda, benim üzerimde kurmaya çalıştığınız otoritenizi de alıp gidin buradan. Evet, bana böyle bir şey dediniz ama sizin bana kurduğunuz cümlelerden kaçı doğru ki, şimdi gelip bana kızıyorsunuz? Siz ilk önce çocuğunuzu düşünseydiniz, onun gelecekte duyacağı hisleri düşünmeseydiniz. Ve evet Andaç'ı seviyorum. O bana sizden daha çok güven veriyor."

Babam cümlelerime oldukça sinirlenmişti. Bundan ötürü kolumu sıkıca tuttu ve çekti. Bunun bana verdiği acının haddi hesabı yoktu. "Pardon beyefendi. Elis'i bırakın. Canı acıyor." Andaç korkusuzca babamın elinden kolumu ayırmıştı ve şu an elimi tutuyordu. "Eğer çok fazla baba olmak istiyorsanız kızınıza kızmak yerine ona kendinizi affettirin."

Babamın bu sefer ki hedefi Andaç'tı. Bunu ona bakarken ela renkli gözlerinden çıkan ateşten anlamıştım ve bu bakışlar en sonunda Andaç'a okkalı bir tokat atmasına sebep oldu. "Nafiz dur artık!" Annemin cümleleri hiçbir ifade etmiyordu çünkü o tokat Andaç'ın yanağına atıldığında benim kalbime de keskin oklar saplanmıştı. Öyle ki nefes almakta zorlanıyordum. Nefes almam yavaşladıkça gözlerim kararıyordu ve bende daha fazla dayanamayıp halsiz bedenimi Andaç'ın kollarına bıraktım...

.

YAZARIN ANLATIMIYLA

Saatler önce - Kurul

"Nafiz sen ne yaptığını sanıyorsun ya? Kızının peşinden gitsene." Kurulun başkanı yani Elis'in babası Nafiz Bey kendi çapında kızını terbiye etmeye çalışıyordu ama çok yanlış yoldaydı. "Hiçbir şey olmaz. İki gün esip gürler. Sonra yurdu falan unutur. Biraz aklı başına gelsin."

"Sen iyice saçmalamaya başladın. Ben gidiyorum." Tüm kurul işlerini bırakmış başkan ve başkan yardımcılarına kulak kesilmişti. "Öniz eğer o kapıdan çıkarsan bir daha buraya adım atamazsın." Öniz hanım yani Elis'in annesi aynı zamanda kurulun ikinci başkanıydı ama Elis'in babası sürekli ona sen benim yardımcımsın derdi fakat Öniz Hanım da Nafiz Bey kadar güçlüydü.

Öniz Hanım dönüp kocasının bu hırsından gözü dönmüş haline bir kez daha baktı. Zaten en başından beri bu planı Nafiz Bey kurmuştu. Şimdi ise cezasını Elis çekiyordu. Böyle bir adamdan daha fazla babalık beklenemezdi değil mi?

Öniz Hanım tüm hırsıyla odadan çıkıp bulundukları odanın yanında bulunan merdivenlere yöneldi ve üst kata çıkıp yeni gelenleri kontrol etmeye başladı.

.

Öniz Hanım endişesinden dolayı yıllardır 23.00'dan asla erken çıkmadıkları kuruldan bugün erken çıkmıştı. Üstelik kocasını da ikna edebilmişti. Kızları için elinden gelen her şeyi yapmaya hazırdı.

FİKOTRA: Zihin SerisiWhere stories live. Discover now