8. BÖLÜM - Karar

84 17 80
                                    

Canlarım merhaba. Yeni bölüm ile karşınızdayım. Keyifle okumanız dileğiyle...

Not: Bu aralar okunma sayımız çok fazla yükselmiyor. Bu yüzden çok üzgünüm. Sizin desteğinize ihtiyacım var. Bir oy, yorum ya da birilerinize kitabı önermeniz bile yeter. Şimdiden çook teşekkür ederiiiimmm. Son olarak bölüm gecikti. Bunun için sizlerden af diliyorum. Online olarak okul açıldı ve zaten yoğun olan tempom daha fazla arttı. Anlayışınız için teşekkür ederim. ❤

.

Müzik:

Güliz Ayla / Bahsetmem Lazım

Mavi Gri / Altüst Olmuşum

Cümlem biter bitmez Andaç kolumdan tutarak beni çekmeye başladı. Ben ise ona engel olmadan peşinden gitmeye başladım...

.

Andaç, o gün ormanda koştuğumuz gibi arkasına bakmadan koşuyordu. Üstelik okul bahçesinden çıkmıştık. Dersin daha başlamasına vardı ama ben yinede endişelenmiştim. Bu yüzden Andaç'ı durdurup okulda söylemesini sağlamaya çalıştım ama yine becerememiştim. Tek çarem; bu okyanusu andıran irisleri ile mükemmel bir uyum sağlayan ve kahverengi saçlarının rüzgârda hafif sallanmasıyla oluşan muhteşem görüntüyü izleyerek koşmaktı. Bundan dolayı koştuk, koştuk ve sonunda durduk. Bir parka gelmiştik. Normal bir park değildi. Etrafı ağaçlarla çevrili, pek fazla kişinin uğramadığı ama tek tük insanların bulunduğu bir parktı burası.

Hem etrafı inceliyordum hem de soluğumu düzene sokmaya çalışıyordum. Andaç ise sadece bana bakıyordu. Ne başka bir şeyi umursuyordu ne de soluğunun düzensiz olmasını... Sadece bana bakıyordu. Gece mavisi gözleri, dolgun dudakları, kahverengi yumuşak saçlarıyla, tüm ruhuyla benimleydi.

Ben bu durumdan dolayı çok fazla heyecanlanmıştım ama çaktırmamaya çalışıyordum. Pek beceremiyordum ama olsun. Şu an önemli olan bu değildi. Andaç'ın söyleyecekleri önemliydi.

"Andaç ne olduğunu söyleyecek misin?" Andaç cümlemi duymuştu ama bir tepki vermiyordu. Ellerimi kaldırıp tam Andaç'ın yüzüne doğru sallayacakken Andaç elimi tuttu ve o kalbimi durduran sesi ile konuşmaya başladı.

"Güzel kokulu çiçeğim, sana bunları nasıl söyleyeceğimi bilmiyorum ama artık bunu yapmalıyım." Biraz soluklandı ardından devam etti. "Sen hastanedeyken çok fazla düşündüm. Bende oluşturduğun etkiyi, hissettiğim ama çözemediğim duyguları, denizi andıran irislerin benimle buluşunca heyecanlanan bedenimi, sensizliği... Her şeyi düşündüm ve çıkardığım tek bir sonuç var." Yutkundu, birkaç dakika bekledi. Ardından ekledi. "Güzel kokulu çiçeğim, ben sana daha önce hissetmediğim bir duyguyla bağlandım. Öyle ki gün geçtikçe seninle olan bağım daha da kalınlaştı, sensizlik daha da zorlaştı. Ben, bana ne oldu bilmiyorum ama sana saf bir sevgi ile tutunduğumu çok iyi biliyorum. Kısaca... İlk nefesimi seninle aldım ve son nefesimi de seninle vereceğim."

Andaç'ın söylediği şeyler o kadar güzeldi ki neredeyse kalbim duracaktı. Heyecandan, şaşkınlıktan ne yapacağımı bilemez bir haldeydim. O da benimle aynı şeyleri hissediyordu. O da beni seviyordu. Bunu ben daha kendime açıklayamamıştım ama sanki hislerim beni yanlış bir yere götürmeyecekti. Ona kapılsam hiçbir şey olmayacaktı. Sanki o bir yapbozdu. Ben ise o yapbozun eksik parçasıydım. Eksik parça yerine oturunca kendini güvende hissedecekti. Yapboz ise tamamlanacaktı...

Bundan emindim ama bir sorun vardı. Aklımdan çıkmayan beni deli eden ve daha önce umurumda olmayan sadece şu an beni zorlandıran o sorun...

FİKOTRA: Zihin SerisiWhere stories live. Discover now