26. BÖLÜM / Sezon Finali - Okyanusta Açan Çiçek

43 12 74
                                    

Canlarım yine yeni yeniden ben geldim. Çok uzatmıyorum. Heme bölüme geçelim. Keyifli okumalar...
.
Müzik:

Pera / Ağla

Duman / Yürek

Billie Eilish / Ocean Eyes
.

Soğuk bedenime bir diken misali batmaya başladığında kendime geldim. Andaç'ın başından akan kanı gördüğüm an kendimi kaybetmiştim. Öyle ki nefes alamıyordum. Bu eylemi gerçekleştirmek için o kadar zorlanıyordum ki Andaç'ın zihnini silmeye dahi adım atamıyordum ama kendime gelmiştim.

Tam şu an Andaç'ın bileğini tutuyordum. Zihnini kontrol altına aldım ve çeşitli anılarda uçmaya başladım. Bu nasıl hissettiriyor diye sorarsanız; garip, oldukça yorucu ki bu çok normal tam şu an yaşamadığım, daha önce görmediğim, duymadığım yerlerde Andaç'ın anılarını izliyordum.

Ayrıca daha önce zihin kontrol ettiğimde hiç hem kendi zihnimi hem de başkasınınkini etmemiştim. İki zihin yönetmek gücümün giderek azalmasına sebep oluyordu. Bu yüzden hızla daha birkaç saniye önce yaşadığımız anıyı Andaç'ın zihnini kontrol ederek bulmaya çalıştım.

Ve, evet. Buldum.

Gözlerimi açmadan sakince nefes almaya çalıştım. Ne kadar başarılı olabilmiştim? Hiç bilmiyordum.

Daha fazla beklemeden Beste Hanım'ın bana öğrettiği gibi tam o anı izlerken Andaç'ın yerine kendimi düşleyecektim.

Düşledim.

Araba çarpan yerde ben vardım. Bana araba çarpıyordu ve ben yerde kanlar içinde yatıyordum. Hem gördüğüm anıda hem de gerçekte gözlerim yavaşça kapandı. Bilincim yerini derin bir boşluğa bıraktı...

.

YAZARIN ANLATIMIYLA

Tam o an zaman anlamını yitirmişti. Ne saniyeler ne dakikalar ne de saatlerin bir önemi vardı o an için...

Elis, Andaç'ın zihninden o anıyı silmişti. Andaç ufak bir kafa darbesi ile kurtulmuştu ama Elis'e Beste Hanım müdahale etmesine rağmen uyanmamıştı. Ağzından kanlar akıyordu, burnu da kanamaya başlamıştı ve vücudunun çeşitli yerleri morarmıştı.

Beste Hanım ise tıpkı ablası gibi acı verici bir halde gözlerinden, ağzından, burnundan kanlar gelirken ruhunu teslim etmeye hazırdı ama hâlâ hayattaydı, bilinci henüz onu terk etmemişti.

Elis'in, Beste Hanım'ın aksine bilinci yerinde değildi ama hâlâ hayattaydı, nabzı atıyordu.

Hâlâ bir şansı vardı.

İşte şans kapımızı çaldığı ilk an Andaç gözlerini açtı. Oldukça yorgundu, gözlerinin çevresi ve tırnakları mosmordu ama umursamadı. Usulca sevdiğinin o acı verici haline bakındı.

Az evvel teslim etmekte olduğu ruhundan is kokusu yayılmaya başladı. İçi yanıyordu, onu böyle görmek kalbine keskin bıçaklar saplıyordu.

Yine de mantıklı düşünmeye çalıştı ve eline telefonunu eline alarak yüz on ikiyi tuşladı. Söylemesi gerekenleri pekte sakin olmayan bir ses tonuyla aktardı ve tekrardan sevdiğine, güzel kokulu çiçeğine döndü.

Tam o an yanaklarından minik, tuzlu bir damla sevdiğinden akan kanların üzerine düştü ve onların arasında kaybolup gitti o minik damla...

FİKOTRA: Zihin SerisiOù les histoires vivent. Découvrez maintenant