5. BÖLÜM - Müziğin Ruhu

112 17 98
                                    


Canlarım merhaba. Yepyeni bir bölüm ile huzurunuzdayım. Umarım beğenirsiniz. Hadi o zaman, iyi okumalar...

Müzik:

Elyas & Taha / Gece Mavisi

Didomido / Nimet

Aylin Yeliz / Acı kahve

Alan Walker, Sabrina Carpenter & Farruka / On My Way

Bölümün içinde geçen şarkılar:

1. Şarkı - Evdeki Saat / Uzunlar

2. Şarkı - Yüzyüzeyken Konuşuruz / Dinle Beni Bi

3. Şarkı - Adamlar / Acının İlacı

4. Şarkı - Göksel / Yalnız Kuş

5. Şarkı - Zayn Malik & Sia / Dusk Till Dawn

Son olarak bölümde anlattığım oyun bilmece tarzı bir oyun. Bu oyunu sizin de oynamanızı istiyorum. Bizimkiler ormanda oynasalar da siz yazdığım bilmece tarzı şarkıları yorum yaparak tahmin edebilirsiniz. Oyunu bölümde anlattım. Tahminler ne ile alakalı olacağı bölümde yazıyor. Umarım denersiniz ve keyif alırsınız. Yorumlarınızı bekliyorum. (Kalp)

.

Sıkıntılı bir şekilde nefes verdikten sonra Can abiye döndüm ve konuşmaya başladım...

.

Saat - 17.01 / Oyun alanı

Konuşmaya başlayacağım an, kapı çaldı ve ben konuşamadım. Yani bu durumu fırsat olarak kullandım ve dediğim gibi konuşmadım. Dikkatler benim üzerime çevrilip neden konuşmadığım sorgulanmasın diye hemen ayağa kalktım ve kapıyı açmaya yöneldim.

Kapının kulpunu tutup kapıyı açmamın üzerinden henüz bir saniye geçmesine rağmen tanıdık bir ses kulaklarıma ulaştı. "Gençler merhaba. Sizinle konuşmamız gereken çok önemli konular var. Üzerinde çalıştığımız şey ile alaka..." Babam ve annem ile gözlerim buluştuktan sonra babam cümlesinin devamını getiremedi. Ben zaten daha onların yüzünü göremeden seslerinden tanımıştım. Ve babamın söylediği şey beni oldukça şaşırtmıştı. Sizler ile demişti. Yani arkadaşlarımı ve Can abiyi tanıyorlardı.

Neye uğradığımı şaşırarak ve ne yapacağımı bilemeyerek şoka girdim. Onları, babam ve annemin tanıma ihtimali yoktu. Bu nasıl olurdu?

Ben kapının kulpundan destek almak istermişçesine kapı kulpunu sıkı sıkıya tutarken Can abi yanımıza geldi. Ve konuşmaya başladı. "Nafiz, siz derken? Bana geldin ve yanımda kardeşimin de olduğunu zannettin ve bu yüzden öyle dedin herhalde. Yoksa bu gençleri nereden tanıyacaksın?" Babam öylece bana bakıyordu. Şok olmuştu ve donmuştu. Konuşmuyordu. Bunlara rağmen onlara imalı bir şekilde bakıp açıklama bekliyordum ve anladığım kadarıyla ben konuşmadan konuşmayacaklardı. Hemen içimdeki bilinmezliği ortaya döktüm. "Anne, baba. Can abinin dedikleri doğru mu yoksa arkadaşlarımı tanıyor musunuz?" Ben şüpheli bakışlarımı Can abi, bizimkilere ve annemgile sırasıyla yönlendirdim ama hiçbir şekilde yanıt alamamıştım. Yüzlerinde bariz bir telaş vardı. Bu durum beni sinir etmeye başlamıştı. Öyle ki nefes almak benim için zor gelmeye başladı ve bana yalan söylemeleri zoruma gitmişti. Bundan ötürü onlara karşı çok iyi bir şekilde aktardığım öfkemi de alıp dışarı çıktım. Bilinmezliğe doğru yürümeye başladım. Yalan en sevmediğim şeydi ve bana yalan söylenmişti. Arkadaşlarımı tanımalarına rağmen bana söylememişlerdi. Bu durum gerçekten çok zoruma gitmişti. Söyleseler ne olurdu ki sanki?

FİKOTRA: Zihin SerisiWhere stories live. Discover now