10. BÖLÜM - İtiraf

54 15 26
                                    

Canlarım günün 2. bölümü huzurunuzda. 2. tanıtım videomuzu izlemeyi unutmayın. Keyifli okumalar...

Müzik:

Kaan Boşnak / Böyle Güzelsin Hep böyle Kal (Ayça Özefe'nin coverını da dinleyebilirsiniz.)

Sabrina Carpenter / Why

.

Pazar - 21.46 / Ev

Dün akşam öyle büyüleyici ve öyle güzeldi ki gün boyu o anları düşünmüştüm. İçimdeki kıpırtı her zamankinden daha fazlaydı ve heyecanlıydım. Sanki tam anlamıyla huzura ulaşmıştım. Tabi birkaç eksik dışında sorunsuz gidiyordu her şey. İçinden çıkamadığım o konuyu Andaç'a danışacağım sıra Enver amca gelmişti. Söyleyememiştim ama kararlıydım. Yarın söyleyecektim.

Düşüncelerimi dağıtan telefonumdan gelen bildirim sesiydi. "Bizimkiler" grubundan mesaj gelmişti. O telefonlara bakmadığım zamanlar grubu sessize almıştım ve sessizden çıkarınca mesajların ne kadar çok olduğunu ve beni gerçekten merak ettiklerini anlamıştım. Beni yine merak ediyorlardı çünkü dünden beri hiçbir açıklama yapmamıştım onlara. Bu yüzden grubu açtım ve gelen mesaja baktım. Ural'dan gelmişti. "Gençler dünden beri sesiniz soluğunuz çıkmıyor. Burada meraktan öldük." Haklıydı. Bize isyan ediyordu ve buna hakkı vardı. Bende hiç beklemeden cevap yazmaya koyuldum. "Ne kadar isyan ederseniz edin. Haklısınız. Buna bir lafım yok ama köşeme çekilmem, bazı şeyleri yoluna koymam ve ona göre hareket etmem gerekliydi. Bu yüzden telefonlarınıza, mesajlarınıza bakamadım. Affedin. 🙁"

Ural anında cevap verdi. "Sen iyisin değil mi? O sorunların hepsini hallettin değil mi?" Ural'ın bu düşünceli halleri çok içtendi ve bundan dolayı çok mutlu oluyordum. "Evet, hallettim." Mesajımın hemen ardından Andaç yazmaya başladı. "Dört gün cevap alamadık ama emin olun buna değdi. 😊" Andaç onlara haber vermediğim gün sayısını biliyordu. Tüm kızgınlığına rağmen beni düşünmüştü demek ki. "Nasıl yani? Ne oldu ki?" Ural her zamankinden meraklı tavrını bize çok iyi bir şekilde yansıtıyordu. "Sonra anlatırız. Mesajla anlatılabilecek kadar küçük bir şey değil." Andaç tek bir cümle ile kalbimi çalabiliyordu.

"Oooo."

"Oooo."

Ediz ve Aral aynı anda aynı mesajı atmışlardı. Bende bu mesajın üstüne kahkahalara boğulmuştum. "Hayırdır abi?" Andaç'tan gelen cevap ile kahkahalarımın boyutu artmıştı. "Bir şey yok. Biz öylesine yazdık. 😉" Ediz'in cevabı Andaç'ı kızdırmış olmalı ki grubu görüntülü arıyordu. Onlara hesap soracaktı. Bende bu kavgayı izlemek için telefonu açtım ve çoktan kavga etmeye başlamışlardı. Kavgaya Ural'da dahil olmuştu ama kendi telefonundan değil Aral'dan dahil olmuştu. İkisi birlikte konuşuyorlardı ve ne dedikleri belli bile değildi. Sare ise telefonu açmamıştı ve mesajlarımıza bakmamıştı. Bende onu merak ettiğimden dolayı konuşmadan çıktım ve Sare'ye özelden yazmaya başladım. "Sare mesajlarımıza bakmadın. Bir sorun mu var?"

Mesajımın üzerinden on dakika geçmesine rağmen Sare yazmamıştı. Bende bu yüzden gruba sormaya karar verdim. "Sare mesajlara neden bakmıyor? Haberi olan var mı?" Mesajıma Ediz anında cevap verdi. "O şu an müzik falan dinliyordur. Bu saatlerde pek bakmaz telefona." Ediz'den gelen cevap ile rahatlamıştım.

Bu rahatlıkla kendimi yatağıma attım ve uykunun derin kollarına teslim oldum.

.

Pazartesi - 16.47 / Okul

Zamanın nasıl bu kadar hızlı geçtiğini anlayamıyordum. Son bir ayda çok fazla şey yaşamıştım. Onlarla gülüp onlarla üzülmüştüm ve minik bir kaza geçirmiştim. Bir de şu garip olay vardı. Tüm bunlar çok fazlaydı. Yani bir anda hayatımda bu kadar yenilik beni sürekli bunları düşünmeye itiyordu. Bu yüzden çok düşünceliydim ve bu durum bizimkilere de yansıyordu. Şimdi de olduğu gibi.

FİKOTRA: Zihin SerisiWhere stories live. Discover now