12. BÖLÜM - Acı Gerçekler

54 15 35
                                    

Canlarım yine yeni yeniden ben geldim. Bu bölümü yazarken aşırı heyecanlıydım ve hâlâ çok heyecanlıyım. Tepkilerinizi çok merak ediyorum. Bu bölümde büyük bir sırrı öğreneceğiz. O zaman sizi fazla tutmayayım. Bu arada bölüm boyu tek bir şarkı dinledim. Bu yüzden bölüm şarkısını bir şarkı koyuyorum. Kesinlikle dinleyin. Medyada var. Keyifli okumalar...

Müzik:

LP / Lost On You

.

Sabah uyandığımda üzerimde belirgin bir gerginlik vardı. Babamın söyledikleri gece boyu aklımdan çıkmamıştı ve doğru düzgün uyuyamamıştım. Ayrıca fazla halsiz ve ruhsuzdum. Sanırım başıma geleceklerinin fragmanını yaşamaya başlamıştım. Tüm bu beni boğan düşüncelerimle ayağa kalktım. Babamın dediğine göre saat 08.00'de evden çıkacaktık.

Bugün okula gitmeyecektim. Bizimkilere haber vermiştim. Çok fazla açıklama yapmadan "Bugün okula gelmeyeceğim." yazmıştım. Ondan sonra ise telefonumu kapatıp gece boyu düşüncelere dalmıştım. İlk önce hayatımın ne kadar güzel veya çirkin olduğunu sorguladım. Tam ortadaydı. Sonra ailemi düşündüm. Onları ne kadar hak ediyordum? Onlar beni ne kadar hak ediyorlardı? İşte bunu bilmiyordum ve sanırım bugün bu sorularıma cevap verecektim.

Bir nebzede olsa kafamdaki düşünceleri dağıtarak banyoya girdim. Yüzümü yıkadım, dişlerimi fırçaladım ve banyodan çıktım. Ardından havlumu, kırmızı kazağımı ve siyah pantolonumu alıp tekrardan banyoya girdim.

Yirmi dakikanın ardından duştan çıktım ve bu sefer aşağıya indim. Sanki ölüm öncesi sessizlik varmış gibi herkes çok sessizdi. Zaten annem ve babam aşırı gergindi. Ben ise her zamanki gibi kafamdaki düşüncelere cevap vermeye çalışıyordum.

Tüm bu saçma dakikalar sona erdiğinde babamın emri ile arabamıza gitmek üzere ayaklandım. Kapımızı açtım ve dışarıya adım atacakken hissettiğim şey çok farklıydı. Sanki bir daha burası benim evim olmayacakmış gibi. Sanki içine sırlarımı, üzüntülerimi, mutluluklarımı sakladığım bu ev beni yarı yolda bırakacakmış gibi hissediyordum. Çok korkuyordum, sebepsizce çok korkuyordum.

Ve korkum sandığım kadar güçlü bir insan olmadığımı çok net bir şekilde belli ediyordu...

.

Küçüklüğümden beri annem ve babamın işinin şehrin en işlek yerinde gökdelen boyutunda şirketlerde olduğunu düşünmüştüm ama öyle değildi. Orman yolunda ilerliyorduk. Bu duruma oldukça şaşırmıştım ama bir tepki vermek yerine sık sık ağaçların yer aldığı bu ağaçlık yolu izlemeye devam ettim. Yaklaşık bir saatlik yolculuğun ardından babam arabayı durdurmuştu. Ortada iş yerine benzeyen hiçbir şey yoktu. Etraf sadece ağaçlar ile çevriliydi. Birde dibinde durduğumuz daha önce hiç görmediğim, duymadığım bir büyüklükte devasa bir ağaç vardı. Oldukça yaşlı duruyordu ama bunu sorgulamayı bırakıp babama döndüm. "Baba neden burada indik? İş yerinizi şehir merkezinde sanıyordum." Babam sadece bana bakmakla yetindi.

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
FİKOTRA: Zihin SerisiWhere stories live. Discover now