7. BÖLÜM - Hastane

74 18 78
                                    

Canlarım merhaba. Yeni bölüm ile karşınızdayım. Umarım keyif alırsınızzz.

Müzik:

Tom Odell / Can't Pretend

Kaan Boşnak / Sen Olmazsan

.

Ne yani kendi ölümümü ve yaşlı kadının ölümünü mü görmüştüm? Bu düşünceler hızlı bir şekilde bana kendini gösterirken yaşlı kadın beni kenara itti ve o büyük araç yapacağını yaptı...
.
YAZARIN ANLATMIYLA

Yaşlı kadının, Elis'e bir şey olmaması amacıyla onu kenara itmesi Elis'in kafasını kaldırım taşına çarpmasına sebep olmuştu. Elis baygın, yaşlı kadın ise kanlar içinde yerde yatıyordu. Arabayı süren kişi ise çoktan almış başını gidiyordu. Elis'in tabiri ile ruhsuz grup henüz Elis'e bir şey olduğunu fark etmemişlerdi. Onlar Elis'ten çok öndeydiler ve görme ihtimalleri azdı ama Elis'in yokluğunu fark eden bir kişi vardı. "Gençler, Elis nerede?" Andaç'ın cümlesine karşı herkes Elis'e bakınmaya başladılar ve kısa süre içerisinde onu buldular.

Yerde kanlar içinde yatan kadın ve Elis gözlerinin önündeydi. Hepsi şok olmuş ne yapacağını bilemez bir tavırla Elis'e doğru koşmaya başladılar. Andaç herkesten önde; ona böyle güzel, daha önce tatmadığı duyguları yaşatan güzel kıza doğru koşuyordu.
Ulaştığında ise çoktan gözleri dolmuştu. "Ural, Aral. Bir şey yapın. Ambulans çağırın. Bir şey yapın abii!" Andaç'ın haykırışları kulakları sağır edecek dereceydi. Bu yüzden Ural hiç durmadan telefonunu çıkardı ve acili aradı.

Andaç o anki şok ve endişesi ile Elis'i kucağına aldı. En yakın hastaneye doğru yürümeye başladı. Amacı gelecek ambulansa daha çabuk yetişmekti. Bizimkiler onu durdurmak yerine serbest bıraktılar ve yaşlı kadının başında durmaya devam ettiler. Bir yandan ağlıyor bir yandan endişe içinde ambulansı bekliyorlardı.

Çok geçmeden ambulans olay yerine geldi. Yaşlı kadın ambulansa alındı. Diğer ambulansa ise Andaç ve Elis çoktan binmişlerdi. Zaten ambulans gelene kadar Andaç baya yol kat etmişti. Bu yüzden hastaneye ulaşma hızları daha az olmuştu. "Hastaya ne oldu?" Ambulans doktorunun sorusuna karşı Andaç gözleri dolu dolu bakmaktan başka hiçbir şey yapamadı çünkü Elis'e ne olduğunu bilmiyordu. Onun yanında olmadığı için pişmandı. Hayatının en büyük pişmanlığıydı bu. "Sanırım kaza anında yanında değildiniz ama size şunu söylemeliyim: Eğer hastanın şu anda görünmeyen ama kontrol edildikten sonra bulunan şeyi ölüm riski taşıyan bir şeyse çoktan geç kalmış olabiliriz."

Andaç duyduğu şeyin şokuyla birlikte yıkılmıştı. Bu yıkılış basit bir şey değildi. Derinden gelen kesici, ruhu parçalayan bir yıkılıştı. "Peki ya bu bizden kaynaklı bir şey mi?" Andaç bu zamana kadar sorduğu bir sorunun cevabını hiç bu kadar merak etmemişti. "Yani, evet. Şöyle söyleyeyim size: Eğer şimdi hastaya ne olduğunu bilseydim ilk müdahaleyi yapabilirdim. Şu an beyin kanaması geçiriyor olabilir, kafa travması olabilir ama ne olduğunu bilemiyoruz." Andaç ona bir şey olursa özellikle de kendisinin ona ne olduğunu bilmediğinden dolayı bir şey olursa yaşayabileceğini sanmıyordu. Kalbi hiç olmadığı kadar hızlı atıyor, önündeki bu güzel kızın iyileşmesi için dua ediyordu.

Tüm bunların ardından hastaneye varmışlardı. Elis sedyeye alınmıştı. Yanında Andaç ve ambulans doktorları vardı. Biraz ilerledikten sonra Elis'i doktorun yanına Andaç'ı ise kapının yanına almışlardı.

Bir dakikanın bir yıl gibi geçtiği dakikaların ardından bizimkiler de hastaneye ulaşmıştı. Andaç'ın yanına geldiklerinde onun halinden her şeyi anlamışlardı. Ne olduğunu bilmiyorlardı ama yaşlı kadının ve Elis'in ölüme çok yakın olduğunu biliyorlardı. Henüz Elis için ölümün pençelerinde demek erkendi ama yine de endişe içindelerdi. Gruba yeni giren ama çok sevdikleri bu arkadaşları şu anda hastane de doktorun yanındaydı.

FİKOTRA: Zihin SerisiWhere stories live. Discover now