Bölüm 11

39.1K 1.3K 52
                                    

Sınıfa yeni gelen kişi Doruktu.

Bunlar beni doğramazsa iyi. Bir yandan Bartu bir yandan Doruk. Evet az önce Doruk'a yakışıklı dedim. Bartu da öyle. Ve evet okulumuza ilk defa bu kadar taş çocuk geldi. Bunu da itiraf etmem gerekir. Tahminimce Doruk beni kontrol etmek için geldi bu okula. Bu yüzden de diken üstünde oturuyormuş gibi hissediyordum. Ama ona baktığımda bana bakmadığını farkettim. Biraz da olsa rahatladım. Kızların ilgi odağı olmakla meşgul kendisi. Bundan da baya memnun görünüyor. Zaten bi çapkınlık havası var onda.

Zilin sesiyle düşüncelerimden kurtuldum. İlayda'yla birlikte sınıftan çıktık.

"İlayda kamp ne zaman başlıyordu?"

"Tarih belli değildi. İstersen bi müdür yardımcısına soralım çıkmadan?"

"Olur. Tamam."

Birlikte müdür yardımcımızın odasına gittik. Kapıyı tıklatıp içeri girdik.

"Hocam kamp tarihi afişte yazmıyor. Acaba belirlediniz mi? Ona göre hazırlık yapalım?"

"Ha evet çocuklar siz bugün hazırlansanız iyi edersiniz. Ani oldu biraz ama yarın 9'da okuldan otobüsle kamp yerine varacağız. Kampa gelecek arkadaşlarınızın telefon numaraları burada, arkadaşlarınızı tek tek arayıp haber verirseniz çok mutlu olurum." diyerek elimize bir kağıt tutuşturdu.

"Ama hocam-"

Konuşmamıza fırsat vermeden sözümüzü kesip kendi konuştu.

"Siz yaparsınız, size güveniyorum." dedikten sonra elimizdeki kağıtla birlikte resmen bizi odadan kovaladı.

Odadan çıktıktan sonra İlayda'yla birbirimize bakakaldık. Omuz silktim.

"Yapacak bir şey yok. Bu da bize kaldı."

"Aynen."

"İlayda bak ne dicem. Sen alışveriş yapmayı seversin. Kamp için bir şeyler al. Kamp çantalarımızı hazırlama işini sana bırakıyorum. Bende bunlarla ilgilenirim. Kabul mü?"

"Normalde kabul etmezdim ama telefonla herkesi arayıp uğraşmak istemiyorum valla. Olur tamam."

Bu konuda da anlaşmamıza sevinmiştim. Okuldan hızlı hızlı çıktık. Okul kapısının önünde bir kız koluma çarpıp geçti. Sonra arkasını döndü.

"Özür dilerim. Yanlışlıkla çarptım. Sürekli birilerine çarpıyorum." dedi ve güldü. Bu Simgeydi. Bence artık Simge'yi de aramıza almanın vakti gelmişti. İyi kızdı ve ona kanım ısınmıştı.

"Önemli değil Simge. Ya şey dur bir dakika sen kampa geliyor musun?"

"Yok, ismimi yazdırmadım gelmicem gibi."

"Müdür yardımcısı daha çıkmamıştır, ismini yazdırsana? Lütfen kırma bizi ya bizimle takılırsın?"

"Aslında reddederdim ama seni kırmıyım bu seferlik. Okula gidiyodum zaten yazdırırım ismimi."

"Tamam. Çok iyi olur." dedikten sonra birbirimizin telefon numarasını aldık. Simge'yi İlayda'yla kamp çantası hazırlamak için alışverişe gitmesi konusunda ikna ettim. Bu sırada İlayda da Simgeyle tanışmış oldu. Bence daha şimdiden onu sevdi.

Eve vardıktan sonra İlayda'nın çabucak hazırlanıp evden çıkmasına yardım ettim. Evden kovdum resmen. Bi kapıdan çıkarken tekmelemediğim kaldı .

O gittikten sonra ortalığı biraz toparladım ve gıcık müdür yardımcısının verdiği kağıdı da alıp odama çıktım. Bazı sevmediğim kişiliklerle konuşmak zorunda olduğumun da farkındaydım ama bu görevi bilerek almıştım. Belli olmaz benim işim. Belki hazır konuşmuşken birkaçına yanlışlıkla (!) küfür de edebilirim. Neyse biz işe başlayalım.

Birkaç kişiyi arayıp kibarca gideceğimiz günün yarın olduğunu ve saati söylemiştim. Artık yapacağım konuşmayı ezberlemiş motorlu tüfek gibi saydırıp kapatıyordum. Kısacası otomatiğe bağlamıştım. Ara vermem gerektiğini hissettim. Konuşmaktan ağzım yorulmuştu. Komidinin üzerindeki suyumu alıp yudumladım. Ve telefonda sıradaki kişinin numarasını tuşladım.

"Alo? Buyrun, Kimsiniz?"

Alo sesini duyduğum anda o ezberlediğim şeyleri söylemeye başladım. Tabiki bizim okulun en sürtük kızıyla konuştuğumun farkındaydım. O yüzden kısa kesecektim. Ona küfür etmek isterdim ama şimdilik kalsın.

" Kampa geliyormuşsun. Kamp için yarın okuldan otobüs kalkacak. Saat 9'da. Bay bay.."

"Aa Tuğçe sen misin? Ayy sen de mi geliyorsun yoksa kampa?"

Ben tam kapatacakken o cırtlak ve alaycı sesin kulağıma dolmasıyla sinirlerim tepeme doğru yükselişe geçti.

"Evet Ecem! Bende geliyorum bi sorun mu var!?"

"Canım ya sana çadır falan lazım olmaz sen ayılarla birlikte inde uyursun nolacak ki? Alışkınsın ne de olsa.!?"

KAŞAR! Ben bu lafın altında kalmam güzelim.

"Ecem dikkat et de o ayılar senin o silikon memelerini ısırmasın. Ha belli olmaz belki silikon dudaklarından da bir parça alırlar!? "

Dıt dıt dıt dıt....

Hahaha işte Zafer. Lafı yedi indi o götü aşağı. Böyle indirirler işte.

Ecem'den sonra devam etmek istemesemde devam etmek zorundaydım. Sıradaki numarayı tuşladım.

"Ne var?"

Bu nasıl telefon açış şekli lan. Bi dakika kim ki bu? Hemen numaranın karşısındaki isme baktım. Doruk. Doruk mu? Daha bugün geldi hemen ismini yazdırmış vay be. Zaten ondan da beklerdim "Ne Var?" diyerek telefon açmayı.

"Konuşacak mısın?"

"Ha Pardon. Kamp için yarın okuldan otobüs kalkacakmış da, Saat 9'da onu haber verecektim ben."

"İyi. Anladık."

Dıt dıt dıt dıt..

Atarlı ergen mod : on

Bu ne ya? Telefonu suratıma kapattı hayvan. Neyse diğer numarayla devam edelim biz.

Sakin Tuğçe.

"Ha?"

ANAN! İki arkadaş ne kadar da çok birbirine benziyo ya. Biri "Ne var!?" der, biri ona bile luzum yok kafasında. Direkt "Ha?"

"Öküz."

"Efendim Çirkin. Söyle?"

"Kamp yarın. Saat 9'da otobüs kalkacak."

Ve kırmızı buton.Bu sefer ben kapatmıştım karşımdakinin yüzüne. Eğlenceliymiş vay be.

--

Sonunda tüm numaraları bitirmiştim. İlayda'yla Simge de gelmişti. Simgeye bizimle birlikte bu evde kalması için ısrar ettik. Temelli kalması için. Zaten bir odamız boştu. Koca ev neyimize yetmiyo. Simge de ailesiyle bu konuyu konuşacağını söylemişti. Bugünlük bizde kalmak için izin almıştı zaten.

Hepimiz bilgisayar başına geçtik ve son zamanlarda çok izlenen diziyi açtık. My Mad Fat Diary! Hepimiz Finn'i seviyor ve paylaşamıyorduk. Tek sıkıntımız buydu. Dizimizi izleyip cipslerimizi bitirmiştik. Tv'de biraz dolandıktan sonra hepimizin uykusu gelmişti. Odalarımıza dağıldık. Yataklarımıza girip derin bir uykuya daldık.

Yarın olacakları bilmeden...

--

Multide Ecem ^^

DEĞİŞİMWhere stories live. Discover now