Bölüm 16

35K 1.3K 35
                                    

-Tuğçe'nin Ağzından-

İlayda gittiğinden beri uyuyorum. Daha doğrusu uyukluyorum. Bartu arada dışarı çıkıp geliyor. Benim burda canım sıkılıyor lan. Daha fazla dayanamadım ve üstüme bir şeyler geçirip dışarı çıktım. Tek başıma ormana dalmaya götüm yemediği için bir ağaç dibine oturdum. Yanıma aldığım Mp3'le müzik dinlemeye başladım.Birkaç dakika sonra Doruk geldi ve yanıma oturdu.

"Tuğçe. Anlaşmada onunla sevgili ol diye bir şey demedim ben. Ne yapıyorsun sen?"

"Ben öyle istiyorum. Böyle daha çok yardım edebilirim. Hem sen nereden biliyorsun sevgili olduğumuzu?"

"Bartu'yla konuştum. Bak amacı iyi falan değil. Sana iyi gibi davranıyor. Canını yakacak. Zarar gören sen olacaksın. Ben de başta düzeliyor sandım ama ben arkadaşımı tanırım. Onunla konuşurken o söylemese de dilinin altında neler olduğunu tahmin edebiliyorum. İyi şeyler olmayacak. Ben sana zarar vermemesini sağlayacağıma söz verdim. O yüzden anlaşma iptal tamam mı? Artık iyi biri yapmanı istemiyorum. İyi biri olacağını da zannetmiyorum. Ben ondan umudumu kestim. Uğraşma. Tamam mı?"

"Hayır."

"Ne? Ne demek istiyorsun?"

"Ben onu, senle anlaşma yaptık diye iyi biri yapmaya çalışmıyorum. Aslında şu zamana kadar öyleydi ama artık ben kendim istediğim için iyi biri olmasına yardım edeceğim. O iyi olmayı hakediyor. Ve ben umudumu kesmedim. Tamam mı?"

"Tuğçe. Yapma."

"Bundan sonrası seni ilgilendirmiyor. Sen sadece bundan ona söz etmemeye devam et. Hem anlaşmadan hem bundan."

"Tamam. Peki. Sen bilirsin. Karışmıyorum sana. Ne halt edersen et. Ama unutma sana zarar verirse ben kurtarmayacağım. Ha o konuyu da merak etme. Hiç bir şeyden bahsetmem. Ne yaparsan yap."

Bunu der demez yanımdan kalkıp gitti. Kendi arkadaşından umudu kesiyorsun hemen. Ama ben ondan umudumu asla kesmeyeceğim. O iyi biri olabilir. O gittikten sonra çadıra girdim. Mp3 çalarımı çantamın içine tıktım ve biraz da çadırda oturup yanımda getirdiğim kitabı okumaya başladım. Sıkılınca da Bartu'ya bakmak için dışarı çıktım.

Bartuyla sözde sevgiliyiz. Ne yaptığından bile haberim yok. Aslında evet ya ne bekliyordum ki? Zaten sözde sevgiliyiz. Benim onu bu bok çukurundan kurtarmak için yaklaşmam gerekiyordu. Ama hep böyle olmaz ki. Hep ben adım atıp duruyorum. Gerçi o neden adım atsın ki benden hoşlanmıyor bile. Ama diğer kızların peşinde de gezemez nerede bu çocuk? Şöyle bakınıp gözlerimle Bartu'yu buldum. Bulur bulmaz yanına gittim. Ecemle konuşuyor şuna bak.

"Selam. Ne konuşuyorsunuz bakalım?"

"Senin yaptığın haltı canım sevgilim"

Ayy yandım ben bittim. Ama sevgilim dedi boşver. İyice kafayı yedim ha. Şu pis Ecem sürtüğüne bak hemen yetiştirmiş Bartu'ya. Az bile yoldum o saçlarını.

"Ne yapmışım ki ben sevgilim?"

Biraz bilmezden gelelim. Aa ne yaptım bilmiyorum valla.

"Saçımı yoldun ya Tuğçee! Aa Bartu'cum bu sevgilin var ya senin, bana saldırdı bir anda. Çok tehlikeli. Bence sen onu bi hastaneye falan götür. Hem sen daha iyilerine layıksın di mi? Sana da saldırır sonra."

Ya ben saçını yolmuşum bu salağın ama ağzını yırtmayı unutmuşum galiba. Laflara bak. Hem Bartuyu kim alır ya. Ne biçim sevgili . Hah Nurella'ya da bağladım tam oldu. Ben içimden konuşunca böyle kafayı yiyorum anlaşılan.

"Benim sevgilim şimdi vahşidir filan ama tatlı vahşi. Yok öyle saldırma huyları falan dimi aşkım?"

Numaranı yiyim ben senin.

DEĞİŞİMWhere stories live. Discover now