Bölüm 26

31.9K 1K 126
                                    

"Doğum Günün Kutlu Olsun Kızım."

--

Kaşlarımı çatabildiğim kadar çatmış, sinirli ve birini öldürebilecek keskinliğe sahip bakışlarımı babama dikmiştim.

Babam... Babamız... Abime bu kötülüğün yapılmasına fırsat veren adam . Abimi gerçek ailesinden ve benden uzaklaştıran insanlardan bir tanesi. Hatta onun pis işlere ve o adamlara bulaşmasının tek sebebi olan iğrenç insan!

Şu anda ona Baba demek bile istemiyorum. Sanki bunca zaman beni büyüten o insanlar değilmiş gibi onlardan nefret ediyorum. Belki de abimin onlara karşı duyduğu nefretten bile fazladır. Hoş abimin onlardan nefret edip etmediğini bilmiyorum ama sanki bundan eminim. Kendimi onun yerine koyduğumda bu insanları hiç affetmeyecek olduğunu düşünüyorum. Neden affetsin ki? 'Beni sizden ve kardeşimden ayrı tuttuğunuz için teşekkür ederim' deyip boynuna mı atlasın!? 'Sizin yüzünüzden dövüşe başladım, şimdi yakamı bırakmıyorlar sağolun' mu desin?

Sinirle kapıya doğru ilerleyip onu hafif bir şekilde itekledim.

"Defol!"

"Neden geldiğimi sormayacak mısın? Doğum günü hediyeni vermemi de mi istemiyorsun kızım?"

Yanına yaklaşıp, kısık sesle ama sinirli ve çığlık atarmışçasına konuştum.

"Bana kızım deme! Senden ve o annem olacak kadından nefret ediyorum! Al ve hediyeni başına çal. Şimdi Aras seni görmeden defol burdan. Şahsen ben abimin yerinde olsaydım seni parçalardım! Sizin onu parçaladığınız gibi! Hayatla onu tek başına bıraktığınız, tek başına mücadele vermesine sebep olduğunuz için ."

"Anlamayacaksın değil mi? Tuğçe kızım bırak da Aras'la konuşayım, o anlar belki. Onu 17 senedir görmüyorum. Bırak da göreyim."

Onun abimle konuşmasına izin verirdim belki ama, abimi de babamı da tanırdım. İkisi de sinirlerini kontrol edemezdi ve çok kötü şeyler olabilirdi. Tıslarcasına konuştum.

"Baba! Lütfen git artık burdan ."

Hala orada olan ve şuana kadar susup sadece izleyen Bartu'ya gözlerini dikti babam.

"Kim bu herif!? Namuslu yetiştirdiğimiz kız, çatımızın altından çıkar çıkmaz başka adamlara mı koşmuş hemen!"

Suratıma tükürürcesine konuşan bu adama uzun süre öylece baktım. Artık sinirli bakmıyordum. Kızgındım ama kızgınlıktan öte duygusaldım. Bu lafları duyduktan sonra durup, benim babam böyle bir insan mıydı? Diye düşünüyordum. Dokunsalar ağlayacak gibiydim. Babam beni neyle suçlamıştı?

Bartu sinirlenmişti. Babama doğru yaklaşıp, burnundan çıkan sinirli soluğu babamın suratına bıraktı.

"Sen ne saçmalıyorsun lan?"

Bartu'nun bu sözünün ardından başka bir ses duyduk.

"Ne oluyor burda!"

Arkadan Aras'ın sesini duymamla içimde bir korku oluştu. Sesiyle yerimde sıçrasamda soğukkanlı bir şekilde geriye çekildim. Bartu da geri çekilmiş Aras'la babama bakıyorlardı. Beynimde hala babamın sözleri dolaşıyordu. Resmen bana orospu gözüyle bakmıştı. Daha fazla tutamayacağımı hissettiğim bir damla yaşın gözümden aşağıya firar etmesine izin verdim. Ardından artık kesinlikle iğrendiğim adamın, abimle konuşmasını dinlemeye başladım.

"Aras, oğlum."

"Ne var?"

Abim babası olacak kişiyi ilk defa görüyordu. Ama gayet soğukkanlıydı. Henüz pimi çekilmemiş, ama çekilmeyi bekleyen bir bomba gibiydi ikisi de. Babamın şuanda kendini nasıl acındıracağını merak ediyordum.

DEĞİŞİMWhere stories live. Discover now