2.sezon 5.bölüm

18.2K 750 59
                                    

Multi : Hakan

--

Evin içinde bir o yöne bir bu yöne dönüp duruyordum. Ne yapacaktım şimdi? Ne yapabilirdim ki?

Elimi saçlarımın arasından geçirdim. Kafayı yiyeceğim. Yakında saçlarımı yolacağım (!)

Telefonumu elime alıp Bartu'yu aramalıydım. Evet, en akıllıca olanı buydu. Bunu yapmalıydım. Telefonu elime aldım ve Bartu'yu aradım. Telefonu kulağıma götürüp beklemeye başladım. Bir yandan da ayağımla ritim tutuyor, ayağımı sürekli olarak yere vuruyordum.

Dıııt

Dıııt

Açsana be açsana!!

Telefon birkaç kere daha çaldı ardından şu sesi duydum;

Aradığınız kişiye şuanda ulaşılamıyor...

Telefonu koltuğa fırlattım. İhtiyaç duyulduğunda ortalarda bir Bartu bulunmuyor zaten! Neden ihtiyaç duyulduğunda yoksun ki!?

Simgeleri ya da İlaydaları arayamazdım. Her zaman benim yanımda olup, yardım edemezler. Dünya benim etrafımda dönmüyor ya. Bu saygısızlığı onlara yapamam. Hem zaten Simge ve Çağan'ın yapacak bir sürü işi vardır.

Kendim gitmeliydim. Sonuçta babam olacak şerefsiz beni istiyordu, Aras'ı değil. Onun yerine beni almalıydı. Bartu adındaki Superman'im şuanda burada olmadığına göre başka çarem de yoktu.

Hızlıca yukarı çıkıp sabahki kıyafetlerimi çıkardım. Hemen dar lacivert pantolonu ayağımdan geçirdim. Etrafa baktım. Yatağın üzerindeki beyaz baskılı t-shirt'ü kapıp hızlıca kafamdan geçirdim. Aşağı koşarak inip ayakkabıları ayağıma geçirdim.

Gideceğim adrese bakmadığım aklıma gelince ayakkabılarımı umursamadan içeri geçip koltuğun üzerinde duran telefonumu kaptım. Hemen mesaj bölümünü açıp adrese baktım. Ardından taksi çağırdım ve beklemeye başladım. Acil dediğim için taksi hızlı gelmişti. Taksiciye adresi gösterdikten sonra arkama yaslanıp dışarıyı izlemeye başladım.

Çok şey atlatmıştık. Belki de bazı insanların atlatamayacağı şeylerdi bunlar. Başımıza gelmedik kalmamıştı. Bunu da atlatacaktık. Ben inanıyordum. Bir kere olsun sorunsuz geçemez miydi her şey?

Şoför geldiğimizi söylediğinde ücreti ödeyip taksiden indim. Sakin olmalıydım.

İndiğim yerde etrafıma bakındım. Yıkık dökük bir bina vardı karşımda. Binanın girişini görünce hemen içeri girdim. Aşağıda mı yoksa yukarıda mı olduklarından emin değildim.

"Babaaa! Nerdesin?!"

Ses gelmeyince bir daha bağırdım.

"Tek geldim! Neredesin lan! İbnesin sen değil mi!? O yüzden Aras'ı kaçırıyorsun!"

-Kahkaha-

"Korkak!"

"Çıksana lan ortaya!!"

Bir anda arkamdan seslerin gelmesiyle arkamı döndüm. Karşımda tanımadığım bir adam duruyordu. Yan taraftan ses gelince hemen oraya döndüm. Başka bir adamdı bu da. Olduğum yerde bir tur döndüm. Etrafımda çember oluşturmuşlardı.

İşte şimdi sıçtık.

--

Sandalyeye bağlamışlardı beni. Ellerim ve ayaklarımı çok sıkmışlardı. Ağzımı da bantlamışlardı. Bana ne yapacaklarını ya da Arasla babamın nerede olduğunu bilmiyordum. Bu bilinmezlik beni korkutmaya yetmişti.

DEĞİŞİMWhere stories live. Discover now