Bölüm Otuz : Karabasan Diyarı (Özel Bölüm)

64 11 150
                                    


Konuk olan karakterlerin kim olduğunu öğrenmek istiyorsanız Girlsonfire8 hesabındaki Ters 8 adlı kurguyu okuyarak anlayabilirsiniz.
Multimedia Cesar Lameria

*

Genç adam elini Aneirin'in omzuna yerleştirdikten sonra gözlerini kapatıp zihninde beliren kasabayı düşündü. Ayağının altındaki zemin kayarken kendini çamurların ve karların üzerinde buldu. Gözlerini aralayıp etrafına bakındı. Kar taneleri her taraftaydı, oysaki geldiği yerde karı pek görmezdi. Eğer Gardenya'nın kuzeyine giderse belki görebilirdi. Elini Aneirin'in omzundan ayırdı. Bilseydi üzerine daha kalın bir şey alırdı.

"Veliaht'ın burada mı?"diye sordu Cesar dilini dudaklarının üzerinde gezdirirken. Bir okulun önündeydi.
"Okuldan kurtulup tekrar okula geliyoruz, vay be."

Aneirin'in homurtusuna karşın omzunu silkti, gözlerini yeşile boyayıp elini cebine yerleştirdi. Okul bahçesinden içeriye girerken bazı bakışları üzerinde toplamıştı bile, aslında kendisinden daha çok Aneirin'e bakıyorlardı. Adamın beyaz saçları ve dikkat çekici gözleri vardı, ayrıca yakışıklıydı.

"Alınma cadı ama ben bir elfim, ilizyon ile kendimi gizlesem bile güzelliğime karşı durmaları imkansız. İnsanların gözleri her ne kadar ışıktan yansa bile ona bakmak isterler."

Cesar gamzesini belli edercesine gülümsedi.

"Sinek meselesi diyorsun," diye yanıt verdiğinde Aneirin başını salladı. Bir sürü öğrencinin toplandığı bahçeden okul binasına girdiklerinde Cesar yüzünü ekşitmek istedi, her göz Aneirin'e dönüyordu, onu arsızca süzüyorlardı. Arada sırada kendisine de bakıyorlardı.

"Okula her gün yeni piliçler geliyor," diye mırıldanan kıza baktı. Yeşile boyadığı gözleri onun gözlerine dikilirken kızın yanakları hızla kızardı.

"Bu ergenlerin hormonları beni boğuyor," diye homurdandığında Aneirin sırıtmakla yetindi. Biraz daha yürüdüklerinde ve etrafında hissettiği garip aura ile birlikte adımlarını durdurdu.

"Burası neresi?" diye sordu Cesar Aneirin'in kehribarlarına bakarken.

"Okul,"dedi Aneirin umarsız bir sesle. Bir an önce veliahtını bulmak istiyordu ve kızıl kafa fazla sorgulayıcıydı.

"Onu biliyorum ama garip enerjiler alıyorum," derken biri karşısında belirdi. Göz ucuyla gelene baktı, adamın koyu bakışları üzerindeydi ve ondan da garip bir enerji alıyordu. Yeşillerini adamın yaralı yüzüne dikti, onun ne olduğunu anlamaya çalışıyordu, adamda aynı şekilde ona bakıyordu.

"Uzaylılarla dolu bir yere geldim sanırım, gerçi ben de uzaylı sayılırım,"dedikten sonra kenara çekildi. Adam onun yanından geçerken gözleri Aneirin'e değmişti.

"Dikkat çekmemeye çalışma Aneirin diyen carise ne oldu?"

Cesar omzunu silkti. Tekrar yürümeye başlarken Aneirin bir kapıya doğru yaklaştı. Kapıyı itip içeriye girdiğinde Cesar'ın gözleri odada dolaştı, kocaman bir havuz vardı, havuzun başında birkaç ergen oturuyordu.

"Umarım veliahtın bunlardan biri değildir, özellikle şu saçları dazlak olan."

Aneirin kaşlarını çattı ve Cesar'a baktı.
"Daha önce buradaymış ama şimdi yok, çıkalım."

Cesar onu onaylayarak çıktığında biriyle çarpıştı. Atletik vücudu kas yığınına değerken başını kaldırıp baktı. Tıpkı Aneirin gibi gözleri vardı ve ayrıca aurosu diğer adam gibiydi.

Aneirin Cesar'ı kenara itip adama yaklaştı.
"Kai Anderson nerede?" diye sorduğunda adamın gözleri kısıldı.

"Kim soruyor?"

Karanlık DönenceWhere stories live. Discover now