Bölüm Yirmi İki: Duygusal Bağlar

60 14 70
                                    

Multimedia : Viola, siz daha farklı hayal edebilirsiniz.

Bölüm şarkısı : MIIA - Dynasty

****

Zihnini daima karmaşık şeylerden uzak tutmaya özen göstermişti ama gördüğü beyaz saçlı kadın zihnini karmakarışık bir hale getirmişti. O kimdi ve Riley neden onunla konuşuyordu?

Şaşkınlık bedenini karanlık bir girdaba iterken yere çakıldığını hissetti ancak canı acımıyordu, ellerinin altındaki yer yumuşaktı, güzel kokuyordu.

"Hunter,"diyen Riley'nin sesini duyuyordu, girdaptaki bedenini sarsıyordu, ona ulaşmak istiyordu. Tepki vermedi, üzerinde yattığı şeyin keyfini sürmek istedi.
"Cesar neden telefon kullanmıyorsun ki?"

Riley'nin sesi gittikçe boğuklaştı.
"Tanrı'm," diye bağırdı.
"Ben ne yapacağım?"

Hunter vücudunun bir kez daha sarsıldığını hissetti.
"Hunter, gözlerini açarsan sana her şeyi açıklayacağım. Lütfen gözlerini açar mısın?"

Yüzüne damlayan gözyaşının sıcaklığı canını yaktı. O an iradesini baskılayan girdaba direndi, gerçek dünyaya dönmek için avuçlarıyla yumuşak zemini sıktı.

"Benim için Cesar'ı çağırır mısın Angel?"

Angel da kimdi?

"Teşekkür ederim Majesteleri."

Tırnaklarını toprağa batırdı. Bedeni hala baygındı, girdap sandığından daha güçlüydü.

"Burada neler oluyor, neden bu çocuk bu halde?"

Maxwell, onun sesini hemen seçmişti.
Riley'nin "Freya'yı gördü," dediğini duydu. Maxwell'in ona yaklaşan kokusunu hissetti, keskin bir kokusu vardı ve kesinlikle bu terin kokusu değildi.

"Gerçekten mi, bu nasıl mümkün olabilir?"

Birinin elini alnında hissetti, sımsıcaktı. Bu Riley'nin eli olamaz diye düşündü Hunter.
"Artık anlamıyorum, hadi Jacin özel biri ama bu çocuğun iyi biri ve yakışıklı olması dışında bir vasfı bile yok. Ölü birini nasıl görebilir ki?"

Alnındaki el göz kapaklarına indi. Birinin gözlerini kontrol etmeye çalıştığını anladı.

"Daha önce demiştim, cadı ve bilgili olan sensin Cesar, ben değilim. Kaç ay oldu hala bana bir şey öğretmedin, üstelik sana ulaşmak için ne yapacağımı bile bilmiyorum. Eğer bana bir şey anlatmayacaksan bari kendine bir telefon al, istediğim zaman sana ulaşabileyim."

Hunter kaşlarını çatmak istedi, bunlar neden bahsediyordu? Ve Cesar kimdi?

"Pekala," dediğini duydu. "Onu uyandıracak bir büyü biliyorum. Ben söyleyeceğim ve sen de tekrar edeceksin ama önce elini alnına koyman gerekiyor."

Hunter gözlerini açıp bakmak istedi. Neler döndüğünü anlamaya ihtiyacı vardı. Riley'nin nefesinin heyecanla kesildiğini duydu, gerçekten bu kadar heyecanlanmış mıydı?

"Tamam," dedi neşeli bir sesle. Gözlerinin üzerindeki el çekildi, alnında saniyesinde Riley'nin elini hissetti.

"Deinna seas mortel oiksaba aellec on mein koress lain metto."

Hunter duyduğu karmaşık ve anlamsız cümleler karşısında kalbi teklerken Riley'nin sesini duydu. Aynı cümleleri fısıldıyordu, alnında milyonlarca karıncanın gezindiğini hissetti, boğazından bir şeylerin yükseldiğini anlarken parmakları toprağı daha da sıktı.

Karanlık DönenceTahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon