32- Bir tabak yemek ve birden fazla kişi

1.5K 204 50
                                    

"Jimin neden bana öyle bakıyorsun, ne oldu?" Bir süre boyunca herkes sessizleşmişken Jimin'in gözlerini omeganın üzerine dikerek endişeli ifadesi ile bakıyor olması Yoongi'yi oldukça rahatsız ediyordu çünkü alfanın yüzündeki ifade zaten korkuyor olan Yoongi'yi daha da çok korkutuyordu.

"Yok bir şey." Sözleri böyleydi fakat bakışları biraz olsun bile değişmiyordu bu yüzden Yoongi kaşlarını çatmış ve "Kötü bir şeyler oluyor ve sen bunun farkındasın değil mi?" diyerek bacaklarını iyice kendine çekerek onlara sarılmıştı çünkü soğuk zeminin etkisini tüm vücudunda hissedebiliyordu.

"Korkmana gerek yok, önemli bir şeyler olduğunu sanmıyorum." Yoongi buna kesinlikle inanmıyordu fakat uzatmaya gerek duymayarak sessiz kalırken ellerini karnına koymuştu çünkü ağrıyordu, soğuktan mı yoksa başka bir şey yüzünden miydi bilmiyordu fakat canını gerçekten önemli bir miktarda yakıyordu.

"Çok üşüyorum" diyerek aynı Yoongi'nin yaptığı gibi kendi bacaklarına sarılan Sehun'a dönen bakışlar ona onay verirken Yoongi de başını sallamış ve "Karnım ağrımaya başladı" diyerek omuzlarını düşürmüştü. Diğerleri çok daha erken kalkarak bir şeyler yemiş miydi bilmiyordu ama kendisi uykusundan bu denli kötü bir şekilde uyandırıldığı için tabii ki yemek falan yiyememişti ve bu yüzden de her şey yavaşça daha fazla zorlaşıyordu.

Sanki bu halini duymuş gibi içerisinde bulundukları boş odanın kapısı açılmış ve içeriye sahiden de daha önce hiç tanımadıkları biri girmişti. Konuşmadan elindeki tek bir tabak ile odanın içerisinde ilerleyerek tabağı hepsinin ortasında yere bıraktığında Yoongi başka birinin gelip gelmediğine bakmak için bakışlarını kapıya doğru yönlendirmişti fakat başka kimse yoktu.

"Hepsi bu mu?" diyerek hâlâ içeride olan alfaya baktığında onun da bakışları Yoongi'ye dönmüş ve "Yetmiyorsa yeme" dedikten sonra bakışlarını omeganın üzerinde tutmaya devam etmişti. Jimin onun bakışlarını Yoongi'den çekmesini sağlamak için cevap vermeyeceklerini bilse dahi "Kimsiniz siz ve bizden tam olarak ne istiyorsunuz?!" diyerek alfaya seslendiğinde amacına ulaşarak onun bakışlarını kendine çekmişti.

"Bunu söylemek zorunda değiliz" dedikten sonra Jimin'in kendisine attığı bakışlardan eğleniyormuş gibi gülümseyerek tekrar Yoongi'ye baktıktan sonra kapıyı kilitleyerek odadan ayrılmıştı.

"Bu kimseye yetmez" diyen Kihyun'un sesinde olan çaresizlik Yoongi'nin iyice ümidini kaybetmesine sebep olmuştu çünkü Kihyun onun gözünde her zaman çok soğukkanlı ve korkusuz biriydi fakat şimdi daha ilk saatlerde bile onu böyle görmek üzülmesini sağlıyordu.

"Hepimiz biraz tadına baksak kimse birazcık bile doymayacak bile" diyen askerlerden biri ile beraber Jimin başını sallamış ve "Hangi zaman aralığında yemek veriyorlar veya tekrar yemek verecekler mi bilmiyoruz ama bu sefer sadece bir ya da en fazla iki kişi bu yemeği yerse en azından o ikisi için daha doyurucu olur" diyerek ortada duran yemeğe bakmıştı.

"Peki kimler yiyecek?"

"Biri Yoongi" derken karşısında kalan omegaya baktığında diğer hepsi Jimin'i onaylayarak başını sallarken Yoongi buna itiraz etmek istemişti. Normalde olsa kimseyi umursamadan yemeklerini önlerinden alarak güzelce midesine gönderecek bir potansiyele sahip olsa dahi şu anda normal bir durumda değillerdi bu yüzden diğerlerinin gözünün önünde bir şeyler yemek istemiyordu işte bu yüzden de "Başka biri yesin" diyerek oturduğu yerden geriye kayarak sırtını duvara yaslamıştı.

"Birinin sen olduğunu söyledim ve laf benim ağzımdan bir kere çıkar Yoongi."

"Diğer kişi de Yoongi'nin yanında oturan Kihyun olsun o zaman, sırayla gidelim" diyerek fikrini ortaya atan askerlerden biri sayesinde Jimin bu sefer başını sallayarak Yoongi'nin yakınında olan alfaya baktığında Kihyun ortada duran tabağı ikisine doğru çektiğinde Yoongi düşük olan omuzlarını hiç düzeltmeden Jimin'e doğru dönmüş ve "Biz yerken bakmayın yoksa yemem" diye söylenmişti.

"Tamam" diyerek diğerlerine baktıktan sonra bakışlarını farklı bir yere çevirdiğinde diğerleri de aynısını yapmıştı fakat Yoongi yine de rahat olamayarak Kihyun'u kolundan çekmiş ve diğerlerine sırtlarını dönmelerini sağlamıştı.

Bu şekilde bileklerinde bulunan zincirler canlarını yakıyordu biraz fakat diğer türlü asla yiyemezdi.

Bir süre sonrasında kapı tekrar açıldığında önceden gelmiş olan kişi odaya girmiş ve ıslık çalarak yürürken diğerlerine bakmadan Yoongi'nin önünde eğilmişti.

Yoongi ona kaşlarını çatarak baktığı sırada alfa onun elini tutarak kendine çekmiş ve yanında getirdiği anahtarla zincirlerin duvara bağlı olan kısımlarını açarak Yoongi'yi ayağa kaldırırken Jimin'in söylediği şeyleri biraz bile takmamıştı.

"Sana onu nereye götürdüğünü sordum!"

Alfa cevap vermeden Yoongi'yi çekiştirmeye başladığında omega gözlerindeki korku ile beraber odadan çıkarılmadan önce hâlâ bir şeyler söyleyerek onlara yaklaşmaya çalışan Jimin'e doğru bakmıştı.

Nasıl bir belaya bulaştıkları konusunda hiçbir fikri yoktu.

"Sahiden nereye gidiyoruz?" Korkuyor olduğunu göstermek istemiyordu, sanki çok korktuğunu öğrenirlerse kötü şeyler olurmuş gibi hissediyordu.

Alfadan hiçbir cevap alamadığı sırada başka bir odaya girmişlerdi bile. Odanın içerisinde normal boylarda bir sandalye dışında hiçbir şey yoktu, pençesi yoktu, herhangi bir açıklık veya en azından zincirlerden kurtulabilmesi için kullanabileceği hiçbir şey de yoktu. Tamamen tek başına ve bu kadar da boş kalacaktı muhtemelen.

Tahmin ettiği gibi sandalyeye oturtulmuş, kolları sandalyenin arkasına çekilerek bir güzel bağlanmış hatta bu sefer gözleri de kapatılmıştı. Nasıl bir korku veya heyecan hissettiğini ise şu anda kelimelere dökebilecek olsa bile uygun bir şeyler bulamazdı. Tam bu sırada başka bir yerden duyulan acı dolu bir çığlık kulaklarını ulaştığında göremiyor olsa bile başını kaldırarak etrafına bakınmıştı.

Bu adamlar ne yapmaya çalışıyordu?

Ya da az önce bağıran kişi kimdi, neden canını yakmışlardı?

Tamam kendileri de pek masum ve vicdanlı insanlardan değillerdi ama en azından hiçbir sebep yokken insanları kaçırmıyor ve onları böyle kötü durumların içerisine sürüklemiyorlardı. Yoongi kötü bir şey yaptığını da hatırlamıyordu, daha aylar öncesinde küçük bir çocukla saatlerce oyunlar oynamıştı ve işte bu yüzden de iyi biri olduğunu düşünüyordu. Belki de kendini kandırıyor olabilirdi, bundan hiç emin olamıyordu fakat şu anda burada olmasını gerektirecek ne kötülük yapmıştı bilmiyordu.

Ama yapmışsa da iyi olmuştu, birilerini bu kadar kızdırdığı için kendiyle gurur duyuyordu. Yoongi böyle şeyleri severdi, insanları kışkırtarak sınırlarını öğrenebilmeyi ve sonrasında öğrendiklerini o kişiler üzerinde kullanmayı severdi.

Düşünürken istemsiz bir şekilde sırıtıyor olduğunu ise hâlâ odada bulunan alfanın ona yaklaşarak "Bu kadar hoşuna giden şey ne?" diye sormasıydı, Yoongi bunu duyduğunda daha çok gülümsemişti. Arada sırada böyle tuhaf anlara girdiği oluyordu ve bundan memnun olmadığını söylese yalan söylemiş olurdu çünkü böyle anlarda nedensizce tüm korkuları uçup gidiyor ve onun yerine farklı bir Yoongi geliyordu sanki.

"Her şey" diyerek alfanın sorusunu yanıtladıktan sonra başını yana doğru yatırarak "Bana ne yapacaksınız ki?" diye sormuştu ve bu sefer gerçekten oldukça ciddi görünüyordu.

"Bunlara ben karar vermiyorum."

"Yazık olmuş, öyle herkesten emir alacak birine de benzemiyorsun oysa ki."

"Herkes birinden emir alır." Yoongi gülümsemeye devam etti çünkü az önce tek kelime etmeyen alfa yavaş yavaş oltaya geliyordu. "Herkes değil. Ben kimseden emir almam mesela" dediği sırada yalan söylemişti fakat küçük yalanlar söylemesinin ona hiçbir eksisi olmazdı.

"Sen öyle san."

"Asıl sen öyle san."

Hadi bakalım, bu sefer de o kolay pes etmeyecek ve canı sıkılan kişi kesinlikle karşı taraf olacaktı. Büyük oynamaya her zaman olduğu gibi yine vardı ve asla buradan ağlayarak çıkmayacaktı, hemde ne olursa olsun.



:)

GIVE IT TO ME | yoonminWhere stories live. Discover now