6- Yaşlı kadının taze yemekleri

4.4K 418 98
                                    

"Sana çok sinirliyim biliyorsun değil mi sevgili patron." Söylediklerinin aksine yüzünde gayet sevimli bir gülümseme vardı çünkü en sevdiği patronunun son anlarında sevimli yüzünü görerek huzura ersin istiyordu. "Ne söyleyeceğini biliyorum çünkü bir saat öncesinde müşterin ile konuştum ve birkaç gün sonrasına sizin için başka bir randevu ayarladım. Birkaç bir şey daha alacağız bu sefer de bu yüzden işini iyi yaptığın için kafana göre takılabilirsin."

"Hayır patron. Bunu söylemeyecektim ben diyorum ki alfanın teki içime boşaldı. Bunun ne demek olduğunu biliyorsun değil mi?"

"Şu anda hiçbir yere gidemezsin."

"Anlaşmamız var, eğer hamile kalırsam burayı terk edeceğim bir sürü kâğıtta altındaki imzalarımız ile yazıyor. Eğer karşı gelirsen dün aldığın paranın bir kuruşunu bile harcayamadan hepsini elinden alırım." Buraya geldiği ilk gün o anlaşmayı yapmak hayatında verdiği doğru kararlardan sadece biriydi. "Yoongi bu kez adam senin ile sadece konuşmak istiyor o zamana kadar kal burada sonra istediğin yere gidersin. Paran hazır ve o güne kadar evini de hazırlatırız. Her ne kadar seni bırakmak istemesem de bir anlaşma yaptık ve ben bunun arkasında duracağım, sadece birkaç gün burada kal."

Yoongi onun ile ne konuşabileceklerini düşünüyor fakat bu konuda aklına herhangi mantıklı sebep gelmiyordu.

"Ev falan istemiyorum sadece buradan gideceğim ama giderken Baekhyunu yanıma alamıyorum değil mi?"

"En iyilerden biri zaten ben istemesem de gidiyor bir de diğerini kaybedemem." Yoongi parmakları ile çenesini kaşırken "Vermezsen ben bir şekilde alırım onu yanıma da neyse" diyerek kendi kendine mırıldandıktan sonra aklına gelen şey ile patronun suratına dönmüştü. Onun çevresi tahmin dahi edemeyeceğinden daha geniş olduğu için en azından sormakta fayda vardı. "İsmi veya lakabı Chan olan birini tanıyor musun? Bu isminin kısaltması ya da söylediğim gibi lakabının kısaltması da olabilir."

"Özellikle aklıma gelen biri yok neden sormuştun?"

"Görülmesi gereken bir hesabımız var ama hiç mi bilmiyorsun. En azından benim için biraz araştırsan olur mu? Bak sana kolaylıkta sağlıyorum, bu kişi bir erkek. İyi tut kafanda, isminde ya da lakabında Chan geçen bir erkek alfa arıyorsun. Fazla yaşlı olduğunu sanmam ve muhtemelen yakışıklıdır da. Birkaç isim bulursan yeni hizmetçim Minho ile bana iletirsen sevinirim."

"Tamam bakarım, sen sadece o zamana kadar etrafta herhangi bir olay çıkarmamaya bak." Yoongi masum bir şekilde başını sallayarak oturduğu yerden kalkarken kapıya doğru ilerlemiş ve "Ben gayet uslu bir omegayım patron size iyi günler" diyerek kendini boğucu odadan dışarıya atmıştı. Odası tam anlamı ile omega ve viski kokuyordu yani tamamiyle berbattı.

"Bu akşam ne yiyoruz peki?"

"Önüne ne gelirse." Her gün aldığı cevabı bugünde aldığında gülerek "Sen öyle san" derken ortak kullanılan telefonu almış ve tezgahın üzerindeki kartlara doğru bakarken zaten aklında olan sayıları telefona girmiş ve tezgahın üzerindekileri kenara iterek tezgahın üzerine oturmuştu.

"Bu saatte kullanmak yasak." Yine saniyeler içerisinde yanında biterek önünde dikilen Minho'nun göğsüne ayağını koyarak onu geriye iterken ankesörlü telefonun diğer ucundan cevap gelen sesi duyunca hattın diğer ucundaki yaşlı kadına ilk önce nasıl olduğu hakkında bir şeyler sorduktan sonra onun ev yapımı yemeklerinden eğer biraz varsa almaya geleceğinden bahsettiğinde telefon alt yapısının pek gelişmiş olmaması yüzünden cızırtılı gelen kadının sesinden onun gelebilirsin dediğini duyduğunda gülümseyerek dakikalar içinde oraya gidecegi hakkında birkaç şey daha söylemişti.

GIVE IT TO ME | yoonminWhere stories live. Discover now