GIVE IT TO ME | yoonmin

10- İlk eğitim günü: Yakın dövüş

Daha neredeyse güneş bile doğmamışken uyanmalarını söyleyen baskın bir ses tonu yüzünden gözlerini aralamak zorunda kaldığında saniyeler içinde nerede ve ne durumda olduğu aklına dolmuş olan Yoongi anca tüm bu olanları hatırlayınca uzandığı yerden doğrulmuştu. Yatağının üzerine bırakılmış olan üniformaları ile bakıştığı sırada diğer askerler hızlıca kıyafetlerini değiştirmeye başlamıştı bile bu yüzden Yoongi onlara yüzünü buruşturarak baktıktan sonra yatağından kalkmış ve oldukça rahat olan kısa kıyafetlerini hiçbir tereddüt duymadan üzerinden çıkarırken kendisi için ayrılan üniformayı ellerinin arasına almıştı.

Açık konuşması kimse açısından sorun olmayacaksa giydiği üniformanın tam anlamı ile korkunç derecede sıcak tuttuğunu ve pek rahat olmadığını söyleyebilirdi. Ceketin içerisinde kalan kısım tuhaf bir bağlama şekline sahip olduğu için Yoongi daha onun ile uğraştığı sırada odanın yarısı bulundukları yerden ayrılmıştı bu yüzden onların gittiklerini gören omega dün kendisinin söylediği şeye gülen alfaya yaklaşırken beline sarmaya devam ettiği kumaşı üçüncü kez geçiriyordu.

"Sen beni bekleyeceksin değil mi?" diye sorduğunda alfa içerisinde bulunduğu telaşlı halinden biraz olsun bile çıkmadan omegaya doğru bakmış ve başını iki yana sallayarak "Geç kalıyoruz" demişti. Yoongi göğsüne kadar sardığı kumaşın uçlarını birbirine bağlarken gözlerini devirmek için bir saniye bile düşünmemiş ve gözlerini devirirken konustugu alfaya biraz daha yakınlaşmıştı. "Bir şey olmaz, bekle sen."

Yoongi yolu bilmediği için alfanın ısrarla gitmek istemesine izin vermemiş bir de üniformasının omuzunda yer alan ve Yoongi'nin oldukça gereksiz bir ayrıntı olduğunu düşündüğü için adını bilmediği tuhaf bir kumaşı omuzlarından boynuna kadar sarmasını istemişti. Alfa tüm bunları yaptığında ikisi beraber daha fazla zaman kaybetmemek için odadan ayrıldıkları sırada Yoongi nasıl olduğunu bilmediği bir şekilde saç tokasını kaybettiği için ellerini saçlarına atarak küçük bir topuz yaparken yanlarından geçen kadınlardan birinin kimonosunun belindeki yerin köşesine sıkıştırılmış olan çubuğu ona fark ettirmeden alarak yaptığı topuzun arasına sıkıştırmıştı.

Sarayın küçük bir kısmı olan yatakhaneden çıktıktan sonra bahçenin bir diğer tarafına geçtiklerinde herkesin toplanmış olduklarını gördükleri an alfa yavaşladığında Yoongi onu üniformasının kolundan çekiştirerek kendilerine gözlerini kısarak bakmaya başlayan komutanın önünde duran diğer alfaların yanına bırakmış ve kendisi de Jimin'in istediği gibi diğer tarafa geçmişti.

Omega tam olarak ileriye doğru bakarak üzerinde dolaşan bakışları tamamiyle görmezden gelmeye çalıştığı sırada ikinci komutanın konuşması ile istemese dahi başını diğer tarafa döndürmek zorunda kalmıştı çünkü öfkeli olan komutanın dudaklarının arasından çıkan "Geç kalan bir askerin ordumuza yakışmadığını çok iyi biliyor olmalıydın" sözlerini gayet net bir şekilde duymuştu. Daha çok kendisine değil de az önce yanında olan alfaya bakarak konuşsa dahi Yoongi bu sözlerin her yönden kendisine atıldığını hissedebiliyordu.

Alfa ise yaptığı yanlışı bildiği için sessiz kalarak bakışlarını önünde bulunan diğer askerin ayaklarına diktiğinde Yoongi onun salaklığı karşısında kaşlarını çatarken yanında kimse olmasa dahi bir adım öne çıkarak "Benim yüzümden geç kaldı çünkü bir türlü üniformamı giyemedim" dediğinde komutan az önce konuşan omegaya göz ucu ile bile bakmadan aynı alfaya bakmaya devam ettiği için Yoongi yumruklarını sıkarak dilini nemli dudaklarının üzerinden bir kez daha gezdirmişti.

"Ne zamandan beri birilerini bekliyoruz peki." Sorudan çok aşağılama odaklı ses tonu diğer askerlerin arasına karışmış olan alfanın başını biraz daha eğmek istemesine sebep olurken Yoongi onun yine konuşmayacağını anlayarak kendisi bir kez daha öne atılmıştı. "Ona neden kızıyorsunuz ki! Beklemesini isteyen ve alfa itiraz ettiğinde onu zorla orada tutan bendim, eğer bir şey söylemek istiyorsanız bana söyleyin" diye çıkıştığında komutanın yine ona bakmak için bir hamle bile yapmıyor olması yüzünden siniri sayesinde dudaklarının arasından rahatsız edici bir gülüş firar ettiği sırada kendilerine gelen nal seslerini duyuyor olsa da bu sefer de kendisi arkasına bakmayarak sadece gözlerini komutanın üzerine dikmişti.