11- Öğrenilmesi gereken gerçekler

En başından başla
                                    

Hiçbir şeyi böyle hayal etmemişti.

"Pes etmek yok, bir kere daha dene."

"Jimin bu sefer sen atsan ve ben bir kereliğine izlesem olur mu?" Alfanın toplum içerisinde isminin seslenilmesinden hoşlanmadığını biliyordu fakat Yoongi istenmeyen şeyleri yapmayı her zaman daha çok sevdiği için onu dinlemiyordu. "Uzun süredir bu işlerden uzak kaldığın için güveninin kırılmasına izin verme, eğer böyle yaparsan tekrar toparlanman uzun sürer ve bizim o kadar vaktimiz yok. Bir ayda tüm bu eğitimleri bitirmemiz ve göreve çıkmamız gerekiyor Yoongi, sana en fazla dört ay verebilirim ve bu bizim için oldukça uç bir rakam. Kimseyi kaybetmeyi göze alamam, neden bahsettiğimi anlıyorsun değil mi?" Tabii ki anlayabiliyordum fakat bu konu şu anda üzerinde durmak istediğim bir konu olmadığından dolayı az önce elime aldığım bıçağı Jimin'e doğru uzatarak geriye çekilmiştim.

"Fırlatacağın sırada nefesini çok kesik bir şekilde verdiğin için bunun etkisiyle hedefi biraz ıskaladın" dedikten sonra bıçağı fırlatarak omeganın sapladığı bıçağın altına denk getirerek Yoongi'ye doğru dönmüştü. Kendine güvenmesini her şeyden daha çok istiyordu şu anda. "Ögrendiğin her bir küçük şeyi bile hatırlamalısın çünkü-" Yoongi alfanın sözünü kesmek için yürümeye başlarken bir yandan da "Çünkü onlar en çok işe yarayanlar" dediğinde Jimin elini onun omuzuna koyarak başını salladığı sırada ikisi aynı anda konuşmaya başlayarak "O detaylar olmasaydı hiçbir işi bir araya getiremezdik" dediğinde Yoongi alfanın bu sözü nereden bildiği anlayamadığı için avucunun arasındaki bıçağı sıkarak ona doğru dönmüştü.

"Sadece sana eğitim vermemişti sonuçta."

"Aramızda o kadar çok yaş farkı olduğunu bilmiyordum." Yoongi aynen böyle söylemişti çünkü eskiden yanında yaşadığı alfa Yoongi'yi yanına aldığı günden sonra evlat edindiği omega haricinde sadece bir kişiye eğitim vermişti ve Yoongi'nin bildiğine göre o kişi de kralın oğluydu yani ya Jimin ile aralarında oldukça büyük bir yaş farkı vardı ya da babası olarak gördüğü alfa ondan habersiz başka öğrenciler ile de ilgileniyordu. İkinci fikir hiç hoşuna gitmemişti çünkü o zamanlarda kralın oğluna eğitim vermeye gitmesini bile deli gibi kıskanıyordu çünkü babasını paylaşmak küçücük yaşına rağmen en nefret ettiği olaydı bu yüzden onu bazen göndermemek için saatlerce alfanın ayaklarına kapanarak ağladığı oluyordu. O anlarda babası dayanamayarak birkaç saat daha kalıyor fakat kralın emrine de karşı gelemeyeceği için Yoongi başka bir oyuna daldığı an üzülerek de olsa canından daha çok sevdiği omegayı bırakarak saraya gitmek zorunda kalıyordu.

Gerçek babası daha kendisi doğmadan önce hayatını kaybetmiş olsa dahi asla onun eksikliğini hissetmemişti çünkü Yoongi daha küçücük bir çocukken onu yanına alan alfa onun hiçbir zaman o yönden bir eksiklik hissetmesine izin vermemişti.

"Aramızda aklında olan kadar büyük bir yaş farkı yok, neredeyse aynı yaştayız."

"O zaman babamın sözlerini nasıl ezbere biliyorsun?"

"Sen atışlara güzel bir şekilde devam edersen gerçekte kim olduğumu sana söyleyeceğim." Yoongi kafası karışmış bir şekilde kaşlarını kaldırırken gerisinde kalan tahta masaya doğru yaslandığı sırada "Gerçekte kim olduğunu mu söyleyeceksin?" diye sorarak tam anlamı ile duyduklarını teyit etmeye çalışmıştı. "Evet. Hatta birkaç kişi haricinde bunu bilen tek yabancı kişi de sen olacaksın." Ne yani, bu şu anda Yoongi'nin duyacağı şeyler ile gurur duyması gereken kısım mıydı?

"Kimsin sen?"

Jimin bugün üzerinde ağır zırhı olmadığı için kollarını rahatca göğsünün hizasına doğru bağlarken gülümseyerek başı ile atış alanını işaret ederken "Devam et Yoongi" diyerek bir adım geriye çekilmişti. Alfanın kendisi ile dalga geçip geçmediği konusunda emin olmadığı için Yoongi dakikalar öncesinde yerine bıraktığı bir bıçağı eline alırken geri kalan üç tanesini kenara iterek pek sağlam olmayan tahta masanın üzerine oturmuştu. "Eğer beni kandırmaya çalışıyorsan bozuşuruz ona göre" derken elinde duran bilenmiş bıçağın ters tarafındaki kraliyet ailesine ait olan kabartmada parmaklarını gezdirmişti.

"Seni kandırmaya çalışmıyorum, anlatacağım her şeyi."

Yoongi hâlâ elindeki bıçak ile oynamaya devam ederken gözlerinin önüne dökülmüş olan saçlarının el verdiği kadar karşısında keyifli bir şekilde dikilen alfaya küçük bir bakış attığı sırada "Öyle yapsan iyi olur o zaman yoksa şimdiki hayatın diye bir şey de kalmayacak" diyerek parmaklarının arasında tuttuğu bıçağı bacaklarının arasından üzerinde oturduğu masaya saplarken gülümsemişti. "Beni mi tehdit ediyorsun?"

"Sadece aklımdan geçenleri söylüyorum, hepsi bu."

Jimin içerisinde bulunduğu durumu bozmayarak daha çok gülümserken "Fikirlerin çok hoş gerçekten" dediği sırada dili ile kendi dudaklarını ıslatan omegaya doğru bakmaya devam etmişti.

Yoongi başını iki yana sallayarak masanın üzerinden inerken kenarda duran diğer bıçaklardan birini alarak atış alanının önüne geçtiği sırada "Burada hoş olan bir şey varsa bu sadece benim" diyerek elindeki bıçağı fırlatmış ve tam istediği gibi çarpı işaretini vurduğunda tekrar alfaya dönerken gülümsemiş ve "O zaman artık gerçek Jimin'in kim olduğunu öğrenebilir miyim?" diyerek tek düze bir sesle konuşmuştu.

"Sanırım öğrenebilirsin."





Gerçek jimin kimmiş öğrenelim o zaman

GIVE IT TO ME | yoonminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin