FİNAL

46.3K 1.7K 878
                                    

Uraz kolunu belime sarıp bana yakınlaştı. Uyumamıştı. "Ne oldu?" diye mırıldandım gözlerimi açarak. "Bir hayal kur Ufaklık." dedi. Tek kaşımı kaldırıp "Niye böyle birşey istiyorsun Uraz?" diye sordum. "Çünkü öyle istiyorum. İçinde benim olduğum bir hayal kur." dedi. Gülümsedim. Elimi yanağına dokundurdum. "İçinde senin olmadığın hayalin içinde benim ne işim var?"diye sordum. Uraz'da gülümseyip " Haklısın."dedi.

"Ben hayal kurmayı sevmem Uraz. Hiç öyle büyük hayallerim olmadı. Ama senin için şuan bir hayal oluşturacağım." dedim. Düşünmeye başladım. Hâlâ neden böyle birşey istedi anlamış değilim. "Belki de benim bu hayatta ki tek arzum özgürlük. Ben bu şehirde boğuluyorum. Harabe'den Yeraltından nefret ediyorum. Eğer bir hayalim olursa o da özgürlük olur. Hani bir şarkı söylemiştik. Kalk gidelim bu şehirden. İşte öyle. Seninle birlikte çıkıp gitmek istiyorum. Düşün sadece ikimizin olduğu bir şehir. Acı yok. Ayrı kalmak yok. Son nefesime kadar yanımda sadece sen ol isterdim."dedim.

Uraz bana bakıp " Gidelim Ayra."dedi. Tek kaşını kaldırıp "Nasıl?" diye sordum. "Sadece ikimizin olduğu bir yere gidelim. Sen özgür ol. Bende yoruldum ufaklık." gerçekten bunu mu istiyordu. Yatakta doğrulup "Ciddi misin?" diye sordum. Uraz kollarıyla belimi tutup beni üzerine çekti. Saçlarım yüzüne dökülmüştü. Saçlarımı yüzünden aldım. "Seni sevdiğim kadar ciddiyim. Gidelim bu şehirden herkesi arkamızda bırakıp. " Kaşlarım çatılmıştı. "Saçmalama Uraz." dedim. Bu hayalin gerçek olması imkânsızdı. Biz bu şehire bağlıydık.

"Sen sadece beni arkanda bırakamazsın. Simdi neden korkuyorsun?" tabiki de korkmuyordum. Uraz'ın üzerinden kalkıp yatağa oturdum. O da benim gibi oturdu. "Korkmuyorum. Senden daha fazla istiyorum çekip gitmeyi ama arkadaşlarımızı bırakıp nasıl gideceğiz? " Uraz gözlerini gözlerime dikip"Berke Pelin'le güzel bir hayat sürüyor. Can ve Masal hiç olmadıkları kadar iyi. Arda intikamını aldı. Çağlar kendi hayatın yaşıyor. Buse okumaya başladı bütün pisliği bırakıp. Söyle hangisinin bize ihtiyacı var? Tut elimden çıkıp gidelim bu şehirden." uzaklara meyilli olan aklım şuan onunla gitmeye can atıyor. Ama bu kolay bir karar değil. "Annem ne olacak?" diye sordum. Babam umrumda bile değildi. O zaten zengin hayatında sürünüp gidiyordu. "Mutlu olacağın yere gitmene birşey demez." Uraz ısrarla beni ikna etmeye çalışıyordu.

Elimi Uraz'ın yanağına koyup "Bak! Seninle ölsem ağzımı açıp birşey demem. Bana gel diyorsun. Bana uzattığın o elli ne olursa olsun tutarım. Sen gel dersen kalmam. Ama mantıklı düşünmemiz lazım. Sen gidersen Yeraltı kontrolünü kaybeder. Yeraltının eskiden nasıl olduğunu hatırlamıyor musun? Düzen senin elinde. Sen gidersen bu düzen yıkılır." dedim içten bir şekilde düşüncelerimi söyleyerek.

"Yakalım." dedi. Anlamayarak ona baktım. "Neyi yakıyorsun?" diye sordum. "Yeraltını yakalım. Düzeni bozmayalım yok edelim." gözlerim şaşkınca aralanmıştı. Gülümsedim. "Şaka yapıyorum de." dedim. Uraz ayağa kalkıp "Ben şaka yapmam. Bütün işleri Berke'ye aktarmaya gidiyorum. Git istediğinle vedalaş geldiğimde gideceğiz."

"Ama Uraz.." tam itiraz edecekken dudaklarını dudaklarıma bastırdı. "Konuşma Ufaklık. Hazırlan. İkimizin olduğu bir dünyaya gideceğiz. Sadece senin ve benim olduğum. " bana konuşacak birşey bırakmıştı. Üstünü değişti ve gitti. Şaşkın hâlimden arınıp gülümsedim. Biz gidecektik. Herşeyi bırakıp gidecektik. Ben özgür olacaktım. Bu fikir çok hoşuma gitmişti. Ama aklım hâlâ çok karışıktı.

Yataktan kalktığım gibi üzerimi değiştirdim. Kapıyı kapatıp Yeraltında yürümeye başladım. Sokak köşelerinde içen kişiler. İğrenç görünümlü kadınlar. Sokak kavgaları. Yeraltı mide bulandırıcı bir yerdi. Birde bana dönmeyen bakışlar. Uraz Deren'e olan saygıları kafalarını kaldırtmıyordu.

UFAKLIK (TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now