XXIII

5.2K 384 240
                                    




**Bol bol satır arası yorum ve oy istiyorum Mochi'lerim**
💜💜Lütfen beni üzmeyin💜💜

Hatırlatma;

''Kimse yapmadı. Çarptım Arora.'' Choe minik elleriyle atletini ve bluzunu tekrar düzeltmeye çalışıyordu.

''Bana yalan söyleme! Kim yaptı.'' Aurora birden sesinin tonunu ayarlayamayınca Choe olduğu yerde irkilmiş gözleri dolmaya başlamıştı.

''Ne oluyor Aurora? Sakinleş.'' Himchan yerinden kalkarak Choe'ye doğru gittiğinde tekrar beline bakmıştı. Yüzü bembeyaz olmaya başladığında işlerin ters gittiğini fark edebiliyordum. Burada birazdan kıyamet kopacaktı.

''Güzelim kim yaptı bunu sana?'' Ağlayarak Himchan'ın kolları arasından kurtulduğunda benim ve Hoseok Hyung'un arasındaki koltuğun boşluğuna girmişti. Atleti yukarıda sıkışmış olduğu için belindeki morluğu çok net görebiliyordum. Bunu  çarparak yapmasına imkan yoktu.

Birisi Choe'ye vurmuştu...

Ve bende sinirlenmeye başlıyorum, hissedebiliyordum...

~

Aurora'nın Ağzından;

Choe daha fazla onu sıkıştırmamam için kaçarak koltukların arasına girmişti. Sinirden elim ayağım titremeye başlamıştı. Onu koruyamamış, onunla yeteri kadar ilgilenememiştim. Hepsi benim hatam gibi geliyordu. Benim çocukken yaşadıklarımı benim küçük bedenim kaldırmış, hepsine dayanmış olabilirdi fakat kimse Choe'nin bunları kaldırabileceğine garanti veremezdi.

Ben kendi yaşadığım şeylerin izlerini hala sırtımda, ruhumda taşıyordum ve şimdi gözlerimin önünde canımdan bir parçanında aynı şeyleri yaşamasına izin vermezdim. Kendime yapılan her şeyi kaldırabilirdim. Her şeye katlanabilirdim ama kimse Choe'ye zarar veremezdi. Ben onun öz annesi olmasam bile öz annesinden çok daha fazla sevmiş, canım pahasına onu korumaya yemin etmiştim.

Ama koruyamamıştım..

Göz yaşlarım gözlerimden düşmek üzereyken, kırgındım hayata. Kızgındım ve oldukça da sinirliydim. Bir şeyleri kırıp parçalamak istiyordum.

Olduğum yerde donakalmıştım sanki ayaklarımın üzerine kilolarca beton dökülmüştü ve beni yerimden kıpırdatmamak için tüm baskısını uyguluyordu. Göz yaşlarım bir bir dökülürken yanaklarımdan sakince olduğum yerde duruyor göz yaşlarımın yerle buluşmasına izin veriyordum. 

Birden kendi çocukluğum gözlerimin önünde beliriverince derince bir nefes aldım..

Küçük Aurora hapsedildiği kilerde dizlerini kendine çekmiş, cenin pozisyonu almıştı. Gözleri ağlamaktan kızarmış, sesli haykırışları iç çekişlere dönmüştü. Dizlerini kafasına yasladığı için yüzünü çok net göremiyordum fakat acısını iliklerime kadar hissediyordum. Ve birden kafasını yasladığı dizlerinden kaldırdı ve gözlerimizi birbirimize kenetledi...

Nefes alamıyormuşum gibi hissediyordum. Ciğerlerimi patlatmak istercesine tekrar derince bir nefes aldım...

Bu sefer farklı bir yerdeydim. Teyzemlerin odasındaydım. Aynanın karşısına geçmiş sigara izmaritlerinin yaktığı yerlere teyzemin makyaj çantasından kaçırdığım kremi sürmeye çalışıyordum. Ağlamıyordum. Güçlüydüm, 6 yaşında olmama rağmen güçlüydüm..

Neyin gerçek neyin hayal olduğunu anlayamayacak boyuta geldiğimde kendimi salonun ortasında yere bıraktım. Dizlerimin üstüne kapanarak ağlamaya başladım. Hıçkırarak ağlıyordum. Duvarlarımın arkasında kilitli tuttuğum Aurora dışarı çıkmak için deli gibi yumrukluyor, tekmeler sallıyordu.

Destinesia | JeonJungkookWhere stories live. Discover now