XX

7.1K 428 327
                                    




**Bol bol satır arası yorum ve oy istiyorum Mochi'lerim**
💜💜Lütfen beni üzmeyin💜💜

Jungkook'un Ağzından:

Aurora'yı kolundan çekip onu lavaboda yalnız bıraktığımdan itibaren yaklaşık on dakika geçmişti. Büyük ihtimalle sersemlemiş olduğu için bir süre lavaboda kalmış daha sonrada koştura koştura odasına çıkmıştı.

Tekrar mutfağa döndüğümden itiberen Jin Hyung'un Aurora'yı taklit etmesini izliyorduk. Ne kadar sinirlensem de yaptığı hareketler oldukça komik görünüyordu. Elindeki tavayı pankekler yapışmasın diye sallarken diğer taraftan da olmayan göğüslerini sallayıp Tae Hyung'a doğru eğiliyordu. Masadaki herkes gülerken bir ben gülmüyordum.

''Hy-Hyung tamam yapma.'' Gülmekten yaşaran gözlerini silerken bir taraftan konuşmaya çalışan Tae Hyung sinirlerimi bozmaya devam ediyordu.

Hoseok Hyung kıkırdamaya devam ederken Jin Hyung'da kendi yaptığı hareketlere gülüp kendi kendine kahkaha atıyordu.

''Yeter artık gülmeyin. O kadarda komik değil.'' Dişlerimin arasından kurduğum cümle Jin Hyung tarafından göz hapsine alınmama sebep olurken umursamamaya çalışmış konuyu dağıtmaya çalışıyordum.

Konumuz Aurora'nın göğüsleri olmamalıydı yoksa her an masanın üzerinde duran çubuğu birine saplayabilirdim.

''Tamam Jin Hyung gerçekten. Aurora gelecek şimdi.'' Hoseok Hyung yüzündeki gülümsemeyi silmiş ciddi durmaya çalışıyordu.

Bu sırada kapı çalmış bende oturduğum sandalyeden kalkarak kapıyı açmaya gitmiştim. Jimin, Yoongi ve Namjoon Hyung kapıda dikilirken geçmeleri için kenara çekilmiş daha sonrasında arkalarından kapıyı kapatmıştım.

Masanın etrafına doluştuklarında Yoongi Hyung Aurora'yı sormuştu.

''Aurora nerede?'' pişen pankeklerden tabağına alırken sorduğu soruyu kimse cevaplamayınca tekrar konu açılmasın diye ben öne atlamıştım.

''Odasına çıktı galiba Hyung.'' Konuyla ilgilenmiyormuş gibi bende tabağıma pankek koymuş yemeğe bağlamıştım.

Bu sırada oturma odasında yankılanan Aurora'nın telefonunun sesi bir anlık dikkatimizi dağıtsa da bir çoğu yemek yemeğe odaklanmıştı. Kimin bu kadar ısrarla çaldırdığını merak ediyordum. Acaba kalkıp baksa mıydım? Sonrada telefonunu Aurora'ya götürürdüm.

''Bu kadar ısrarla aradığına göre önemli bir şey olsa gerek. Belki Sejin Sunbae'dir.'' Kendi kendime konuşuyormuş gibi yaparak oturduğum yerden kalktığımda oturma odasına doğru yönelmiş tüm dikkatimi sehpanın üzerinde çalmaya devam eden telefona vermiştim.

Bu sırada Aurora üstüne giyindiği beyaz gömlek ve siyah kumaş bir etekle apar topar aşağıya koşturup elinde tuttuğu çantasını gelişigüzel koltuğa atmış benden önce telefona ulaşmıştı.

''Alo? Efendim Iseul Hanım.'' Kulağındaki telefonu omzuyla sıkıştırmış eteğinin yarısına kadar kapatmayı başardığı fermuarını kapatmaya çalışıyordu.

Karşıdaki kadın bir şeyler söylemeye devam ederken Aurora dikkatle dinliyor hiçbir detayı kaçırmak istemiyor gibiydi.

''Ne? Ne demek gösteriyi bir saat öncesine aldık! Bunu şimdi mi haber veriyorsunuz Iseul hanım?'' sinirlendiğini oldukça belli eden Aurora burnundan soluyor, kapatmaya çalıştığı fermuarını bile boşvererek tek elini beline koymuş karşı tarafın açıklama yapmasını bekliyordu.

Destinesia | JeonJungkookWhere stories live. Discover now