XI

7.9K 390 343
                                    




Jungkook'un Ağzından;

Şirketin kafeteryasında bir şeyler atıştırdıktan sonra tekrar yukarı çıkıp dans pratiği yapmaya karar vermiştik. Biz Jimin ve Hoseok Hyung'la merdivenlerden çıkmaya karar verdiğimiz sırada, diğerleri asansörü kullanmaya karar vermişti. Zinde kalmalıyım diye düşünüyordum. Her zaman, gücümün son damlasına kadar pratik yapmalı, sahneye çıktığım zaman hiçbir hareketi kaçırmamalıydım. Biz merdivenlerin sonuna geldiğimiz zaman, diğerleri çoktan pratik odasına yönelmiş kendi aralarında konuşuyorlardı. Pratik odasına girmeden önce onlara yetişip hep beraber odanın içine girmiştik.

"Hayır Hyung, kollarını biraz daha açmalı, dans ederken vücudunu daha esnek tutmalısın." Namjoon Hyung'un kollarını tutup biraz daha yukarı kaldırdığımda kafasını anladığını gösterecek şekilde sallamış, koreografinin o kısmını baştan çalışmaya başlamıştı. Dans pratiği yaparken, her zaman dansta biraz daha iyi olan üyeler, diğerlerine yardımda bulunuyordu.

Dans pratiğine mola verdiğimiz sırada birden aklıma Aurora gelmişti. Aurora, ne kadar güçlü görünmeye çalışsa da kalın duvarlarının altında kırılmaya çok müsait biri vardı. Hissedebiliyordum.. Ani duygu değişimleri vardı. Aklıma Yoongi Hyung'un Aurora'ya karşı bu sabahki tavrı gelmişti. Aynanın kenarında duran koltukla otururken kimseye belli etmeden Aurora'nın hareketlerini izliyordum. Yoongi Hyung'un yaptığı hareket sonrasında uzun süre yüzüne bakmıştı. Gözlerinde ki hüznü kısa bir an için görmüş olsam bile, anında gözlerini kapamış, açtığındaysa kalın duvarlarını tekrar önüne koymuştu. Kendini bu şekilde savunmaya geçtiğinde duygularından yoksun görünüyordu. Acımasız, soğuk ve korkutucu...

Herkes kendini bir yerlere atmış dinlenmeye başladığı sırada üstümdeki terli Tshirt'i çıkarmış koltuğa doğru atmıştım. Yere oturarak sırtımı koltuğun oturma yerine dayadığımda hala aklımın bir köşesinde gezinen Aurora dikkatimi başka bir şeye yöneltmeme engel oluyordu. Elimde ki su şişesini kafama doğru dikip birkaç yudum içtikten sonra kalanını yüzüme doğru döküp kendimi serinletmeye çalışmıştım. Gözlerimi kapatıp geriye doğru kafamı atmış dinlenmeye çalıştığım sırada kapının açılmasıyla kafamı kaldırıp gözlerimi kapıyla buluşturmuştum. Sejin Sunbae odaya girip ortaya kadar geldiğinde gözleriyle odanın içini taramış, yorgunluktan odanın içerisinde dağılmış olarak oturan üyelere doğru bakmaya başlamıştı.

"Aurora nerede? Bir fikriniz var mı? Aradım ama telefonunu duymadı." Sejin Sunbae bizden cevap beklemeye başladığı sırada Jimin Hyung bekletmeden cevap vermişti.

"Bize dinlenme odasında olacağını söylemişti Sunbae. En son senle birlikte gördük. Sen çıktıktan kısa bir süre sonra oda çıktı."

Kafasını anladığını belli eder şekilde salladıktan sonra tekrar konuşmaya başladı.

"Tamam o zaman, biriniz gidip Aurora'yı çağırsın sizinle birlikte onunlada konuşmak istediğim bir konu var."

Herkes odada birbirine bakarken Hoseok Hyung çok geçmeden kalmak için hareketlendiğini gördüğümde bende hareketlenmiş yerimden hızlıca kalkmıştım.

"Dur Hyung! Sen çok yoruldun ben gider çağırırım."

Panikle yerimden kalktığımda herkes oldukça şaşırmış bu kadar hızlı hareket ettiğim için anlam verememişlerdi. Kapıya kadar geldiğim sırada Jin Hyung'un sesiyle olduğum yerde durup dediği şeyi anlayamadığım için ona doğru dönmüştüm.

Destinesia | JeonJungkookWhere stories live. Discover now