III

10K 435 219
                                    







"Sence de o çelimsiz bedenine göre fazla iddialı konuşmadın mı küçük kız?"

Elim hala kapıdayken duyduğum sesle irkilip olduğum yerde donakalmıştım. Nasıl yani burada tek değil miydim? Gözlerimi sıkıca kapadım ve tuttuğum nefesimi seslice dışarı verdim. Sesin geldiği yöne doğru dönerken Himchan'la yaptığım konuşmayı kafamda tekrar taramaya başlamıştım. Kötü bir şey demiş miydim? Yok canım daha neler. Vücudumu tamamen döndürdüğümde bana doğru bakan yedi surat görmeyi beklemediğim için bir kez daha irkilmiştim. Refleks olarak elimi kalbime götürdüğümde içlerinden birinin kıkırdadığını duymuştum ama kimin kıkırdadığını seçememiştim. Gözlerim, gülmese bile dudaklarının arasından görünen ve resmen ben tavşan dişliyim diye bağıran çocuğa kitlenmişti. Gülse kim bilir ne kadar güzel durur.. Tanrım neler diyorum ben acilen kendimi toparlamalıyım.. Duruşumu biraz daha dikleştirip konuşmaya başlamıştım.

''Sence de tanımadığın bir insana karşı fazla ön yargılı konuşmadın mı koca oğlan?''

Tavşan dişli tekrar konuşmak için ağzını açtığı sırada başka biri konuşmaya atladığı için gözlerim ona doğru dönmüştü.

''Voaahh, gözlerin ne kadar güzel! Koreli değilsin değil mi?''

''Hayır, Koreli değilim ve teşekkür ederim.''

Sorduğu soruya gülümseyerek cevap verdiğimde yüzünde ki gülümseme daha da büyümüştü. İnsana mutluluk veren ve iyi hissetmesini sağlayan bir aurası vardı. Tavşan dişli tekrar konuşmaya başladığı an yüzümdeki gülümseme tekrar kendini somurtmaya bırakmıştı.

''Ne kadar abarttın Hyung senin de mavi lensin var ayrıca çok istiyorsan çift göz kapağı ameliyatı da olabilirsin. Kimsenin buna karşı çıkacağını düşünmüyorum.''

''Birincisi gözlerinin lens olduğunu hiç sanmıyorum. İkincisi ise Hyung'unla daha saygılı konuşmalısın Jeon Jungkook.''

Jeon Jungkook? Neden ismi bana çok tanıdık geliyor? Yüzlerine daha dikkatli bakmaya başladığımda hepsinin birbirinden iyi göründüğünü fark etmiştim.

''Ah gerçekten bizi tanımadığını söylemezsin değil mi?'' seslice güldüğünde gözlerim Tavşan dişlinin adının Jungkook olduğunu söyleyen çocuğa baktım.Yüzü diğerlerinden daha tanıdık geliyordu. Nerede gördüm ben bu çocuğu? Kafayı yiyeceğim! Bir dakika.. Dance Street? Dance King? Bir ara dans etmeyi kafayı takmış sürekli dans videoları izliyordum orada görmüş olabilir miydim? Tabi yaa, Bingo! Jungkook'a göre daha çaprazımda duran çocuğa doğru bir iki adım ilerlediğimde bütün bakışların üzerimde olduğunu hissediyordum ama aldırmamıştım. Gözlerimi kısarak bakarken adını hatırlamaya çalışıyordum.

''Hatırladım!'' birden bire coşkulu bir şekilde söylediğimde ruh halimin değişimini yakalayamamış olacak ki verdiğim tepkiden dolayı biraz ürkmüştü.

''Ah, beni korkuttun gerçekten. Neyi hatırladın?'' beklenti içerisinde bana bakmaya devam ederken heyecanlı bir şekilde konuşmaya başlamıştım.

''İsmini... İsmini hatırladım. Jung Hoseok değil mi? Dans kralı? Voaah! O kadar fazla izlemiştim ki dans ettiğin videoları. Tanrım, inanılmaz güzel dans ediyorsun Sunbae.'' eğilip selam verdiğimde diğerlerinin beni ne kadar garipsediğini hissedebiliyordum. Kahkaha attığında onu tanıyor olmamın onu memnun ettiğini anlamıştım.

Destinesia | JeonJungkookWhere stories live. Discover now