IX

6.1K 379 154
                                    



Neredeyse yarım saat, kırk beş dakika önce çıktığım dükkana tekrar girdiğimde hizmet veren garsonlardan biri gülümseyerek 'hoşgeldiniz' demişti. Gülümseyerek başımla selam verdiğimde toplamakla meşgul olduğunu masaya geri dönmüş, kalan işine devam etmeye başlamıştı. Bende vakit kaybetmeden sipariş vermek için kasaya doğru yürümeye koyuldum.

"Merhaba, bir Americano alabilir miyim?"

"Tabi ki, buyrun siz şöyle oturun. Ben kahveniz hazır olunca sizi çağırırım. Kahvenin üstüne ne yazmamı istersiniz?" Çalışan kadının sorduğu soru karşısında kısacık bir an, acaba üstüne Nemrut Surat mı yazdırsam diye düşünmüştüm ama bunun çocukla çocuk olmaktan hiçbir farkı yoktu. Ben bunları düşünürken kadın sabırla gülümseyerek vereceğim cevabı bekliyordu.

"Sadece M.Y yazarsanız yeterli olacaktır. Ha bu arada, kahvenin mümkün olduğunca sıcak kalmasını sağlarsanız memnun olurum. Patronum biraz huysuz bir adam. Kahvenin sıcak olması onun için çok önemli bir unsur." dikkatle beni dinleyen kadın başıyla onaylayıp kahveyi hazırlayan başka bir çalışana söylemiş, tekrar işinin başına dönmüştü. Bende boş gördüğüm bir masaya oturup kahvenin olmasını beklemeye başlamıştım.

Bana seslenildiğini anladığım an telefonla uğraşmayı kesip, kasaya doğru yürüdüm.

"Buyrun efendim, kahveniz. Ricanız üzerine olabildiğince sıcak kalması adına çift kartona koyduk."

"Ah, çok teşekkür ederim. Ne kadar ödemem gerekiyor?" elimi çantamın içine attığımda Jungkook'un tshirti en üste kaldığı için cüzdanıma ulaşmam zaman alsa da sonunda çıkarabilmiş ve parayı kasiyere doğru uzatmıştım.

"45.000 wonn, teşekkürler efendim. Yine bekleriz." uzattığı para üstünü alıp rastgele cüzdanımın bir köşesine sıkıştırıp, çantama geri atmış fermuarını kapadıktan sonra elimi yakmamaya özen göstererek şirkete doğru yürümeye başlamıştım.

Pratik odasının kapısının önüne geldiğimde acaba kahvesinin içine tükürsem mi diye düşünüyordum. Tam kahvenin üstündeki kapağı tükürmek için açtığım sırada içeriden Taehyung'un bağırma sesi gelmiş, istemsizce kaşlarımı çatmama sebep olmuştu.

"Bütün videodaki görüntüler karanlık çıkmış! Bunu nasıl fark etmezsin!" sesindeki gerginliğin daha da arttığını fark ettiğim an kapıyı tıklatmadan kendimi direkt içeri attım.

"Sorun nedir Taehyung? Yardımcı olabilir miyim?" elimdeki kahveyi Yoongi'ye doğru uzatıp Taehyung'un yanına doğru yürümeye başlamıştım. Taehyung'un yanında duran kameramanın yüzünden anladığım kadarıyla büyük ihtimalle yeni kameramanlık yapmaya başlamıştı çünkü yüzünde yaptığı hatanın mahcubiyet izlerini taşırken, hatayı nerede yaptığınıda anlamaya çalışıyor gibiydi.

Kameraman'a doğru yürüyüp elimden geldiğince sıcak gülümsememi gözler önüne sunmuş yavaşça omzuna doğru elimle dokunmuştum.

"Sorunun ne olduğunu anlamana yardımcı olabilirim istersen. Sana yardım etmeme izin verir misin?" bu sırada Hoseok ve Jungkook dinlenmek için sırtlarını yaslandıkları aynadan ayrılıp meraklı gözlerle yanıma doğru gelmişlerdi.

Kamerayı elime alıp, sorun nerde anlamak amacıyla görüntüleri tekrar izliyordum ki Jungkook ve Hoseok'ta izlemek için kafalarını omzularımın iki yanından çıkarmışlardı. Jungkook'un omzuma değen sıcak nefesi tüm bedenimin istemsizce ürpermesine sebep olurken, dikkatimi izlediğim görüntülere veremiyordum. Tanrım çok dikkat dağıtıcısın..

Zor da olsa Jungkook'un dikkat dağıtıcılığını yok sayarak kameranın diyafram açıklığı ayarlarını ve perde hızını düzeltip tekrar video moduna aldım ve kadrajı yanımda duran Jungkook'a doğru çevirdim. İlk başta yaptığım hareketi beklemiyor olcak ki fazlasıyla şaşırmış, dudakları küçük bir o şeklini almıştı. Bu görüntü gülümsememe sebep olurken üstünden şaşkınlığını atıp kaşlarını çatmıştı. Bende kamerayı Hoseok'a çevirip tek elimle hareket etmesi için işaret vermeye çalışmıştım. Yaptığım şeyi anlayınca kameraya bakarak şebeklik yapıp dans etmeye başlamıştı. İstemsizce küçük bir kıkırtı dudaklarımdan döküldüğünde dans etmeye ara verip kameranın kadrajına bakmaya başladığında gözleri kameranın kadrajından benim gözlerimle buluştu. Aklından neler geçirdiğini anlayamasamda bu tuhaf duruma bir son vermeye karar vermiş kamerayı yüzümden uzaklaştırmıştım.

Destinesia | JeonJungkookWhere stories live. Discover now