"Söylediğin gibi de çekici miyim peki?"

Amacın ne Gece? Beni konuşturup egonu tatmin etmek mi istiyorsun?

"Fazlasıyla."

Dedikten sonra zaten dudaklarına yöneldim. Kuruyan dudaklarımı diliyle ıslattı. Elim ensesindeydi ve sürekli saçlarını çekiştiriyordum. Onun ise bir eli bel kavisimde diğeri boynumdaydı. Bu nadir yaşanan bir an gibi geldi bana. Dudaklarını yavaşça içtim. Her saniyenin önemini bilerek, isteyerek öptüm dudaklarını. Boynumda gezinen eli yavaşça kulağımın arkasına tırmandı. O hassas noktaya dokunduğunda dudaklarına doğru inledim ve gözlerim otomatik olarak kapandı. Bu an hiç bitmesin istiyorum. Kendini bana olduğu gibi teslim ettiği bu muhteşem an bitsin istemiyorum. Boştaki elim onun sert göğsüne tırmandığında bu işin iyi yöne gitmediğini biliyordum. Ve salondaydık. Her an biri gelebilirdi içeri. Ama şu an bunun bizim için bir önemi yoktu. Çünkü anı yaşıyorduk. carpe diem... Bu kelimenin anlamı tam olarak bu anı yansıtıyordu. Göğsündeki elim karnına doğru indi ve o müthiş kaslı karnını okşadım. Elimin altındaki sert tepecikler beni fena halde sıcaklatıyordu. Tam Geceyi koltuğa itip üstüne kapanmayı düşlerken yüksek sesle çalan telefon melodisi anın tüm büyüsünü bozdu. Ben beklediğim bir anda duyduğum ses yüzünden korkudan yerimde hoplarken Gece esaslı bir küfür etmişti.

"Her kimse tam zamanını buldu sahiden," diye tısladı sinirli ama komik bir şekilde.

Telefonu eline aldığında kaşı havalandı.

"Kim?" dedim bastıramadığım merakımla.

"Amcam," dedi gayet normal bir şekilde. Amcası neden arıyor ki şimdi?

"Açmayacak mısın?" diye sorduğum esnada aramayı yanıtladı.

"Hayırdır amca?" dedi açar açmaz.

Karşı tarafı duymak için dibine kadar girip telefona dayadım ben de kulağımı. Gecenin kucağına oturduğumu çok sonra idrak ettim.

"Benim canım yeğenim ne yapıyor ne ediyor bir arayıp sorayım dedim."

Sesindeki o cıvık ima midemi bulandırdı. Gecenin suratında kinli bir bakış vardı.

"Sadede gel."

Müthiş bir vurguyla gayet etkileyici bir şekilde konuştu.

"Ben de öyle yapacağım zaten. Diyorum ki pazar günkü partide şirketi oğluma devrettiğini açıklarsın artık."

Gece sinirli bir şekilde soludu.

"Amca ölmüş birine şirketi nasıl devredeyim?" derken takındığı ses tonu beni güldürdü. Kendi de gülüyordu zaten bıyık altından.

"Gece... Gece... Gece. Hadi ama ikimiz de biliyoruz ne demek istediğimi. O şirketi benim soyum hakediyor. Anlıyorsun değil mi? Benim oğlumun çocukları hakediyor. Senin gibi bir piçin değil."

Telefonu alıp avazım çıktığı kadar küfür etmek istiyordum bu adama. Pislik herif. Her seferinde kocama bunu yapıyordu. Gecenin yüzündeki ifade sarsıldı ama belli etmedi. Bunu sesine de hiç yansıtmadı.

"Haklısın amca. Ben de senin gibi düşündüğüm için partide bir açıklama yapıp şirketi Yalçına devredeceğim. Ondan sonra istediğiniz gibi kullanırsınız şirketi."

GECENİN IŞIĞIWhere stories live. Discover now