110. BÖLÜM

75.6K 3.1K 1.7K
                                    

KEYİFLİ OKUMALAR. Bölüm sonundaki önemli notu es geçmeyin lütfen.

••

Yemin ederim. Ben bir seni yaşayacağım.
-Reşat Nuri Güntekin

••

"Beni ilk gördüğünde hiç mi tanıdık bir şey bulamadın? Yani beni tanır gibi hissettin mi hiç?"

Onu ilk gördüğüm güme geri döndüm. O sert gözler ve bakışlar... o gözlerde hiçbir tanıdık ifade yoktu. Ama ilerleyen zamanlarda sanki o uzun zaman önce tanıdığım biriymiş gibi hissetmiştim. Ona karşı istemsiz bir yakınlık duyar gibi olmuştum.

"Seni ilk gördüğümde olmasa da ilerleyen zamanlarda sanki içimde bir yerlerde seni bir yerlerden hatırlar gibiydim."

Cevabıma karşılık ağır ağır başını salladı. Bu soruyu neden durduk yere sormuştu ki?

"Sen hiç değişmedin Işık. Benim için her zaman o minik masum kız çocuğu olarak kalacaksın."

Normal bir zamanda olsak konuyu çok farklı yerlere çekip onunla dalga geçerdim ama şu an o ciddi sesinin üzerine diyecek pek de bir şeyim yoktu.

"Dönelim mi artık?" dedim. Koruluğun sonuna gelmiştik. Sınırı geçip anayola girecektik neredeyse.

"Dönelim."

Dönüş yolu sessiz geçerken bir anda önümdeki taşa takılıp tökezledim. Adımımı zar zor kontrol edip yere kapaklanmaktan son anda kurtuldum. Ama tam da o an belimden başlayıp karnıma kadar bir ağrı girdi. Olduğum yerde kalakaldım. Sanki yürürsem kasıklarım patlayacaktı. Bacaklarıma felç inmiş gibiydi. Elim güçsüzce belime gitti. Gece bu halimi fark edince duraksadı.

"Ne? Ne oluyor Işık?"

Panik dolu sesiyle kolumu tutup beni kendine çekti. Ağrı artarken dişlerimi sıktım.

"B-bilmiyorum. Canım çok yanıyor."

Sanki karnımda koca bir bomba vardı da az sonra patlayacak gibiydi. Aldığım nefesleri can çekişir gibi veriyordum. Gece paniklemişti.

"Dur. Sakin ol. Ben... ne yapayım şimdi?"

Etrafa panikle bakındı.

"Gece! Canım yanıyor."

Bacaklarım daha fazla beni taşıyamayacaktı. Yere yığılmak üzerdeydim ki Gece daha sıkı tuttu kolumdan.

"Ambulansı arayacağım."

Onun da büyük bir korku içinde olduğunu biliyordum. Bunu anlamıştım çünkü korkudan saçmalıyordu.

"Gece!! Ambulans gelene kadar ne olur benim halim?"

Derin nefesler alıyordum. Kasıklarımdaki kan fokur fokurdu. Karnımda büyük bir acı vardı. Belimden başlayıp tüm göbeğimi sarmıştı bu ağrı.

"Kahretsin!" diye inledi. Telefonunu eline alıp bir numara tuşladı.

"Elif koruluğun sonundayız. Işık fenalaştı. Hemen arabayla bizi al."

Telefonu kapattıktan sonra belimden tutup kucağına aldı beni. Ağrı dayanılmaz bir boyut almıştı. İnlemekten karın kaslarım acıyordu.

"Dayan. Dayan güzelim. Elif birazdan burada olacak."

Beni yatıştırmaya çalışan sesi bariz panik doluydu. Karnımdan yayılan ağrı tüm vücuduma yayıldı. Ayak parmaklarım bile uyuşuyordu. Gözlerime bir ağırlık çökmüştü sanki. Yavaş yavaş göz kapaklarım aşağı kayıyordu.

GECENİN IŞIĞIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin