102. BÖLÜM

66.9K 2.4K 1K
                                    

KEYİFLİ OKUMALAR

••

Beğendiğiniz bedenlere hayalinizdeki koyup aşk sanıyorsunuz.
-William Shakespeare

••

Her evlilikte ufak tefek sırlar, pembe yalanlar vardır. Gerçi yalanın pembesi beyazı olmaz. Ama bunlar o evliliğin ayakta kalmasını sağlayan temellerdir. Hele bir de ilişki bu yalanların üzerine kuruluysa. Günümüzün en büyük evlilik sorunu da yalan bence. Çünkü çiftler ilişkinin başında aşk büyüsüne kapıldığını sanıp o çerçevede ufak yalanlar söylüyorlar. Hepinizin bunu yaptığına şüphe yok. Tabii istisnalar da vardır. Mesela ben. Gece ile olan ilişkimizde ona bir kere bile yalan söylemedim. Kesinlikle emindim bundan. Ondan hiçbir şey gizlemedim. Evliliğimiz süresince de böyle oldu bu. Her zaman ona sadık bir eş oldum. Ondan da bu karşılığı almak isterdim. Ne yazık ki bu mümkün olmadı. Evliliğimizin altındaki sırları yeni yeni öğreniyorum. Gece'nin beni çok önceden tanıdığını mesela. Bu bana hâlâ inanılmaz geliyordu. Çünkü nasıl olur da insan ilk aşkına karşı böylesine gaddar davranabilirdi. Bunu geçtim nasıl bu kadar güzel saklayabildi hislerini. Sanki ağzı mühürlenmiş gibiydi. Hiçbir pot kırmadı. Bu konuda bir tebrik hakediyordu. Ama bu takdir edilesi bir konu değildi. Büyük bir sır vardı bizim evliliğimizin içinde. Ve o sır her şeyin sonu olacaktı belki de. Neden bile bile o sırrı öğrenmek ister ki bir insan? Evet, deli gibi merak ediyorum. Bu sırrı öğrenmek için can atıyorum ama korkuyorum da. Çünkü kocama aşığım. Ve onun da bana olan aşkını biliyorum. İlişkimizi tehlikeye atan bir şey öğrenmek bana saçma geliyordu. Sorsam söyleyecekti. Buna şüphe yok. Hatta onu terk edersem karşı gelemeyeceğini de söylemişti. Bunu duymak beni çok şaşırtmıştı. Bizi sadece ölüm ayırır diyen o değil miydi? Tamamen şaşkındım ve ne yapacağımı bilmez haldeydim. Tüm vücudum öğrenmem için ısrar ederken ben bilinmeze düştüm. Onu kaybetmek istemiyordum. Tek istediğim bu büyük sırrın kaldırabileceğim bir şey olmasıydı. Beni aldatmasını asla ve asla kaldıramazdım. Başka bir kadın düşüncesi bile beni delirtmeye yetiyordu. Ne olursa olsun onu affetmezdim. Beni aldattığı düşüncesi kahrediyordu kalbimi. Öğrenmek istiyordum. Öğrenmek ve kurtulmak. Bu yükle nasıl yaşıyordu o? Ben son yarım saattir kalbimin ağırlığıyla zor başa çıkıyordum.

"Öğrenmek istiyorum."

Bunu beklemediği kesindi. Yüzünde o artık her şey bitti ifadesini görmek beni mahvetti. Perişan bir hâl aldı yüzü. Kararımdan dönmem için yalvarır gibi baktı ama hayır bu gece bu sırrı öğrenecektim ve ne olacaksa olacaktı. Elim ayağım heyecandan titriyordu. Ağzını açıp kapattı. Onun da benden farkı yoktu. Nereden başlayacağını bilemez gibiydi. Acı dolu bir bakış geçti gözlerinden.

"Seni çok sevdiğimi ve ne kadar aşık olduğumu biliyorsun değil mi?"

Sesi titredi. Kahretsin. Ağlasın istemiyordum. Koluna dokundum.

"Biliyorum," dedim kısık bir sesle. Yüzünü öteki tarafa çevirmişti. Bana bakmıyordu. Çenesini tutup bana bakması için zorladım.

"Lütfen beni bırakma. Sana yalvarıyorum bırakma beni. Her şey için özür dilerim."

Daha hiçbir şey anlatmamıştı bile. Dolu dolu olan gözlerine baktım. Onu bırakmayacağıma söz veremezdim. Evet deli gibi aşıktım. Ama hiçbir kadın ihaneti kaldıramazdı.

"Anlat," dedim net bir sesle. Bir an önce anlatmasını istiyorum. Bir süre gözleri kapalı halde bekledi. Yanıbaşımda bir anda enkaza dönüştüğü görmek beni hep şaşırtıp hem de kahrediyordu. Onu güçsüz görmeye tahammülüm yoktu.

"Az önce bizim eve bir kere geldiğini ve bir daha gelmek istemediğini söylemiştim."

Başımı salladım. Duyacaklarıma ben hazırlanmıştım. Ama kalbim hâlâ hazır değildi.

GECENİN IŞIĞIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin