GECENİN IŞIĞI

108. BÖLÜM

MULTİDE: GECE KARAYEL

KEYİFLİ OKUMALAR

••

Hayat bazen öyle insafsız ki, küçük bir boşluğundan yakalar, hissettirmez en zayıf anında, seni ta yüreğinden yaralar.
-Sezen Aksu'dan inciler

••

Gece Karayel... Sen ne sinsi bir adamsın. Bir insan aleyhine olan her durumu nasıl lehine çevirir bir anda. Güneş Gece'nin önerisini bayıla bayıla kabul etmişti.

"Haklısın Gece. Anne ben burada kalayım. Lütfen. Olur mu?"

Annem önce bana bakıp daha sonra kabul etti.

"E iyi bakalım. Nasılsa yarın pazar."

Kardeşim sevinçle el çırpıp Gece'nin yanında aldı soluğu. Ben de bizimkileri kapıya kadar geçirdim. Gece'nin adamlarından biri arabayı getirdiğinde hepsi ile teker teker sarıldım.

"Arayı çok açmayalım anne."

"Siz de gelin kızım. Her zaman bekleriz."

Onlar arabaya bindiğinde ben de kapıyı kapatıp içeri geçtim. Elif ben salona girdiğimde koltuktan kalkıyordu.

"Ben uyuyorum Işık. Yarın sabah erken kalkacağım."

Önce başımı sallasam da sonra merak edip sordum.

"Jonas'la mı buluşacaksın?"

Gece'ye kaçamak bir bakış atıp onaylarcasına başını salladı.

"Pazar gününü birlikte geçirmeye karar verdik."

Ha ha. Sanki diğer günleri ayrı geçiriyorlar. Bu hafta her gün buluştular neredeyse.

"Pekala. Allah rahatlık versin."

"İyi geceler," dedi sesli bir şekilde. Gece'ye de hitap etmişti bu şekilde.

"İyi uykular," diye karşılık verdi Gece. Elif salondan çıkarken ben de yavaş hareketlerle koltuğa oturdum. Sırtıma bir yastık koyup daha rahat bir pozisyon yakaladım.

"Hadi sinema odasına çıkıp film izleyelim," dedi kardeşim hevesle. Gece hemen yerinden kalkarken benim kalkmam biraz uzun süre almıştı.

"Abla iyice hantal oldun sen," diye takıldı Güneş bana.

"Keyfimden mi hantallaştım ablacım. Baksana göbeğime."

Gecenin dudaklarında içten bir gülümseme belirdi göbeğime bakarken.

"Güneş... sence de hamilelik ablana çok yakışmamış mı?"

Bunu söylerken gözleriyle tüm bedenimi süzdü.

"Evet. Eskisinden de güzel görünüyor. Senden bir parça taşıyor sonuçta. Bu kadar güzelleşmesi normal yani."

Güneşe inanamayan gözlerle baktım. Beni şok ediyordu gerçekten. Demek Gece sayesinde güzelleştiğimi düşünüyor. Bak şu işe ya. Kardeşimin gözünü bile ne kadar güzel boyamış.

   Hep birlikte sinema odasına geldiğimizde buraya yine en son Güneş sayesinde geldiğimizi hatırladım. Güneş yine izlemek istediği filmi kendi seçmişti.

Abel.

Eminim bu filmi adı yüzünden seçmişti. Ya da DVD'nin kapağındaki erkek çocuğu yüzünden. Güneş Gece ile aramızdaki koltuğa oturdu. Kumandayı da eline almıştı. Filmi başlatıp başını omzuma yasladı. Bu koltuklar fazlasıyla rahattı. İnsanın uykusunu getirtecek cinsten rahat.
   
     Film gayet güzel ve garip ilerlerken gözlerimi açık tutmakta zorlanıyordum. Gece ile Güneşse atmaca gibi capcanlı gözlerle filmi izliyordu. Güneş kafasını benim omzumdan alıp Gece'ninkine koydu. Bir yandan filmi de merak ediyordum. Dikkatimi çekmişti. Ama gözlerim ağır ağır kapanırken filmin geri kalanı pek de cezbedici gelmiyordu.