36. BÖLÜM

112K 3K 807
                                    

Keyifli okumalar.

••

Ve aşk; o omzuna yattığında, rahatsız olmasın diye kılını bile kıpırdatmamaktır.
-Can Dündar

••

Emrivakilerden nefret ettiğimi kaç kere söylemem gerekiyordu. Her seferinde sanki onun çocuğuymuşum gibi bana emirler veriyordu. İyi ki demişim bu adam neden bu kadar sessiz diye. Neymiş efendim yarın gece bir davet varmış ve ben de katılacakmışım. Tabi bu bana bir mesaj olarak geliyor ve hiç de kibar olmayan bir şekilde. Herzamanki gibi emrivaki ile.

GECE
Yarın gece bir davete katılacağız. Kıyafeti ben yollayacağım. Sen giy ve saat dokuzda hazır ol.

Bu kadar işte. Hiç sormaz ki! İyi misin? İster misin? Senin için bir problem arz ediyor mu? Niye sorsun ki? Nasılsa o patron. O kimseye bir şey sormaz direk emir verir sen de o emire uyarsın. Gönderdiği elbise siyah askılı bir elbiseydi. Midi boydu.

Tüm bunları kendi mi seçmişti acaba? Bu müthiş ayakkabıyı Gece'nin seçtiğine inanasım gelmiyordu bir türlü

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Tüm bunları kendi mi seçmişti acaba? Bu müthiş ayakkabıyı Gece'nin seçtiğine inanasım gelmiyordu bir türlü. Bir de küçük bir el çantası vardı. Saat sekize gelmesine rağmen ben hâlâ hiçbir hazırlık yapmamıştım. Gece annemden davet için izin almıştı ve annem izin vermişti. Ah anne ne diye izin verirsin ki! Akşam yemeğine katılmayıp saçımı makyajımı yaptım. Saçlarımı yukarıdan bir topuz yaptım. Makyaj olarak ise hafif bir şeyler. Yalnız rujumu renkli yapmıştım. Bordo bir ruj. Cidden güzel olmuştu. Siyahlar içinde sönük gözüktüğümü düşünüyordum. Üstelik bu renk bile beni olgun göstermiyordu. Siyah renk olgun gösterir halbuki. Ama bu bende etki göstermiyordu. Saate baktığımda dokuza çeyrek kaldığını gördüm. Odamdan çıkıp aşağı indim. Annem sofrayı topluyordu. Yanına gidip yardım etmek istedim.

"Elleme kızım sen. Üzerine falan bulaşır," deyip beni engelledi. Ona hak verip içeri geçtim. Gece birazdan burada olurdu. Hangi davet? Kimin daveti? Ne daveti? Hiçbir şey bilmiyordum yalnızca ona eşlik edeceğimi biliyordum. Az sonra çalan kapı zili ile kalbim pır pır etmeye başladı. Heyecanla kapıyı açtım. Gelen Geceydi. Üzerime yolladığı bordo kabanı geçirip anneme haber verdim ve evden çıktım.
Gece siyah bir takım giymişti. Her zamanki takımlarından biraz daha farklı daha şıktı. Arabaya hiç konuşmadan bindik. Aramızda soğukluk mu vardı? Nişana az bir zaman vardı ve aramız limoniydi. Bu defa ben bir şey yapmamıştım. Aslında... sanırım butikte kıyafet tartışması geçirdiğimiz için de böyle davranıyor olabilirdi. Hadi ama abartma Gece!

"Her defasında abartan ben oluyorum zaten." Kafamı çevirip korku ile ona baktım.
B-bu nasıl oluyordu? Sesli konuşmadığıma dair yemin edebilirdim. Beni nasıl duyuyordu. Beynimi mi okuyordu? Bu imkansızdı. Her defasında bir sonuça varamayıp kapattığım konu şimdi bana korkutucu geliyordu.

GECENİN IŞIĞIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin